Son dakika... Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık gündem değerlendirmesinde dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Sözlerine Pençe Harekatında görev yapan askerler için başsağlığında bulunan Karamollaoğlu, "Terörle mücadele konusunda askerlerimizin göstermiş oldukları mücadeleyi tebrik ediyorum. Bu operasyonlar sırasında şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı diliyorum." ifadelerini kullandı.
Karamollaoğlu, dün yaptığı açıklamada "terörle iltisaklı" olduğu gerekçesiyle diplomatik pasaportunun iptal edildiğini açıklamıştı. Skandal olay sonrası Karamollaoğlu, "Bizim öyle bir işlemimiz yok, öyle bir değerlendirmemiz yok." diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sert cevap verdi. Karamollaoğlu, "Ben pasaportum yok demedim ki, benim pasaportumu gittiğim zaman bana verememelerinin sebebi önüne konan şerhtir. Allah rızası için biraz dürüst olun. Bana pasaportumu müracaat ettiğim anda vermediler. Şimdi içişleri bakanı çıkmış konuşuyor. Hadi oradan be bunları sen yapmadın mı? Bakanlık boş konuşma, birisine durduk yere cevap verme yeri değildir." dedi.
'BUNALDIK SEÇİMDEN'
Temel Karamollaoğlu, Türkiye'nin İstanbul'da yenilenecek seçime odaklandığına vurgu yaparak, "Bu seçim, Türkiye’mizin geleceğini karartacak veya aydınlık dönemi başlatacak seçim değil. Bir belediye başkanlığı seçimi, iktidar da muhalefet de olabilir. Bunu abartıp, iktidarın, ülkenin meselelerini ikinci plana itmesini doğru bulmuyorum. Ciddi bir ekonomik kriz var. Asgari ücret neredeyse açlık sınırının yarısında kaldı. Bunaldık seçimden. Vatandaşın sandığa gitmemesinin belki bundan sonra sebeplerinden birisi de budur. Bizim ülke meselelerimizi mutlaka ön planda tutmaya ihtiyacımız var. Halbuki AK Parti’nin esas meselesi ise 'biz bu seçimleri kazanalım da ne yapılacaksa ondan sonra yapalım, tövbeyi bile geriye bırakalım'. Bu aslında kabul edilebilir bir yaklaşım tarzı değil iktidar için" dedi.
'KAYBEDECEKLERİNİ GÖRDÜKLERİ ZAMAN AYAKLARI YERE BASIYOR'
Karamollaoğlu, Ak Parti’nin 23 Haziran İstanbul seçimi için stratejisini tamamen değiştirdiğini, bundan memnuniyet duyduklarını kaydederek, şöyle konuştu:
"Bazen kaybedeceklerini gördükleri zaman ayakları yere değiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi miting yapmıyor, 'ben aday değilim' diyor. Baştan beri böyle deseydiniz. Sanki İstanbul’u kazanmak kaybetmek ölüm kalım meselesi haline geldi. İki aday televizyonda görüşecekler. İster itibar edin ister etmeyin bizim partimizin adayı var. Siz bunları görmezden gelirseniz olmaz. 'Demokrasi tam olarak işliyor' diyemezsiniz. 'Ya solcusun ya sağcı' diyerek, zorla Türkiye'ye gömlek giydirmeye çalışıyorlar. Biz de hakçıyız. Bizimle ilgilenen çevreler genelde doğru şeyleri söylüyor."
'S-400 TÜRKİYE’NİN OLMAZSA OLMAZI OLMALIDIR'
Karamollaoğlu, Türkiye’nin dış politikada yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, "S- 400'ler meselesi var. F-35’lere karşı bu gündeme getiriliyor ABD tarafından. Ama F-35 ile ilgili uzmanların söyledikleri endişeye sevk ediyor. Aslında bunlar da bir fiyasko olabilir. Ama S-400’ler olmazsa olmazımız olmalıdır. Biz bu konuda hükümetin yürüttüğü politikanın doğru olduğu kanaatindeyiz. Taviz vermemesi icap eder. S- 400 konusunda Rusya ile ilişkimiz kesinleşti, imalatlar bitti ve en geç iki ay içinde teslimat başlayacaktır. Türkiye bundan bir adım geri attığında artık kimse Türkiye'ye güven duymaz" dedi.
'BİRAZCIK DÜRÜST OLUN'
Karamollaoğlu, terörle iltisaklı olduğu gerekçesiyle pasaportunun yenilenmemesi yönündeki açıklamasının ardından Vatandaşlık ve Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamanın hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
"'Pasaportum yok' demedim ki. Pasaport yenilemeye gittiğim zaman 'sizin pasaportunuzu yenileyemeyiz. İsminizin karşısında terör yazıyor' dediler. Benim pasaportumu birkaç gün sonra verdiler ama gittiğim zaman bana verememelerinin sebebi, 'ismininiz önüne konulan şerhtir' dediler. Şimdi İçişleri Bakanı da açıklama yaptı. Birazcık da dürüst olun. Bu konulara ben girmedim. Devlet, aşiret yönetilir gibi yönetilmez. İçişleri Bakanı'na birisi laf atıyor, hemen 'atın şunu içeriye'. Bana pasaporta müracaat ettiğim zaman vermediler. Araç plakasının hemen geçiş üstünlüğünü kaldırdılar. İki korumam vardı, ikisini de aldılar. İçişleri Bakanı yaptı. Kim yaptı? Bunları sen yaptın. Birazcık dürüst, samimi olun. Ben yalan söylemem. İtham etmek için de söylemedik. 'Gerçek görülsün' diye söyledim."
