Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık olağan basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Partisinin Balgat Eğitim Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında Karamollaoğlu, pasaport krizi ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarıyla ilgili sert açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu, konuşmasına Pençe Operasyonu’nda şehit düşen askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ise sabır dileyerek başladı.
Karamollaoğlu, “Geldiğimiz noktada bugünkü hükümet, devleti aşiret gibi yönetmektedir. AK Parti’nin kuruluşunda adalet ve kalkınma dediler. Ama öyle bir hale geldiler ki, ne adalet kaldı ne de gündemimizde kalkınma var. Son zamanlarda fabrika ayarlarına dönmeye başlıyor da ortada fabrika kalmadı.” değerlendirmesinde bulundu.
UMARIZ MESELE HUZUR VE BARIŞ İÇERİSİNDE ÇÖZÜLÜR
Dış politikada bazı gelişmelere değinerek konuşmasını sürdüren Karamollaoğlu, “Bildiğiniz üzere Sudan’da bir askeri darbe gerçekleşti ve 30 yıllık Ömer el Beşir iktidarı son buldu. Ne yazık ki Sudan son yıllarda büyük siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşmak durumunda kaldı, bunun neticesinde bugün yaşanan süreç ortaya çıktı. Bugün Sudan’da yaşanan krizin en temel sebeplerinden birisi ise Hasan el Turabi gibi önemli bir ilim adamı ve mütefekkirin uyarılarının kale alınmamasıdır. Sudan’da yaşanan krizin çözmenin yolu İslam İşbirliği Teşkilatı’nın konuya el atması ve D-8 hareketinin kısa vadede tekrar canlandırılmasıdır. Umarız ki daha fazla insan bu olaylarda hayatını kaybetmeden mesele huzur ve barış içerisinde hallolur.” dedi.
ÇÖZÜM, DIŞLAMAK DEĞİL ÇATIŞMALARI BİTİRMEKTİR
Türkiye’de son zamanlarda Suriyeli mülteciler konusunun tırmandığını hatırlatan Karamollaoğlu, şöyle devam etti:
“Birkaç ay evvel bir belediyenin Suriyeli mültecilere yardımı kesmesi ardından ise bir başka belediyenin Suriyelilerin plajlara girmesini yasaklaması ülkemizde bir mülteci krizinin olduğunu açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bugün konuyu çözmek için yapılması gereken Suriyelileri kovmak, dışlamak değil, Suriye’de yaşanan çatışmaların son bulmasını sağlamaktır. İnanıyorum ki Suriye’de yaşanan kargaşa bittiğinde mülteci krizi kendiliğinden çözülecektir.”
PROGRAMA İKİ ADAYIN ÇAĞRILMASI SON DERECE YANLIŞTIR
İstanbul Belediye Başkan adayları Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun ortak yayını ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, “Öncelikle uzun zamandır görmediğimiz, neredeyse unutma noktasına geldiğimiz farklı siyasi parti mensuplarının bir araya gelmesi bizi son derece mutlu etmiştir. Ancak bu programa sadece iki adayın çağrılması son derece yanlıştır. İstanbul seçimlerinde sadece iki aday yarışmıyor. Başka adaylar da var, bizim de adayımız var. Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Adayı Necdet Gökçınar’dır. Ancak sadece iki adayın bu programa konuk edilmek istenmesi hem bizleri hem de milletimizi derinden yaralamıştır.” dedi.
SEÇİM GÜNDEMİNDEN SIYRILIP ASIL MESELELERE ODAKLANMALIYIZ
İstanbul seçimlerine iki haftadan az bir sürenin kaldığının altını çizen Karamollaoğlu, “Ülke olarak hep beraber yine bir seçim gündemine kilitlenmiş bulunmaktayız. Türkiye ardı ardına yapılan seçimler ile ciddi manada yıpranmış durumdadır. İktidarın seçimleri kazanmayı önceleyen diğer bütün meseleleri geri plana atan tavrı ise bu yıpranmanın en büyük sebebidir. İstanbul seçimleri Türkiye’nin geleceğini belirleyecek bir seçim değildir. Nihayetinde bu bir mahalli seçimdir. Sadece önemli bir ilimizin seçimini gerçekleştireceğiz. İstanbul seçimleri için Türkiye’nin topyekûn diğer meselelerini görmezden gelmek, ikinci plana atmak doğru değildir. Akdeniz’de yaşananlar ortadadır! ABD dört bir taraftan bizi kuşatmaktadır. S-400 meselesi ise hâlâ devam etmektedir. Ekonomide içinde bulunduğumuz kriz ise her geçen gün derinleşmektedir. Ekonomiden sorumlu Sayın Bakan tek haneli enflasyon rakamlarını göreceğiz dese de durum iç açıcı değildir. Bir an önce Türkiye seçim gündeminden sıyrılmalı, asıl meselelerimize odaklanılmalıdır.” diye konuştu.
