ABD tarafından hazırlanan ve Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan ‘Yüzyılın Anlaşması’ planı açıklandı.
Filistin davasına yönelik imha çalışmasının yürütüleceği plana verilen isim olan Yüzyılın Anlaşması' planının beklendiği üzere skandal bir içeriğe sahip olduğu görüldü.
ABD Başkanı Donald Trump’ın çevresindeki evanjelik kadronun hazırladığı 'Yüzyılın Anlaşması' planının satır başları şu şekilde oluştu:
Küdüs, İsrail'in bölünmez başkenti ilan ediliyor
Yahudi işgal birimleri meşrulaştırılıyor
Filistinli mültecilere geri dönüş hakkı verilmiyor
İsrail'in, deniz sınırları üzerinde egemenliği tanınıyor
'PLANDA BÜYÜK BİR SÜRPRİZ OLMADI'
Ortadoğu Araştırmacısı Dr. Selim Sezer, ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan 'Yüzyılın Anlaşması' planını milligazete.com.tr’ye değerlendirdi.
Açıklanan planda büyük bir süpriz olmadığını kaydeden Selim Sezer, "Her ne kadar var olan haliyle plan bir takım belirsizlikler ve muğlaklıklar içeriyor olsa da temelde Filistinlilere çok sınırlı getirileri olan, karşılığında ise uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler’in reddettiği işgali meşrulaştıran, Kudüs’ün “İsrail’in başkenti” olduğunu yineleyen, Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerini kalıcı hale getiren ve bu bölgenin geniş bir kısmının İsrail tarafından ilhak edilmesi için yeşil ışık yakan bir metin ortaya çıktı" ifadelerini kullandı.
Sezer, Filistinlilerin tamamının bu tasfiye planını reddettiğini, Türkiye ve İran gibi önemli bölgesel aktörlerin yanı sıra Lübnan ve Cezayir gibi bazı Arap ülkelerinin de karşı çıktığını, Rusya gibi aktörlerin ise karşılıklı diyalog çağrısı yaptığını belirtti.
'YAKIN VADEDE İHTİMAL DAHİLİNDE GÖRÜNMÜYOR'
Planın içeriği, gündeme getirilme biçimi ve bölgeden ve dünyadan gelen tepkiler düşünüldüğünde, en azından yakın vadede planın hayata geçirilmesinin ihtimal dahilinde görünmediğini söyleyen Sezer, ABD ve Siyonist İsrail rejiminin elini en fazla güçlendiren durumu da belirtti. Sezer, söz konusu durumu, 'BAE, Umman ve Bahreyn’den Katar, Suudi Arabistan ve Mısır’a kadar pek çok Arap devletinin plana çeşitli biçimlerde destek vermiş olması' olarak açıkladı.
Ortadoğu Araştırmacısı Dr. Selim Sezer şu ifadeleri kullandı:
"Bununla birlikte bu süreçte hem Trump yönetiminin hem de İsrail’in elini en fazla güçlendiren şey, BAE, Umman ve Bahreyn’den Katar, Suudi Arabistan ve Mısır’a kadar pek çok Arap devletinin plana çeşitli biçimlerde destek vermiş olması. Özellikle Körfez rejimleri, Filistinlilerin tarihsel haklarını tasfiye eden ve işgali genişleten bu planın “rüşvet” boyutunu, yani Filistinlilere belli bir miktar para karşılığında planı kabul ettirmeye çalışma misyonunu üstlenmiş durumdalar. Burada belirleyici olan husus, bu Arap rejimlerinin Filistinli siyasi gruplar ve karar alım merkezleri üzerinde ne kadar etkili olacağıdır. Özellikle Mısır ve Katar gibi Filistin siyasetini bir düzeyde etkileyebilen devletlerin de plana destek vermesi, uzun vadeli sonuçlar hakkında zihnimizde soru işaretleri uyandırmaktadır."
'FİLİSTİN'İN ULUSAL BİRLİĞİNİ GÜÇLENDİREREK YANIT VERMESİ DE İHTİMAL DAHİLİNDE'
'Yüzyılın Anlaşması' planını milligazete.com.tr’ye değerlendiren Ortadoğu Araştırmacısı Dr. Selim Sezer, Filistin'in “Yüzyılın Anlaşması”na kendi ulusal birliğini güçlendirerek yanıt vermesinin de ihtimal dahilinde olduğunu söyledi.
Ortadoğu Araştırmacısı Dr. Selim Sezer sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
Buradan doğabilecek bir diğer ihtimal ise ABD ve İsrail’in, Filistinlileri “çözüme ve barışa razı gelmeyen” taraf olarak tanımlayıp, yeni saldırı ve işgal hamlelerine girişmesi ve bunun sorumlusu olarak Filistinlileri göstermesidir. Son olarak, “Ortadoğu Dörtlüsü” gibi mekanizmaların devreye girerek, bir müzakere süreci içerisinde planı revize etmeye ve görece “makul” hale getirmeye çalışmak gibi bir yönelimi benimsemesi de mümkündür.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Ali - Amaç zaten bir anlaşma felan değil. Dikkat ederseniz bazen bu israil-filistin sorunu gündeme getirilir, herkes israili protesto ettirilerek müslümanların gazı alınır. Geçen yıl hatırlarsanız abd elçiliğini Kudüse taşıdı diye yoğun protestoralar yapılarak gaz alınmıştı, sonuçta ne oldu?
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.