AKP, 2004 yılından bu yana yönettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 2019 yerel seçimlerinde CHP'ye karşı kaybettiğini kabul edemiyor. Seçimin üzerinden 12 gün geçmesine rağmen itirazlar bitmiyor. Sandıklar tekrar tekrar sayılıyor ama sonuç değişmiyor. Büyükçekmece'de 'sahte seçmen' iddiaları, İçişleri Bakanlığı'na bağlı Emniyet Teşkilatı tarafından polisler ev ev dolaştırılarak tespit edilmeye çalışılıyor.
Seçmenlere yönelik kayıtların Yüksek Seçim Kurulu'nda (YSK) ve Nüdus Müdürlüklerinde olması ancak incelemeyi İçişleri'nin yapması tepki çekiyor. Eski AKP milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, bugünkü yazısında İstanbul seçimlerine yönelik yaşananlara değindi.
"Vatandaşın evine polis göndermek asla şık bir davranış değil." diyen Ocaktan, "Hâlâ demokrasimizi kuratarabiliriz" başlıklı yazısında, polislerin ev ev gezdirilerek 'sahte seçmen' tespit etmeye çalışmasına tepki gösterdi. Ocaktan, "Bildiğimiz kadarıyla bu ülkenin Yüksek Seçim Kurulu var, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü var. Eğer bir nüfus kaydırma usulsüzlüğü varsa, bu kurumlar onları tespit etmek durumundadır. Bir kere böyle bir iddiada bulunmak, seçim öncesinde devletin görevini yapmadığının açık bir tescilidir, yani sorumlu olan devleti yönetenlerdir. Dolayısıyla vatandaşın bu işlerde hiçbir sorumluluğu olmadığı halde evlerine polis göndermenin ne hukuken, ne de ahlaken savunulabilir bir tarafı yoktur." ifadelerini kullandı.
"İstanbul'da da milletin iradesi tecelli etti ve Ekrem İmamoğlu belediye başkanı seçildi. AK Parti İstanbul sonucuna itiraz etti, geçersiz oylar yeniden sayıldı, olmadı bazı ilçelerin tamamı yeniden sayıldı ve sonuç değişmedi, artık bundan sonra sonucun değişmeyeceği de ortaya çıkmış oldu." diyen Ocaktan, yazısına şöyle devam etti:
"Unutmayalım, 31 Mart’tan bu yana Türkiye’nin dünyadaki itibarı ve demokrasimizin görünümü açısından son derece hayati öneme sahip bir süreci yaşıyoruz. Artık ne yapacaksak yapalım, ama Türkiye’ye yakışmayan bu ’alaturka’ görüntüye son verelim.
Eğer bu yolun sonu bir ‘seçim iptali’ne çıkarsa, demokrasimiz ve sandığa güven büyük bir yara alır. Denebilir ki, bir usulsüzlük varsa hukukun gereği yapılmasın mı? Elbette hukuk neyi gerektiriyorsa o yapılacaktır. Ama 31 Mart gecesinden bu yana yaşadıklarımız, bize başka bir fotoğrafı tarif ediyor sanki... Eğer ilk gün, iddia edildiği gibi Büyükçekmece’deki usulsüzlük kanıtlarıyla birlikte yargıya ve YSK’ya taşınsaydı, toplum tarafından daha anlaşılabilir bir karşılığı olurdu. Ama on gün boyunca sandık sandık geçersiz oy peşinde koşup sonuç değişmeyince, “Ama bir de Büyükçekmece vardı, seçim iptal edilsin” demenin hukuken inandırıcı olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Hele de seçim gecesi 11 saat veri girişi yapılamamışken...
Bütün bunlar ortadayken eğer seçim iptal edilirse, kimse bunu topluma izah edemez. Hiç kuşkusuz her partinin geçersiz oyların ve bazı sandıkların yeniden sayılmasını istemesi son derece makuldür ve de hakkıdır. Ama mutlaka bir partinin kazanması için sonsuza dek sayım hakkı olamaz.
Açıkçası ben, AK Parti’de makul bir aklın İstanbul seçimlerinin yenilenmesine asla izin vermeyeceği kanaatindeyim. Çünkü böyle bir durumda seçmenin nasıl bir tepki vereceğini kimse tahmin edemez. Ve bu demokrasimize büyük zarar verir.
Evet, bütün gelişmelere rağmen ileri bir demokrasiye sahip değiliz, kuvvetler ayrılığı, denge-denetleme gibi ilkelerde çok geri sıralardayız. Ama her şeye rağmen işleyen bir seçim sistemine sahibiz. Eğer bunu da zedelersek, toplumun demokrasiye olan güvenini tümden kaybederiz."
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(3)Hasan Eroğlu - Eski ak partili vekilmis
Herhalde yeni provokatör
Sinan - Yav Allah aşkına söylemiyim diyorum ibb de çalışıyorum bu güne kadar hep sizi savundum ve savunmayada devam edeceğim ama bu Akp düşmanlığı nedir yahu. Biz islam alemi bizden olmayanlara gösterdiğimiz hoşgörüyü neden bizden olanlara göstermiyoruz. Neden müslüman müslümanın hep açığını arıyor.
Turhoca - Bu açık arama değil adaletli olmadır. Kabe'nin anahtarı müslüman olmayan biri deydi Anahtar o kişiden alınıp müslümana verilmişti. Bunun üzerine ayet inmiştir emaneti ehline verin diye. Halk seçmiş ehil diye. Bize saygı göstermek düşer...
Muhammedeymen - Bunun akepe düşmanlığı ile ne alakası var aksini iddia etmek akepe yalakalığı olurdu. Doğrunun dillendirilmesinin kıstası akepenin çıkarına olup olmadığı mı?
Ayrıca Saadet Partisini savunduğunu iddia eden biri için anlamsız bir yorum olmuş.
Şeyhmüslüm - Sinan efendi bunların yaptıklarını müslümanlığın neresine sığdıracaksınız. Kendilerini uyaranları hain ilan etmek, yanlışraını kabul etmemek, mülakat ile insanların hakkını gasbetmek, kendileri geçmişte FETÖ ile hertürlü pisliğe bulaşmışken şimdi kendilerini ak sütten çıkmış kabul edip garibanları cezalandırmak, FETÖ nün siyasi ayağının soruşturulmasına karşı çıkmak nasıl bir zihniyet...
Amil'us Salih - Çünkü ahlaksızların kurduğu parti'den millet bıktı usandı. namaz kılan ahlaksız gördün mü?
Ali - Kimse kusura bakmasın ama hiç biri de evlere polis gönderip adres sorgulaması yapmasın çünkü bu işleri yapan nüfus memuru veya muhtarlar bir de 3 ay askıda kalmış. Benim için şu bu parti önemli değil adalet.
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.