Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM), geleneksel hale gelen Çarşamba Konferansları başladı. ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, ‘50. Yılında Milli Görüş ve Gelecek Tasavvuru’ konulu sunumuyla ESAM Çarşamba Konferansları’nın 2019-2020 sezonunu açtı. ESAM Konferans Salonu’nda gerçekleşen programa Bülent Arınç, Saadet Partisi Genel Başkan yardımcıları Birol Aydın ile İlyas Tongüç, Toç-Bir-Sen eski Genel Başkanı Günay Kaya, eski milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kutan, konuşmasına, “Geçmiş dönemlerde Çarşamba Konferanslarımızın ilk konuşmasını, Merhum Erbakan Hocamız yapmakta idi” hatırlatmasıyla başladı. Erbakan Hoca’nın bu konuşmalarıyla sömürgeci zalimlerin hile ve desiselerini anlattığının altını çizen Kutan, ezilen ve sömürülen mazlumlara yol gösterdiğini ve uyanışlarına vesile olduğunu kaydetti.
MİLLİ GÖRÜŞ, İNSANLIĞA YENİ BİR ANLAYIŞ, BİR HEYECAN GETİRMİŞTİR
Milli Görüş Hareketi’nin hem ülkemiz hem İslam âlemi hem de insanlık için önemli dönüm noktalarından biri olduğunun altını çizen Kutan, konuşmasına şöyle devam etti: “1969 yılında ‘Bir çiçekle bahar olmaz’ eleştirilerine karşı, ‘Her bahar bir çiçekle başlar’ diyen Erbakan Hocamızın öncülüğünde yola çıkan Milli Görüş Hareketi, bu yıl 50. yılını kutlamaktadır. Bu 50 yıllık süre zarfında Milli Görüş, insanlığa yeni bir anlayış, yeni bir soluk, yeni bir heyecan getirmiştir. Ortaya koydukları teklif ve mesajlarla, hükümet ortağı oldukları dönemlerdeki uygulamalarıyla, Türkiye’nin, özellikle maddi, manevi, kültürel, ekonomik, sosyal ve dış politika alanlarındaki genel gidişini, istikametini büyük ölçüde etkilemiştir. İslam âleminin imkânlarını ve potansiyellerini ortaya koyarak, onlara gerçek gücünü göstermiştir. Dünyaya da barışın ancak, kendi medeniyetimizin ulvi değerleriyle gelebileceğinin işaretini vermiş ve bunun somut adımlarını atmıştır.”
MİLLİ GÖRÜŞÇÜLER İNSANLARa ŞANLI GEÇMİŞİNİ HATIRLATTI
Müslümanlar olarak barış ve adaletin hakim olduğu bir dünya istediklerini söyleyen Kutan, “Böyle bir dünyayı kuracak temel ilke ve esaslara da sahibiz. Bugün Müslümanlar kendi sorunlarını ve beşeriyetin karşılaştığı bütün problemleri kendi dünya görüşleri ve değer ölçülerini esas alarak çözmeye çalışmalıdırlar. 1940’lı yıllarda bu yürekler acısı gelişmeleri genç ilim adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve onun bir avuç arkadaşı adeta kahrolarak takip etmekteydiler. İlk günlerde çay sohbetlerinde bir araya geliyorlar, bir Müslüman sorumluluğu ile neler yapılabileceğini müzakere ediyorlardı. 1950 ve 1960’lı yıllardaki çalışmalar zaman içerisinde kendi zihniyetimizi ifade eden ‘Milli Görüş’ tanımlaması ile taçlandı. Milli Görüşçüler konferanslarla, yazılarla Müslümanlara hafızasını, şanlı geçmişini hatırlattılar. Onlara güçlerini, imkânlarını, coğrafyalarının önemini, tarihi mirasını gösterdiler. Müslümanlara emperyalist şer güçlere karşı ‘hayır’ denilebileceğini, onurlu durulabileceğini gösterdiler. İslam âlemine Siyonizm’in ve Batı medeniyetinin ne olduğunu açıkladılar” diye konuştu.
Milli Görüş’ün İslami duyarlılığı olan kitlelere siyasi bilinç kazandırdığının altını çizen Kutan, “Siyasi örgütlenmeyi öğrettiler. Onları siyasetin merkezine taşıdılar ve Batı taklitçisi sağcı partiler içerisinde erimekten kurtardılar. Böylece zaman içerisinde Anadolu’nun köylü, işçi, esnaf ve memur çocukları belediye başkanı seçildiler. Milletvekili, bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı olabildiler. Görülüyor ki Erbakan Hoca, Türkiye gemisinin Batı’ya dönük rotasını bir buzkıran gemi gibi milli yöne döndüren bir liderdir. Sadece Türkiye’yi değil, İslam âlemini de etkilemiş, İslam dünyasında siyasi uyanışa da vesile olmuştur. Bu yüzden İslam âlemi Hocamızı bir İslam mücahidi, İslam lideri olarak benimsemiştir” dedi.
