Reklamı Kapat

Avukatı Milli Gazete’ye konuştu: Bu linç hangi insafa, izana sığar?

Birtakım çevreler olayın aslını araştırmaksızın ve bilinçli olarak linç girişiminde bulunduğu olaya ilişkin olarak gazetemize konuşan Yusuf Ziya Gümüşel'in avukatı Av. Engin Kartal önemli açıklamalar yaptı. Yaşananları anlatan Kartal’ın sözleri ve belgeler kamuoyunda yapılan algının ve H.K.G’nin iddialarının doğru olmadığını ortaya koyuyor.

Bekir Şirin
Bekir Şirin Tüm Haberleri

Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G’nin Kadir İstekli ile evlendirilmesiyle ilgili birtakım çevreler olayın aslını araştırmaksızın ve bilinçli olarak linç girişiminde bulunulmuştu. H.K.G'nin iddiaları üzerine kamuoyunda geniş yankı uyandıran dava kısa bir süre içerisinde İslami yapılara yönelik bir taarruza dönüşmüştü. Sanık tarafının savunmasını önemsemeksizin H.K.G'nin iddialarını baz alarak linç kampanyasına dönüşen olayı Yusuf Ziya Gümüşel'in avukatı Engin Kartal ile konuştuk. Özellikle sosyal medyada oluşturulan algı ve kamuoyu baskısının ardından Yusuf Ziya GÜMÜŞEL tutuklanmıştı.

Kemik testine başkası girdi mi?

Şimdi bu iddiayı kabul edenlere göre, koca devletin savcısı, doktor, diğer çalışanlar, anne, baba herkes yalancı, ama bu iddiada bulunan psikolojik sorunu olan, başkalarının tuzağına düşmüş, başkalarıyla gayr-i meşru ilişkisi ortaya çıkınca ailesinden kin ve intikam hırsı ile intikam alan bir kişi doğru. Böyle bir akıl ve tartı olabilir mi? Ayrıca baştan beri ifade ettik, mahkemeye intikal etmiş olan bir olaydan bahsediyoruz. En ufak bir sıkıntılı durum mahkeme sonunda ortaya çıkacaktır. Ama medyanın baskısı ile yalan ve iftiraların sanki gerçekmiş gibi lense edilip bu linç hangi insafa, izana sığar?

YASALARIN İMKÂN VERMESİ BUNLARIN GERÇEK OLDUĞUNU MU GÖSTERİR

H.K.G. evden neden kaçtı ve bir kişi anne-babasına neden ve nasıl böyle bir iftirada bulunur?

Ailesinin yaşadığı hayat tarzını istemeyen ve başkalarının güdümünde olan bir kişinin böyle bir şeyi yapması kadar olağan ne olabilir. Bugün evden kaçıp ailesinden kurtulmak için “babam beni taciz etti” diyen yüzlerce olayı biliyoruz. Yasaların bunlara bu imkânı vermesi bunların gerçek olduğunu mu gösterir!

BUNA NASIL İNANILIR?

Evliliği boyunca istismara uğramış ve ilk fırsatı bulduğunda da kaçmış deniliyor ifadelerinde?

Evlilik hayatı boyunca yılda en az iki sefer şehir dışı tatillerine giden, mütemadiyen AVM’lerde kardeşleri ile gezmeye giden, o güne dek resmi 17, asıl 15 yıldan beri her ortama ve imkâna sahip olan bir kişinin ancak imkân bulduğunu iddia etmek ne kadar mantıklı. Ayrıca diyelim ki öyle! İlk mahkeme sürecinde devletin koca savcısına ima ile bile olsa söylemiş olsa savcı onu aileye verir mi? Bir de provokatörlerin, aileye dair iddiasıyla, hastaneye ve mahkemeye etki edebilen bir yapı, her nedense kaçan kızlarını bir yıl boyunca bulamıyor, kızlarını evlendirirken yaşını büyük gösteremiyor ama kendilerine kumpas kuran kızlarına muhtemelen şantaj yapan birilerine ulaşamıyor? Buna nasıl inanılır?

Anne 17 yaşında evlendiğini iddia ediyor, kemik testi 21 geliyor, kimlikte 15 gözüküyor?

Kimlikte hafızlığını yapsın diye küçük gösterilen ve buna göre 15 olan, doğumu itibarı ile aslında 17 yaşında olan bir çocuğun kemik testine gittiğinde yaşının büyük çıkması bilinen bir şeydir.

H.K.G. “YA BENİ EVLENDİRİRSİNİZ VEYA…” DEDİ

Diğer kızlarından biri 22, diğeri 19 yaşında hâlâ bekâr. H.K.G. neden o yaşta evlendirildi?

Küçüklüğünden kendisinin tanıdığı ve evinin işleri ile de meşgul olan tanıdığı, hocası kendisini sevdiğini ve evlenmek istediğini ifade ettiğinde, kızın istemesi de söz konusu olduğunda neden olmasın. Bir de kız “ya beni evlendirirsiniz veya…” dediğinde bir anne-baba sizce ne yapabilir, ne yapma imkânına sahiptir?