'YOK BÖYLE BİR ŞEY DEMEK AYIPTIR'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarına itibar etmediğini belirten Karamollaoğlu, "Ben bunu ispata da her zaman açığım. Terörle benim bir bağlantım şimdiye kadar olmadı. Acaba Sivas hadiselerinden dolayı bir şey oldu mu diye düşündüm. Çok zaman geçti ama milletvekilliği yaptım o olaylardan sonra, ikinci dönem Sivas Belediye Başkanı oldum. En fazla söyleyebilecekleri 'yanlışlık olmuş'. Hiç olmazsa yanlış yaptıklarını kabul etsinler. 'Yok böyle bir şey' demek ayıptır, yalan söylemektir" diye konuştu.
'BELKİ DAHA FAZLA ASKERE İHTİYACIMIZ VAR'
Karamollaoğlu, TBMM’de görüşülmeye başlanan 'asker alma kanunu' teklifi ile ilgili gelişmeleri de değerlendirerek, "Endişe verici bir gelişme. Bizim silahlı kuvvetlerimizi güçlendirmemiz icap eder. Asker terhisini bırakın daha fazla belki askere ihtiyacımız olacak. Hemen askerlik altına alıp, 2 ay içinde onları savaşa hazır hale getiremezsiniz. AK Parti içinde de farklı görüşlerin olduğunu biliyorum. Ümit ediyorum ki bu işi şimdilik askıya alırlar" dedi.
Saadet Lideri Karamollaoğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle:
* Yüksekova’da ne yazik ki 2 işçimiz de hayatını kaybetti. Umuyorum ki ülkemizde terörün kökü kısa zamanda kurutulur.
* Bildiğiniz üzere Sudan’da bir askeri darbe gerçekleşti ve 30 yıllık Ömer el Beşir iktidarı son buldu. Ne yazık ki Sudan son yıllarda büyük siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşmak durumunda kaldı bunun neticesinde bugün yaşanan süreç ortaya çıktı. Bugün Sudan’da yaşanan krizin en temel sebeplerinden birisi ise Hasan el Turabi gibi önemli bir ilim adamı ve mütefekkirin uyarılarının kale alınmamasıdır. Sonuç olarak Sudan’da Bayram öncesi başlayan olaylar tırmandı ve şuana kadar 100’ü aşkın insan hayatını kaybetti. Sudan’da yaşanan krizin çözmenin yolu İslam İşbirliği Teşkilatının konuya el atması ve D8 hareketinin kısa vadede tekrar canlandırılmasıdır. Umarız ki daha fazla insan bu olaylarda hayatını kaybetmeden mesele huzur ve barış içerisinde hallolur.
* Batı alemi, nerede olursa olsun bir kriz varsa onu çözmek için hareket etmez. Orada mutlaka kendi çıkarları için hareket eder. İdlib’te yaşananların bir an önce kan dökülmeden, barış içinde çözülmesini temenni ediyoruz.
* Türkiye’nin Suriyeli mültecilere göstermiş olduğu tavır dünyaya örnek olacak bir tavırdır.
* Suriye’deki İdlib’deki gelişmeler endişe verici. İdlib’de hükümetimiz de Suriye yönetimi ile irtibatın olmadığını inkar etmiyor. İdlib’de 4 milyondan fazla insan var. Türkiye sanki İdlib konusunda etkili değil intibasını taşıyoruz. Bunun kısa zamanda barış içinde çözülmesine ihtiyaç var.
* Türkiye’deki Suriyeli mülteciler katliamdan canlarını kurtaran insanlar. Bunların her birinin akrabası katledilmiş durumda. Bunların bu durumuna bir de biz dahil olursak kabul edilebilir bir durum ortaya çıkmaz. Mağdurda olsalar iç çatışmanın artması sivillerin zarar görmesine neden olur. Allah kimseye Suriye gibi bir ülkede yaşamayı nasip etmesin derim ben. Türkiye’nin Suriyeli mültecilere gösterdikleri tavır dünyaya örnek olacak cinstendir. Biz onlara husumet beslersek en büyük kötülüğü yapmış oluruz. Ben belediyelerin bundan önceki gösterdikleri hassasiyeti bundan sonra da göstermelerini diliyorum.
* 23 Haziran’da seçimler olacak, iktidarın bütün dikkatini İstanbul’a odaklamasını yanlış buluyoruz. Bir tane büyük belediye başkanı seçilecek. Bu seçim bir belediye başkanı seçecek. Bunu abartıp iktidarın ülkenin meselelerini ikinci plana itmesini doğru bulmuyorum. Enflasyon öyle yükseldi ki 2020 TL olan açlık sınırı neredeyse 3500 TL’yi geçti.
