Avrupa bankalarının kaynak aktarımını kestiğine yönelik haberlerin aksine, Avrupa bankalarından Türkiye'ye kaynak aktarımının devam ettiğini belirten Ertem, Türk bankacılık sisteminin bilançosunu büyütmesi gerektiğinin altını çizerek, gayrimenkul finansmanında da ikinci el piyasasının oluşturulmasının bunu sağlayacak önemli unsurlardan birisi olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Dr. Cemil Ertem, dunya.com’dan Ferit B. Parlak’ın sorularını cevaplandırdı. Ülke ekonomisinin mevcut durumu ve 2018 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ertem, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ve 2016 yılında ekonomide yaşanan belirsizliğin aşıldığını belirterek ''Şimdilerde gelişmeler Türkiye ekonomisinin dinamiklerine uygun şekilde ilerliyor. Ben 2018 yılında Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümeye devam edeceğini düşünüyorum. Üstelik enflasyon yönünden daha avantajlı olacağız. İşsizliğin de tek haneye indiğini göreceğiz'' dedi.
2019'A DAHA SORUNSUZ GİRECEĞİZ
2018 yılı 2017’de büyümenin daha kapsayıcı olacağını söyleyen Ertem ''Türkiye 2019’a, seçim yılına çok daha güvenli ve ekonomide daha sorunsuz girecek. 2017 çok tempolu bir yıl olmasına rağmen, cari açık tarafında da bir sorun yaşamadık. Kısa vadeli ve uzun vadeli sermaye girişlerinde ihracatın pozitif katkı yaptığı bir dönem geçirdik şu an da işaretleri iyi. Avrupa ve ABD tarafından baktığımızda gelişmekte olan ülkeler içinde en yatırım yapılabilir ülke olarak karşımıza Türkiye çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, faizlerin daha aşağı gelmesi ve yatırım yapılabilir bir çerçeveye oturmasını temel hedef olarak belirlemiş durumda. Zaten OVP’ye baktığımızda bu hedefle uyumlu olduğunu görüyoruz'' ifadelerini kullandı.
FAİZLER NASIL DÜŞECEK?
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ertem '' Faiz nasıl düşecek?' sorusunu ''Piyasa koşullarını faizi daha aşağı indirecek hale getireceğiz. Nitekim bununla ilgili çeşitli adımlar da atıldı. Örneğin Kredi Garanti Fonu (KGF) yeni bir teminat mekanizması olarak ortaya çıktı. 2018 yılında bu daha spesifik, daha kurumsallaşmış olarak devam edecek. Varlık Fonu’nu etkin bir oyuncu olarak göreceğiz'' şeklinde cevapladı.
Türk bankacılığının dünyanın en sağlam bankacılık sisteminden birisine sahip olduğunun altını çizen Ertem, ''Kârlılık yönünden önemli bir potansiyel görüyoruz. Mevduat yarışına girip geleneksel kaynak bulma dışında yeni yönetmelerle başvurarak kaynak bulma imkanlarına da sahipler ve çok güçlü aktifleri var. Avrupa’da ve dünyada eksi faizde yoğun likidite var ve gidecek yer bulamıyorlar'' dedi.
EKONOMİYE YÖNELİK BİR TETİKÇİLİK
Medyada yer alan Alman bankalarının Türkiye’ye yönelik kaynak kısıtlamasına gideceği yönündeki haberlerin tamamen asılsız olduğunu belirten Ertem ''Avrupa bankacılık sisteminin Türkiye’ye yönelik sendikasyonları çok yüksek. Başta enerji olmak üzere KOBİ’lerin rekabetçiliğinin desteklenmesi konusunda proje ve işletme bazında çok iyi kaynak aktarıyorlar. Ne kesinti, ne de kaynak akışının durması diye bir şey yok. Tam aksine ilgileri artarak devam ediyor. Burada gazeteciliğin temel ilkelerini çiğneyen haberlerle karşılaşıyoruz. Haber herhangi bir kaynağa dayanmadığı gibi, doğrulayan bir makam da yok. Bu tam anlamıyla ekonomiye yönelik bir tetikçiliktir, piyasa güvenilirliği, rekabetçilik ve şeffaflık açısından kabul edilemez. Ben bunu da doğrudan finansal sisteme bir saldırı olarak görüyorum. Haber 1 saat sonra yalanlandı, ama bunu kullanan piyasa analistleri istemeden de olsa yatırımcılarını yanlış yönlendirdiler. Bu tarz haberler teyit edilmeden yapılırsa, en çok haberi kullananlar zarar görür'' dedi.