KIZIN OKUMA YAZMA BİLMEDİĞİ DOĞRU DEĞİL

Kızın okuma yazma bilmediğine ne diyeceksiniz?

Bir defa kızın okuma yazma bilmediği doğru değil. Bu kız evden kaçtığı ilk gün kendi el yazısı ile savcıya dilekçe verdi. Okuma yazması olamayan biri kendi el yazısı ile dilekçe verebilir mi? Ayrıca kız evinden gitmeden nerdeyse ana dili gibi İngilizce biliyor ve özellikle yemek yapmada ciddi birikime sahip. Birileri kendi açıklarını kapatmak için bunların aksini söylemesi gerçekleri örtbas edemez.

Aile baştan beri neden çıkıp kendilerini ifade etmedi?

Bir defa 2 seneden beri devam eden süreçte ailenin çabası ve dertleri kaybettikleri ve başta devletin ve sonrasında gayrı ahlaki LGBT ve sol tandanslı yapıların elinde olan kızlarına kavuşmak ve kızlarını düştüğü bu durumdan kurtarmak olmuştur. Olayın mahkemeye intikal eden boyutu zaten kendi mecrasında gitmekte idi. Ama birileri hukuki süreç kendi mecrasında aksa kızın iddialarının yalan ve komplodan ibaret olacağını anlamış olacak ki düğmeye basıp işi sokaklara ve baskı mekanizmalarına havale ettiler. Bunların sonucu ise istedikleri kurbanı (tüm hukuki teamülleri alt üst ederek hukuka rağmen) aldılar. Linç süreci başlayınca da maalesef akıl verenlerin biri bin oldu. Hukukçular olarak siz ne deseniz de onlar kendi bildiklerini okuyacaklar. Onun için sabredin hukuki süreçte gereken ortaya çıkacak derken, birileri de, yok çıkın bağıra bağıra hakikatleri söyleyin dediler. Aile zaten evlatlarını kaybetmekten ötürü canlarından bezmiş ebeveynin ifadeleri ile “her gün evimizden onlarca cenaze çıkıyor” bu vaziyette aile sokaklarda dönen habis süreçten öteye, yavrularını kurtarmanın derdi ve hukuki sürecin getireceği hayırlı sonuca odaklanmışken, bir de baktılar ki işin aslını ortaya çıkartmak görevinde olanlar günah keçisi ilan etmiş ve sokaklarda mahkemeyi kurup hükmü vermişler. Ve sanık ettiklerini bilahare dinlemeye karar vermişler. Bunlardan acı olan ise, hayatı toplum önünde olan bu zata Müslüman olma hassasiyetinde olan zatlar ve yapıların sokakta kurulan linç mahkemeleri ve maksatları ümmete ve Müslümanlara tuzak kurmak olan yapıların oyunlarını görüp, sahip çıkmak yerine, onların seslerine kulak verip, yapılan linçe sessiz kalmayı yeğlemeleri oldu.

22 Eki 2023 - 04:30 - Gündem

Muhabir  Bekir Şirin


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.

03

Antisiyonist Dada - Bilgi ve eğitim olmadan tedrisattan bir kisinin el vermesiyle Türkiye de herşey oluyor işte. Temizlik görevlisi Müdür oluyor, İmam Hayvanat bahçesi müdürü oluyor... Kayirmacilik yapmadan makaminda oturan varsa el kaldırsın...

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 24 Ekim 14:37
02

Vatandaş - B u açıklamalarınızın hiç biri akla mantığa uymuyor Av bey. Lütfen Avukat oyunu oynamayın. devletin savcısı hakimi sizin kadar bilgili ve geniş düşünemeyecek kadar aptal değildir. Görüyoruz işte İTS ANADOLU YAKASI C. Başsavcısın Adliyenin kimlerin eline kaldığını üst düzey yargı mensuplarının ne derece hukuka ahlaka vicdana uygun karar verdiklerini dile getiren ihbar mektubunu okuyun lütfen.

Yanıtla . 3Beğen . 3Beğenme 22 Ekim 11:31
01

vatandaş - Biraz insaf. Bu kadar da olmaz. Eğer saklayacak bir şeyiniz yoksa hodri meydan bu kişinin tekrar kemik yaşının ölçülmesini istiyoruz dersiniz.burası türkiye neler neler oluyor. ikinci konu yok romenler şöyle yapmış yok yok yurdun şu yerinde şu yaşta evleniyorlarmış. Yahu onların işlediği suç sizin iddia olunan suçu ortadan kaldırır mı? Böyle kıyas olur mu? Bak onlar domuz eti yiyor ( teşbihte hata olmaz misal) biz de domuz eti yedik suçumuz olmamalıdır diye bir kıyas bir önerme olur mu?

Yanıtla . 4Beğen . 1Beğenme 22 Ekim 08:50

Şehir Markaları

Siz de şehir markaları arasındaki yerinizi mutlaka alın...

+90 (212) 697 10 00
Reklam bilgi