Ekmek tüm dünyada insanların en temel besin kaynağıdır. Toplumumuzda ekmek nimettir. Ekmek tarih boyunca insanoğlunun en çok ürettiği ve tükettiği gıda ürünüdür. Ülkemizde aynı zamanda alın terini, paylaşmayı, bereketi ifade eden ekmeğe her zaman derin bir saygı vardır. GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer, temel gıda maddesi olan, her gün tükettiğimiz ekmeklerimize katılabilen 30’a yakın katkı maddesine dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Büyüközer, “Alt tarafı ekmek deyip geçmeyin” ikazında bulunurken, ekmeğin tarihteki en eski ve önemli gıda maddesi olması sebebiyle konuya dikkat çekerek insanların bilinçsizce tüketiminin önüne geçilmesi gerektiğini belirtti.
ALIN TERİNİN SİMGESİ
Genel kabule göre, ilk insanlar su ile ıslatılmış ve kendi haline bırakılmış buğday kırmasında gözeneklerin meydana geldiğini gördüklerini kaydeden Büyüközer, “Gözenekli kütleyi sıcak taşlar üzerinde pişirdikleri zaman tat ve lezzetinin iyi olduğunu anlamışlardır. Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgiye göre MÖ. 2600 yıllarında eski Mısırlılar, buğday unu ve su karışımından elde edilen hamura maya kattıklarında ekmeğin daha yumuşak, daha kabarık olduğunun farkına vardılar. Çeşitli sınıflardan oluşan Mısır halkı ekmeği uzun zamandan beri bilmekteydi. Ancak mayanın tesadüfen bulunmasının ardından beyaz ekmek; soyluların ve sarayın simgesi haline geldi. Yurdumuzda yaygın olarak buğday unundan ve mayalanmış hamurdan üretilen ekmek tüketilmektedir. Ancak kısıtlı da olsa bölgelere göre mısır, yulaf, çavdar ve benzeri tahıllardan da ekmek üretilmektedir. Ekmek, bir emek ürünü, alın teri simgesi ve Allah’ın kullarına nimetidir“ dedi.
15-20 KATKI MADDESİ KULLANILIYOR
Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer, karbonhidrat ve protein kaynağı olan ekmeğin özellikle tahıla dayalı bir beslenmenin yaygın olduğu Türkiye’de beslenme açısından büyük öneme sahip olması, sebebiyle insanların gündelik hayatlarında tükettikleri enerjinin yüzde 66’sı tahıllardan, bu oranın yüzde 56’lık kısmının ise yalnız başına ekmekten karşılanmakta olduğunu dile getirdi. Büyüközer, “Bu kadar hayati haiz olan ekmeğimiz de teknolojinin gelişmesi ile birçok istihalelere uğramış; un, tuz, su ve mayadan ibaretken birçok yeni özellikler kazandırmak için, sağlığa zararlı olabilen olduğu gibi Müslüman kimliğimizle izin veremeyeceğimiz katkı maddeleri ilave edilir olmuştur. 2000’li yılların başlarında buğdaydan sofraya bir dilim ekmek gelinceye kadar 75 adet katkı maddesi kullanılırken bugün sayı GİMDES’in de mücadelesi sayesinde 15-20 adet kullanılır duruma gelinmiştir” ifadelerini kullandı.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.