Haşhaşlım küçük bir mekan fakat pozitif atmosferi ve içinde barındırdığı aile sıcaklığı ile sizi kendine çekiyor. Bugün cafeyi kızıyla birlikte işleten Ayşe Ün Hanımefendi’nin misafiri olduk. Burada hem haşhaşlı ürünlerden tattık hem de Ayşe Hanım’la sohbet ettik.Geçmiş dönemde Refah Partisi Hanım Teşkilatı’nda görev alan Ayşe Ün, Erbakan Hocamın o dönem hanımların kendilerini ifade etmelerine ve hayata katılmalarına büyük katkılarının olduğunu anlattı ve kendisinden çok şey öğrendiğini vurguladı. Ayşe Hanım’la yarım saatlik sohbetimizde kendisinden çok şey öğrendik.
Sadece haşhaşlı ürünlerin sunulduğu bir mekân değil
Fatma Tuncer: Cafeniz sadece haşhaşlı ürünlerin sunulduğu bir mekân değil bu küçük mekânın aynı zamanda kültürel bir işlevi de var sanırım öyle değil mi?
Ayşe Ün: Evet başta da dediğim gibi biz burayı açarken hem kaybolan yemek kültürümüzün yeniden hatırlanmasını istedik hem de bir araya gelen insanların sohbet edip hoşça vakit geçirmelerini temenni ettik. Gerçekten öyle de oldu, her kesimden her yaştan müşterilerimiz var, geliyorlar, haşhaşlı ürünlerimizi tadıyorlar, sohbet ediyorlar, burada birbirleri ile tanışıp dostluklar kuruyorlar…
Sosyal bir işlevi olsun istedik
Fatma Tuncer: Bir önceki nesiler kadınların çalışmasını pek hoş karşılamazlardı. Fakat şimdi hanımların büyük çoğunluğu çalışıyor, bu konuda eşinizin düşüncesi ne oldu?
Ayşe Ün: Şunu ifade edeyim, biz bu cafeyi ekonomik bir ihtiyaca binaen açmadık. Ailede herkesin bir işi zaten var. Kurduğumuz işin sosyal bir işlevi olsun istedik. O nedenle eşim ve ailenin bütün fertleri beni desteklediler. Sizin de söylediğiniz gibi geçmiş dönemlerde bizler kendimizi ifade etmekte güçlük çeken hanımlardık. Kadın-erkek hepimiz asli görevlerimize öncelik verelim ama hanımlar, sosyal ve kültürel alandan uzak olmasınlar diye düşünüyorum. Ben bunu rahmetli Erbakan Hocamdan öğrendim. Bizler kedimizi ifade edemeyen sıradan hanımlardık. O bizlere İslami, siyasi ve sosyal bir bilinç kazandırdı. O dönem Refah Partisi’nin Hanım Teşkilatı’nda epey çalıştım. Hocamın teşvikiyle kitaplar okuduk, dünyada olup biten olayları sorguladık, siyasi bir bilinç kazandık. Öyle ki daha önce kendimizi ifade etmekte güçlük çeken bizler büyük konferanslar düzenlemeye ve seminerler vermeye başladık. Halkı bilinçlendirmek için yoğun bir şekilde çalıştık. Rahmetli Hocam bize böyle bir bilinç aşıladı. Kadın-erkek hepimiz asli görevlerimize öncelik vermeliyiz ama mallarımızla, ilmimizle ve sahip olduğumuz bütün imkânlarla cihat etmek hepimizin görevi, ben bunu Hocamdan öğrendim.
İsimsiz kahramanların büyük emeği var
Fatma Tuncer: O dönem çalışmalarınızda hangi zorluklarla karşılaştınız?
Ayşe Ün: Geçmiş dönemde insanları bilinçlendirmek için eğitim çalışmaları yapmaya karar verirdik izin verilmezdi, karşı taraf işimizi zorlaştırmak için her yola başvururlardı. Ama baskıların yoğun olduğu o dönemlerde bizler o kadar çok çalıştık ki, ramazan ayıydı akşam eve geldiğimizde yorgun ve bitkin oluyorduk ama heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmiyorduk. Rabbim nasip etti ilk defa Kütahya’da belediye başkanlığını kazandık. O zamanlar bizim karşımızda yer alan partiler bizimle alay ediyor hayal kuruyorsunuz diyorlardı ama Rabbim bize hayallerimizi gerçekleştirme fırsatı verdi hamdolsun. Bugün insanlar bazı özgürlüklerini elde ettilerse bunda o gün çalışan isimsiz kahramanların büyük emeği var, bunu kimse inkâr edemez.
Hanımlarımız zor şartlarda evin geçimini sağlıyor
Fatma Tuncer: Ayşe Hanım son olarak çalışmak ve hayata bir şeyler katmak isteyen hanımlarımıza neler tavsiye edersiniz?
Ayşe Ün: Öncelikle nefes alıp veriyorlarsa yapabilecekleri bir şey mutlaka vardır buna inansınlar. Hanımlarımız zor şartlarda evin geçimini sağlıyor, çocukları büyütüyorlar. Bu süreçte birçok alanda kendilerini geliştiriyorlar fakat farkında değiller, bunun farkına varmalarını sonra da ilk adımı atıp mücadele etmelerini tavsiye ederim.
Bu ürünlerin unutulmasını istemedik
Fatma Tuncer: Ayşe Hanım ülkemizde son yıllarda cafe tarzı mekânların arttığını görüyoruz. Fakat burada daha çok fastfood tarzı yiyecekler bulunuyor. Bu ürünler insanlarımızın sağlığını tehdit ediyor. Siz ise cafenize haşhaşlı ürünleri taşıyarak farklı bir şey yapıyorsunuz. Buna nasıl karar verdiniz?
Ayşe Ün: Ben aslen Kütahyalıyım, orada doğup büyüdüm. Burada yaptığım haşhaşlı ürünler geçmişte annelerimizin maharetli elleriyle yapıp sofraya koydukları ürünlerdir. Ben bu ürünlerin unutulmasını istemedim. O zamanlar evlerde haşhaşlı ürünlerin bir değil birçok türü yapılırdı ve tercih edilirdi. Fakat sizin de dediğiniz gibi artık gençlerimiz kendi yemeklerimize değil dışarıdan ithal edilen yemek kültürüne rağbet ediyorlar. Evlendikten sonra İstanbul’a geldim ve bu ürünleri evime taşıdım. Çocuklarım haşhaşlı ürünleri çok sevmeye başladılar, yoğun çalışıyordum ama vakit buldukça onlara haşhaşlı börekler yapıp ikram ediyordum. Çocuklarım evlendikten sonra yemek kültürümüzde önemli bir yere sahip olan haşhaşlı ürünleri insanlarla paylaşmamı, bunun için bir yer açmamı istediler. Bu cafeyi açmamı onlar istediler ben de onayladım.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.