Millî Gazete’yi Almanya’ya kargo ile getirtirdik

Avrupa Millî Görüş Hareketi’nin kurucularından, uzun yıllar Millî Gazete’nin Almanya’da temsilciliğini yapan Münir Sayar, Millî Gazete Genel Müdürü ve İmtiyaz Sahibi Ömer Yüksel Özek’i ziyaret etti. Millî Gazete’nin eski dönemlerinin yâd edildiği ziyarette, Millî Görüş’ün Avrupa teşkilatlanması hakkında da değerlendirmeler yapıldı. Ziyarette sorularımızı yanıtlayan Münir Sayar, 60 yılı aşan süre boyunca Almanya’da Millî Görüş ve Millî Gazete için yürüttüğü çalışmaları anlattı. Almanya’da kılınan ilk teravih namazına öncülük eden Münir Sayar, Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca ile ilgili anılarından da bahsetti.

“NE BİR MESCİDİMİZ VARDI NE DE BİR TAKVİMİMİZ”

Millî Görüş ve Millî Gazete için Almanya’da önemli hizmetleriniz var. Almanya’da ilk yaptığınız çalışma neydi?

Almanya’ya ilk gittiğimiz yıl Ramazan kış aylarına denk geliyordu. Ama devletimiz o dönemde yurt dışına gönderdiği işçilerin dini meseleleriyle ilgilenmiyordu. Ne bir mescidimiz vardı ne de bir takvimimiz. O yüzden biz de kendi başımıza hareket etmek zorunda kaldık. Önce din ataşesi ile iletişime geçtik, takvim çıkarttık. Çalıştığım kurumun lojmanında 300 işçi kalıyorduk ve ben Kur’an okumayı bilenler için ilan verdim. Sadece 1 kişi geldi o ilan için. Sonra çalıştığımız kuruma Ramazan ayında teravih kılmak için bize bir mescit gerektiğini söyledik ve bize bir yer tahsis ettiler. Ben imamlık yaptım, diğer kardeşimiz de müezzinlik yaptı. Böylelikle 1964 yılında Almanya’nın bulunduğumuz şehrinde ilk teravih kılınmış oldu.  

“ALMANYA’DA MİLLÎ NİZAM’IN RESMEN TEMSİLİNİ KURMUŞ OLDUK”

Millî Görüş ile tanışmanız nasıl oldu? Avrupa Millî Görüş teşkilatını nasıl kurdunuz?

1968 yılında Türkiye’de birisinin çıkıp Millî Nizam Partisi’ni kurduğunu duyduk. İslami bir parti, Müslümanlarla hizmet ediyor şeklinde ifade edildi. Biz hemen bunu sahiplendik. 1969 yılında Hasan Damar, Rüştü Manas, Dr. Şenel Yücetürk ve ben olmak üzere Almanya’da Millî Nizam’ın resmen temsilini kurmuş olduk. 1974 yılında Ecevit ile yapılan koalisyonun ardından Kıbrıs Barış Harekâtı başladı. Genelkurmay Başkanlığı da ‘Kendi Silahını Kendin Yap’ sloganıyla bir kampanya başlattı. Ben de hemen harekete geçtim ve arkadaşlar arasında 14 bin mark para toplayıp Türkiye’ye gönderdim. Genelkurmay’dan, bu çalışmayı yürüttüğüm için de bir teşekkür mektubu aldım.

“TEMEL BEY DE TOPLANTIMIZA GELDİ”

Avrupa’nın geneline yönelikte çalışmalar yürüttünüz, ondan da kısaca bahsedebilir misiniz?

Almanya’da cami, Kur’an kursu açmak işlerini bir taraftan yürütmeye çalışıyorduk. Tabii o sürede namazlı abdestli Müslümanlar boş durmuyordu. Almanya ve Avrupa’nın birçok noktasında Müslümanlar da camiler, Kur’an kursları açıyordu. 1972 yılında da Avrupa çapında büyük bir toplantı yaptık. Hatta Temel Karamollaoğlu da İngiltere’de talebeydi ve Temel Bey de topaltımıza geldi. Toplantımız Avrupa’da yaşayan Müslümanların bir araya gelmesi için önemli bir vesile oldu. Türkiye’den Avrupa’ya çalışmaya gelen kardeşler bu sayede tanışmış oldu. Bu çalışmalarımız devam etti ve 1978’de de Millî Görüş’ün öncülüğünde Almanya’dan ilk hac organizasyonunu gerçekleştirdik.

“MİLLÎ GAZETE’Yİ ALMANYA’YA KARGOYLA GETİRTMEYE BAŞLADIK”

Millî Gazete’yi Avrupa’da nasıl kurdunuz?

Ben Türkiye’ye dönmek için hazırlıklarımı tamamladım ama bana Almanya’da Millî Gazete için bir firma kurmamı söylediler. İşler yolunda girince de Türkiye’ye dönecektim. 1978 yılında Millî Gazete’yi Almanya’ya kargoyla getirmeye başladık. Her gün gazete kargo ile gönderiliyor, dağıtıyoruz. 6-7 ay bu süreç devam etti. Daha sonra Millî Gazete’nin Almanya’da basılması için bir tesis de kurduk. Türkiye’ye dönmeye hazırlanırken merhum Erbakan Hoca beni aradı, ‘Sen Türkiye’ye dönecekmişsin, dönemezsin. Millî Gazete’yi orada devam ettireceksin’ dedi. Bir şey diyemedik. 1992 yılına kadar Almanya’da Millî Gazete’nin başında durdum, abone çalışmalarını yaptık.

“ERBAKAN HOCA, ‘BİZİM MÜNİR’ DERDİ”

Erbakan Hoca ile olan mesainizden de bahsedebilir misiniz?

Türkiye’ye geldiğim bir dönemde Erbakan Hoca’yla kendi çalışma ofisinde tanıştım. Bana çeşitli talimatlar verdi. Millî Görüş’ü anlattı ve aramızdaki muhabbet daha çok artmış oldu. Benim adım geçince Erbakan Hoca, ‘Bizim Münir’ derdi. Erbakan Hoca bizlere Müslümanlığı göğsümüzü gere gere söylemiz gerektiğini öğretti. Erbakan Hoca’dan önce Türkiye’de insanlar Allah’ın selamını veremiyordu. Hem Almanya hem de Türkiye’de yaşadığım dönemlerde birçok olay başımızdan geçti.

“MİLLÎ GAZETE, BU GÜNLERE GELEBİLMEK İÇİN ÇOK MÜCADELE ETTİ”

Son olarak Millî Gazete sizin için ne ifade ediyor?

Millî Gazete, bir yaşam biçimini temsil eder. Millî Gazete İslami değerleri temsil eder. Diğer gazetelere benzemez, Millî Gazete’nin ayrı bir özelliği vardır. Çünkü Millî Gazete’nin kuruluş gayesi İslam’ın hâkim olmasıdır. Sırf bu yüzden bile Millî Gazete’nin önüne birçok zorluk çıkartıldı. Millî Gazete, bu günlere gelebilmek için çok mücadele etti. Ben gençlere de Millî Gazete’yi tavsiye ediyorum. Gençler göğsünü gere gere, Erbakan Hoca gibi Müslüman olduğunu söyleyebilmeli. Erbakan Hocamız Millî Görüş’ü ve Millî Gazete’yi gençlere emanet etti.