Bugün 30 Eylül 2009. Tarihe not düşmek için yazdık günün tarihini. Önemli kutlama ve anma yıldönümü içermeyen, ülkemin sıradan günlerinden bir gün işte bu 30 Eylül 2009. Bir iki gazete haberini irdeleyerek tarihin hangi günlerini yaşadığımızı hem biz anlamaya çalışalım, hem de gelecek nesillere bir not bırakmış olalım.
"800 nüfuslu köyde 20 kişi satmış böbreğini..."
Ülkemin bir büyük şehrinde, bayram günü sokakta kaybolan üç çocuğu ararken güvenlik güçlerimiz, gazeteleri habere doyuruveriyor:
"Organ mafyasına suç üstü!"
"Organ satanları ve alanları tanıştıran çete üyeleri.."
Bir daha ve gerçekten haberdar oluyoruz; "mafya" sınıfına sokulan ve insan organlarını aldıran/sattıran bir sistemi çalıştıranlar olduğundan.. Bugünlere nasıl geldik? Önce bu haberleri aşkla şevkle yazan gazetelerin eğitiminden geçtik. "Kredi kartı taksitini ödemek için böbreğini satmak istiyor!"
"Borcunu ödemek için böbreğini satıyor.!"
Altta bir resim. Böbrek satmak isteyen kişiye ait. Yani bu ülkede böbrek satmak olağan/normal bir iş. Herkes bunu böyle bilsin.
Ve 800 nüfuslu bir köyde 20 kişinin böbreğini satmış olduğunu öğrenince bu ülkenin insanları, kendileri ve çocukları için hangi koruma önlemlerini düşünüyorlar dersiniz? Ya da onlar adına kimler düşünüyorlar?
Şehirlerimizin caddelerini, sokaklarını ve köşe bucaklarını kameralarla donatmazsak, kaybolan çocuklarımızı işte böyle bulmakta güçlük çekeriz. Teknoloji niçin ilerliyor canım!
Kaybolan çocuklarını ararken, 800 kişinin yaşadığı bir köyde böbrek satmış 20 kişiye rastlamak kamera eksikliğinden midir yoksa o köylüleri görecek yöneticilerimizin gözlerinin fersizliğinden midir?
Böbrek satan köylüler ve devlete kamera satanlar..
"Cinayet saniye saniye güvenlik kamerasına yakalandı."
"Hırsız, güvenlik kamerasına yakalandı."
Bu güvenlik kamerası çok iyi bir şey olmalı. Hep yakalıyor, hep yakalıyor. Domuz gribini yakalayan modelleri bile çıkmış. Sağlık Bakanlığı‘na çok lazım. İcraat olsun yani..
Bugün 30 Eylül 2009 dedik ve bir gazete haberine daha baktık: "Uyuşturucu operasyonunda yakalanan filan kişinin otelde şu kadar paraya bir gece birlikte oldum dediği mankenden itiraz var: Ben başka yerdeydim!"
Ne günlere kaldık ey gazi hünkar!
Mankene bir gece için verildiği iddia edilen para miktarı 800 nüfuslu köydeki birkaç böbreğe bedel. Siz ne düşünürseniz düşünün; ben haberi bayide asılı bir gazeteden okurken yorumlayan omuzu çantalı liseli çocuğa hayran kaldım.
-Adamı kandırmışlar. Dublör manken göndermişler.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.