AKP eski milletvekili Mehmet Metiner, Star gazetesindeki köşesinde AKP’nin içinde yaşananlara ilişkin dikkat çeken "Milletvekilleriyle yapılan toplantıya dair…" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un genel merkezde milletvekilleriyle toplantı yaptığını belirten Mehmet Metiner, 24 Haziran seçimleri öncesinde milletvekillerinden istenilenin yapılmadığını yazdı. Milletvekillerinin, Bakanlarla görüşemediğini de anlatan Metiner, “Ömrünü davasına adamış, partisinin iktidarı için gece gündüz demeden çalışan birilerine şayet bir bürokrat makamında kurulduğu koltuğunda ağzındaki sigarasını tüttürerek ikide bir sırtını yasladığı bakanın adını anıp terbiyesizlik yapma cüretini gösterebiliyorsa kimse kusura bakmasın ama bu durumda sadece milletvekillerine yapılan telkinlerle bu iş yürümez” ifadelerini kullandı. Metiner bu sorunlar üzerinden sistem eleştirisi de yaparak, “bu sistem sadece hüsran getirir” dedi.
Mehmet Metiner’in konuyla ilgili yazısı şöyle:
“Medyadan öğrendiğim kadarıyla Reis’in talimatıyla AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş genel merkezde milletvekilleriyle toplantı yapmış. “Daha çok çalışın. Resmî ve formel çalışmaların dışında gönüllere girecek çalışmalar yapın. Her hafta seçim bölgenizde olun.” Denilenler özetle bunlar. Ama tuhafıma giden husus şu: Bunları söylemeye gerek var mı? Bunlar aşkla ve inançla zaten yapılması gereken şeyler değil mi? Bunları yapmayanın AK Partililik ve dava aidiyeti zaten sorunludur demektir.
Milletin istemediklerini istemenin veya millette karşılığı olmayanları ısrarla o makamlara getirmenin elbette siyasi bir bedeli olur. Bunları bugüne kadar yapmayanların bu ikazlardan sonra yapacaklarını düşünmek bence kendimizi kandırmaktan öte bir anlama sahip değil. İkazlar üzerine mecburen çalışıyor gibi görünenler merak ediyorum acaba gönülleri nasıl kazanabilirler?
Dava aşkı olanlar hiç kimseden talimat beklemezler. Kendileri herkesten daha çok çalışırlar. Halkla gece gündüz demeden onlardan biri gibi hemhal olurlar. Seçimden seçime değil, her gün her an... Güçsüzlerin güç bulamadığı ve güçlülerin daha da güç bulduğu bir vasatta güçsüzlerin kendilerine başka sığınaklar arayacağını unutmamak lazım. AK Parti’yi güç devşirmek için veya en fenası gücünü halka karşı kullanmak için araçsallaştıranların elinden kurtarmadığımız sürece halkın gönlüne girecek çalışmalardan sonuç alamayız. O yüzden kökten bir zihniyet ve kadro değişimine ihtiyaç var. “Yeni Ömerler!” vurgusu, bu açıdan nirengi öneme sahip. Yanlış hatırlıyorsam düzeltilsin isterim. 24 Haziran seçimlerinde milletvekili olacaklarda iki şey özellikle aranmıyor muydu? Seçim bölgesinde evi olacak, bir. Seçim bölgesinde çalışma bürosu olacak, iki.
Bu gerçekleşti mi? Büyük ölçüde hayır! Anadolu’nun bir şehrinde vekil seçilenin ailesi İstanbul’da. Veya başka ilin vekili İstanbul’dan çıkmıyor. İstanbul’dakilerin çok azı da zaten sahada bulunmuyor. Kiminin genel merkezde üst düzey görevleri olduğu için, kimilerinin Meclis’te yoğun işleri olduğu için... Şimdi bu gerçekliği görmeyecek ve konuşmayacaksak Reis’in sırtındaki yükleri nasıl indireceğiz?