ESAM, MİLLİ GÖRÜŞ HAMLESİYLE BİRLİKTE KURULDU
Milli Görüş’ün ilk partisi Milli Nizam Partisi kurulmadan önce Türkiye’nin ilk strateji, araştırma ve düşünce kuruluşu olan ESAM’ın kurulduğunu ifade eden Kutan, “Yani ESAM, Türkiye’de Milli Görüş hamlesinin başlamış olduğu 1969 yılında, bu hamleyle beraber çalışmaya başlamış olan bir kuruluştur. Bu çalışmalar esnasında bugüne kadar çok büyük hizmetler başarmıştır. ESAM’ın asıl önemi Türkiye’nin en eski, köklü ve ciddi araştırma kuruluşlardan birisi ve Milli Görüş çalışmalarının düşünce merkezi olmasından ileri gelmektedir. ESAM, 1969 yılından beri muhtelif uzmanlık alanlarında faaliyetlerini sürdürmektedir. Bunlardan en önemlileri ise Adil Düzen, D-8 (Developing 8), OSB çalışmaları, Ağır Sanayi Hamlesi projeleri ve 28.sini önümüzdeki 14-15 Aralık 2019 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştireceğimiz Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi’dir. Bunlara ilaveten Türkiye ve İslam dünyasına yönelik çok sayıda sempozyum, konferans, panel gibi ilmi içerikli çalışmalar yapmaktadır. ESAM, insana hizmeti sosyal faaliyetlerin amacı sayar. Çünkü insan yaratılanların en üstünüdür. İnsanın maddi ve manevi ihtiyaçlarının dengeli bir şekilde karşılanması gerektiğine inanır” şeklinde konuştu.
ÇÖZÜM TEMELİ HAK VE ADALET OLAN MEDENİYETİMİZDİR
“Sömürünün değil, hakça paylaşımın esas olduğu bir dünyaya ihtiyaç vardır” diyen Kutan, konuşmasını şöyle bitirdi: “Gücün değil, hakkın ve haklının hâkim olduğu yeni bir dünyaya ihtiyaç vardır. Böyle bir dünyayı emperyalist Batı medeniyeti kuramaz. Çözüm ancak temeli hak ve adalet olan bizim medeniyetimizdedir. Asıl olan hak ile batılın mücadelesidir. Her dönem dünyayı felakete sürükleyen Nemrutlar oldu ama hamdolsun ki İbrahimler de vardı. Gün, kendi inancımız ve değer ölçülerimizin etrafında toplanarak yeni bir medeniyeti kurma günüdür. Yeryüzünde her çeşit baskı ve haksızlığı ortadan kaldıracak ‘Yeni Bir Dünya’nın kurulması zamanıdır. Meşhur sözdür, ‘Mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmez.’ Mazlumlar her yerde ayağa kalkmıştır. Mücahitler yola koyulmuşlardır. Cenab-ı Hakk’ın lütfuyla ‘Hak ve Adalet Merkezli Yeni Bir Dünya’ en kısa zamanda kurulacaktır. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır…”
BU SOHBETLERDE ÖNE ÇIKAN İSİM ERBAKAN HOCA’YDI
2’nci Dünya Savaşı’ndan sonraki süreçte genç üniversite öğrencileri olarak bazı gönül adamlarının huzurunda sohbetlere iştirak ettiklerini hatırlatan Kutan, “Ülkenin geleceği için neler yapılmalıdır, bunları müzakere ederdik. Bu sohbetlerde gençler olarak kendi aramızda sohbet yaparken, en öne çıkan isim, Erbakan Hocamız olurdu. Dünya çapında şöhreti bulunan bu bilim adamı, çevresine azimle ve inançla, ‘Bu sıkıntılar arızidir, geçicidir. Mutlaka bir araya gelmeliyiz, ülkeye sahip çıkmalıyız.’ mesajını verirdi. Nitekim 1960’lı yıllarda Erbakan Hoca manevi bir sorumluluk anlayışı içinde İstanbul Teknik Üniversitesi’nden ayrılarak Odalar Birliği’nde görev aldı. Önce sanayi daire başkanı sonra da genel sekreteri ve başkanı oldu. Burada bir yandan Anadolu sermayesinin ticaret ve sanayide gelişmesi için çalışmalar yaptılar ve Gümüş Motor fabrikasını kurdular. Diğer yandan da bütün Türkiye sathında önemli bazı konferanslar verdiler. ‘İlim ve İslam’ en önemli konferanslarından biriydi. Delilleriyle gelişmiş olan bütün ilmi gerçeklerin İslam âlimleri tarafından keşfedildiğini, gerçek anlamda bir mili eğitim, milli sanayi, lider ülke kalkınmasının nasıl olacağını anlatırdı. Bu konferanslar ile aslında inancımıza, tarihimize, kültürümüze sahip çıkmamızın telkini yapılıyordu. Bu çok yoğun ve zor çalışmalarla ileriki yıllarda İslami duyarlılığı olan kitleler bir araya gelmeye başladılar” dedi.
MİRAÇ YİNANÇ / MİLLİ GAZETE
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.