* Dış politikada ciddi problemler var. Seçimlerin yenilenmesi biraz bunaldık seçimlerden, bıktı. Bunun için ülke meselelerimizi ön planda tutmaya ihtiyacımız var. AK Parti tövbeyi bile geriye bırakalım dedi. ABD bizi dört taraftan kuşatıyor. Akdeniz’e 2 uçak gemisi neden geldi. Başta ABD olmak üzere Türkiye bir kıskaca alınmak üzere. F-35 lere karşı S 400’ler gündeme getiriliyor. S-400’ler bizim olmazsa olmazımız olmalıdır. Biz bu konuda hükumetin doğru politika yönettiği kanısındayız. Türkiye buradan bir adım geri attığı taktirde Türkiye’ye kimse güven duymaz. Türkiye Katar ve Rusya’nın oluşturduğu birliktelik stratejik önem taşımakta. Biz bu konuda destek vereceğiz.
* Hükümet ekonomide pembe tablolar çizip duruyor. Aldığınız hiçbir tedbir işe yaramıyor. Çünkü almanız gereken tedbirleri almıyorsunuz. Dolarda yaşanan geçici düşüşler bizim problemlerimizi çözmez. Bu dalgalanmalar sadece belli bir süre içindir. Çünkü Türkiye’nin şartlarında değişiklik yok. Türkiye’nin problemlerini çözmeye çalıştıklarını söyleyenler kusura bakmasınlar sadece şov yapıyorlar. İktidar bazen doğruyu söylüyor, gerçeği görüyor ama tatbikata gelince bunun gereğini yapmıyorlar.
* İktidarın bütün dikkatini İstanbul seçimlerine odaklamasını doğru bulmuyoruz. Türkiye ardı ardına yapılan seçimlerden dolayı bunalmış durumda. Bir yerde buna nokta koymaya ihtiyacımız var. Ülkenin esas problemlerini gündeme getirmemiz gerekir. İktidar her şeyi seçim sonrasına bırakıyor. Öyle ki; tövbeyi bile seçimden sonra yaparız diyorlar.
* Ak Parti İstanbul seçimlerinde seçim stratejisini değiştirdi. Sayın cumhurbaşkanı ben mitinge gitmeyeceğim, İstanbul seçimlerinde ben aday değilim ki diyor. İstanbul seçimlerinde iki tane aday yok ki. Sayın Necdet Gökçınar bizim partimizin adayı. Niye meseleye sadece iki gözlükten bakacakmışız. Saadet Partisi özgül ağırlığı yüksek bir parti. Zaman içinde göreceksiniz ki o özgül ağırlık Türkiye’nin gündemine oturacak ve Saadet Partisi’ni iktidara getirecek.
* Demokrasilerde halk sandıkta konuşur. Ama iktidar sandık sonuçlarına itibar etmezse sorunlar çözülmez.
* Ya sağcısın ya solcu, hayır biz hakçıyız.
* Milletin oyuyla iktidara gelenler, yine milletin oyuyla gitmeye hazır olmalıdırlar.
- Soru-Cevap
"(Diplomatik pasaportunun iptal edilmesi sorusu) Ben pasaportum yok demedim ki, bu tip meselelere devlet yetkililerinin hüsnüniyetle yaklaşması gerek. Ben aradım Sivas Valisi’ni. Acaba bir şey vardı da bunu yeniden canlandırdılar mı diye ben aradım. İçişleri Bakanı müsteşarlığı arandı. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı’ndan arandım. Umarım benim açıklamamı dinlediniz. Bana soruldu sizin pasaportunuz var mı var. Benim pasaportumu gittiğim zaman bana verememelerinin sebebi önüne konan şerhtir. Allah rızası için biraz dürüst olun, bu devlet niyeti ile elbette bağdaşmaz. İçişleri Bakanı’na birisi laf atıyor atın bunu içeriye. Suçsuzu itham ediyor, suçluyu savunuyor. Bana pasaportumu müracaat ettiğim anda vermediler. İki tane korumayı anında aldılar. Şimdi içişleri bakanı çıkmış konuşuyor. Hadi oradan be bunları sen yapmadın mı? İki tane koruma vermek tabiatında vardır. Bakanlık boş konuşma, birisine durduk yere cevap verme yeri değildir. Ben yalan söylemem. Siz bunun altından başka yorumlar yapacaksınız. Onun için Türkiye bu halde. Onun için İstanbul seçimini kaybettiniz. Devletin bütün organları sanki Ak Partininmiş gibi çalıştırıldı. Bunu biraz görün."
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Yıldırım Yıldırım - suriyeliyi çok seven kendi evinde ve kendi cebinden beslesin milletin sırtından değil
Hayati Otyakmaz - Çok önemli ve yerinde tespitler. Allah (c.c.), sizden ve hakiki Millî Görüşçülerden razı olsun saygıdeğer Bilge Başkan'ım. Selâmlar, saygılar.
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.