Verdiği ropörtajda büyüme konusundaki gelişmeleri de değerlendiren Ertem, bu konuda şunları söyledi;
''Ekonominin 2017 yılı 3’üncü çeyreğinde yüksek büyüdüğünü görüyoruz. KGF etkisi burada önemli oldu. Öncü göstergeler 4’üncü çeyrek büyümesinin de oldukça iyi geleceğini söylüyor. Bu durum 2018’e de iyi başlamamıza yol açacak. Kamu bankalarının kredi genişlemesi KGF etkisiyle yüzde 22’lere kadar çıktı. 2018’de bu kadar olmasa bile yüzde 16-17 kredi genişlemesi tutturulabilmeli ki büyüme OVP çerçevesinde yüzde 5.5-6 civarında şekillensin''
Ertem ''Bundan sonra ne yapılacak?'' sorusuna ise ''Bankalarımızın bilanço büyütmesi lazım. Bunun için gayrimenkul finansmanının da Türkiye’ye özgü bir sistemle ikinci elinin olması lazım. Bankalar bugün konut kredilerini tüketici kredileri gibi veriyor ve bu sürdürülebilir değil. Önümüzdeki dönemde, gayrimenkul sektörünün finansallaşması için ciddi düzenlemeleri göreceğiz. Bunu yaptığımız zaman banka sisteminin bilançosunun sağlıklı bir şekilde, büyüyeceğini göreceğiz. 2018 yılında Türkiye ekonomisinin, ülkemizin dünya ile entegrasyonunu hızlandıracak reform süreciyle karşı karşıya olduğunu görüyoruz'' şeklinde cevap verdi.
AMERİKA ARTIK DÜNYANIN LİDERİ DEĞİL
Son dönemlerde bazı ülkelerle yaşanan gerginlikler ekonomi üzerindeki etkisine yönelik sorulan soruyu Ertem ''Ekonomi siyasetten ayrı gider, siyasetteki sorunları çözer'' diyerek şu şekilde cevapladı;
''Bu orta ve uzun vadede böyle olur. Kısa vadede birbirini tıkadığı alanlar, kesişme noktaları olabilir ama bunlar geçicidir. Türkiye’nin gidişatını görmek için Türkiye ekonomisinin büyüme dinamiklerine bakılmasını öneriyorum. Evet Avrupa tarafından bir kriz var, euro çok değerli, Güney Avrupa ciddi sıkıntı içinde, İspanya’da siyasi sorunlar var, İtalya’da sorun var, bankacılık sistemi sorunlu, likidite tuzağı var. Ancak, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı Avrupa. Bütün bu sorunlu alana rağmen, biz ihracatımız genişleyerek devam ediyor.Türkiye Afrika gibi alanlarda da gerçekten çok önemli adımlar atıyor. Asya ile şimdiye kadar ticari alanda yoğunlaşan ilişkiler siyasi alanda da yoğunlaşacak. Rusya ve İran ile ilişkilerimiz düzeliyor. İran ile bizim Merkez Bankamız yerel paralarla ticaret anlaşması yaptı. D-8 zirvesinde de ortak takas birliğinin oluşturulması konusunda mutabakata varıldı, bütün ülkelerle hızlı şekilde swap anlaşmaları yapılması, yerel paralarla ticaretin arttırılarak ülkeler üzerindeki dolar baskısının azaltılması konuları karara bağlandı. Gümrük Birliği’ndeki dezavantajlı süreçleri telafi etmeye çalışıyoruz. Amerika ile yaşananlar konusunda da Türkiye’nin bütün tezleri haklı ve Amerika’nın bunlara diyecek bir şeyi yok. Öte yandan ABD’nin dünyanın mutlak ekonomik ve siyasi lideri olduğu dönem artık yok. Türkiye kendi çıkarları konusunda ne gerekiyorsa onu yapıyor ve yapmaya devam edecek.''
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.