NE ADALET KALDI NE DE KALKINMA VAR
Türkiye’nin bu yanlış tavırlardan dolayı bu halde olduğunu belirten Karamollaoğlu, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Onun için İstanbul seçimini kaybettiniz. Devletin bütün organları sanki AK Parti’ninmiş gibi çalıştırıldı. Bunu biraz görün. Geldiğimiz noktada bugünkü hükümet devleti aşiret gibi yönetmektedir. Devlet bu şekilde yönetilmez. AK Parti’nin kuruluşunda adalet ve kalkınma dediler. Ama öyle bir hale geldiler ki, ne adalet kaldı ne de gündemimizde kalkınma var. Son zamanda fabrika ayarlarına dönmeye başlıyor da ortada fabrika kalmadı.”
SOYLU’YA CEVAP: BİRAZCIK DÜRÜST OLUN
Diplomatik pasaport alma sırasında yaşanan olayla ilgili soru üzerine ise Karamollaoğlu şunları söyledi:
“Ben pasaportum yok demedim ki, bu tip meselelere devlet yetkililerinin hüsnüniyetle yaklaşması gerek. Ben aradım Sivas Valisi’ni. Acaba bir şey vardı da bunu yeniden canlandırdılar mı diye ben aradım. İçişleri Bakanı müsteşarlığı arandı. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı’ndan arandım. Benim pasaportumu gittiğim zaman bana verememelerinin sebebi, önüne konan şerhtir. Allah rızası için biraz dürüst olun, bu devlet niyeti ile elbette bağdaşmaz. İçişleri Bakanı’na birisi laf atıyor, atın bunu içeriye ama birine yumruk atılıyor, ona dokunulmuyor. Suçsuzu itham ediyor, suçluyu savunuyor. Amerika dizileri seyredilerek Türkiye idare edilemez. Benim söylediğim çok açık; bana pasaportumu müracaat ettiğim anda vermediler. İki tane korumayı anında aldılar. Şimdi İçişleri Bakanı çıkmış konuşuyor. Hadi oradan be! Bunları sen yapmadın mı? Siyasi liderlere iki tane koruma vermek tabiatında vardır. Bakanlık boş konuşma, birisine durduk yere cevap verme yeri değildir. İcraat yeridir. Adam olma yeridir. Ben yalan söylemem. Siz bunun altından başka yorumlar yapacaksınız. Yanlışlık olmuş diyebilirler, en fazla bunu diyebilirler. Hiç olmazsa yanlış yaptıklarını kabul etmiş olurlar. Ama yok böyle bir şey demek ayıptır, bu yalan söylemektir. ”
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Sadi Kara - sen ne dersen o bilge lider erbakan hocamda senden razıdır inşallah
Hadra - Sn Bilge başkanım Aşiret Reisi ne derse baş da son da aynı şeyi icra eder ve işler düzgün yürür! sonucu hayr veya şer olur Ancak burda baş da son da birbirinden kopuk işlerin sonu ne olur Yüce Allah bilir Köşke aşiret gibi yönetilse Burda devlet varmı yok mu icraati ile varlığı söz konusu bir israille ilişkisini, tavrını ortaya koyamayan bir devlet sözkonusu,Kaldıki komşuları ile (ki çoğu islam ülkesidir Nüfus ile ) ilişkilerini yola koysun İç barışı sağlasın Gücünü ortaya koysun bu konu halledilmelidir. Bunlar Aşiretten de beter! Sn Başkanım
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.