Benim önerdiğim teşkilat modelinde vekillerin hiçbir şekilde genel merkezde ve parti karar organlarında görev almamaları vardı. Bırakalım milletvekilleri sadece milletvekilliği yapsınlar. Yani yasama faaliyetinin yanı sıra seçim bölgeleriyle ilgilensinler. Parti ayrı olsun. Parti başkanlarını vekiller belirlemesin. En güçlü vekilin belirlediği parti başkanları sadece o vekilin emrinde oluyorlar. Bu da partiyi hem halktan kopartıyor hem de parti içi iktidar mücadelelerini beraberinde getiriyor. Bu sistemi değiştirmeliyiz asıl. Aksi takdirde pek bir kıymetli olduğundan hiç kuşku duymadığım o ikazların ve ihtarların korkarım ki sonuca hiçbir etkisi olmayacak.
Milletvekilleri halk ile yürütme arasında işlevsel bir köprü gibidirler. Teşkilatlar da öyle. O yüzden iki kanaldan gelen talepleri anında yerine getirecek dava bilincine sahip bir bürokratik mekanizmaya ihtiyaç var. Bırakınız bakanlara, bakan yardımcılarına dahi ulaşılamıyorsa veya makamlarına gittikleri bürokratlar arkasına dayadığı bakan dolayısıyla gelenlere karşı üsttenci bir terbiyesizliğe yaslanabiliyorsa sorarım ben size o teşkilat başkanı veya vekil ne yapsın?
Bir bürokrat iki kelimesinin arasına bakanın adını koyma ihtiyacını hissedip bakanla olan yakınlığını hatırlatma gereği duyuyorsa, yani “Kimseye eyvallahım yok, arkamda bakan var!” kibriyle davranıyorsa bu sistem sadece hüsran getirir.
Ömrünü davasına adamış, partisinin iktidarı için gece gündüz demeden çalışan birilerine şayet bir bürokrat makamında kurulduğu koltuğunda ağzındaki sigarasını tüttürerek ikide bir sırtını yasladığı bakanın adını anıp terbiyesizlik yapma cüretini gösterebiliyorsa kimse kusura bakmasın ama bu durumda sadece milletvekillerine yapılan telkinlerle bu iş yürümez. Benden söylemesi. Sonra bunları niye demedin denilmesin diye yazıyorum.
Niye “Yeni bir AK Parti” dediğim doğru anlaşılsın diye ayrıca.”
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(5)Amuca - Yav bu Metiner durmadan davamız davamız deyip duruyor.parayı bulamadı daha bu herhalde atı alan üsküdarı geçti.eyyyyyy Metiner.
sarımahmutoğlu - bukadar bilge birisini niçin milletvekilliğinden aldılar anlaşılamıyor, adam yırtıyor kendini parti için hiçbişey(milletvekili değil) olmasmasına rağmen, milletvekili olanlar yangelip yatıyor
eren - davaymis,ne davadisini yurutuyorsnz,hangi davadan konuşuyosunuz,18 yil once davayi birakip kacip gityiler,sonuc noldu kocaman bi hysran,suan hersey ortada,ama ahiret hesabi var,
toprak - yani eyt de çıksa artık fayda vermiyor
Şeyhmüslüm - Sayın Metiner sahi Ak Partinin davası nedir açıklayabilirmisin. Önce Milli Görüş gömleğini çıkarıp FETÖ ile işbirliği yaparak Ergenekon balyoz davaları ile suçlu suçsuz demeden FETÖ ile insanları mağdur eden, Erbakan hocayı bırakıp FETÖ yü kendilerine hoca olarak seçenlerin davası ne ola acaba. Devletin bütün mekanizmalarını FETÖ ye teslim edip ortaklık bozulunca da FETÖ ile (kendileri hariç) hasbel kader yolları kesişenleri vatan haini ilan edip, şimdide devleti Milliyetçi ve Ergenekon balyozculara teslim edenlerin davası nedir açıklarmısınız..
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.