Elbette Çevik Bir‘in "Hükumeti irtica tehlikesine karşı koruduk" savunması geçmişi biraz olsun bilen ve hatırlayanlar için gülünç bir iddiadan ibarettir. Ancak, bugünkü konum Çevik Bir‘in ne dediği ve dediklerinin ne derece doğru olup olmadığı değil. Ona mahkeme karar verecek. Ben bugün kütüphanemdeki kitaplara bakarken dikkatimi çeken önsözünü rahmetli Erbakan Hocamızın yazdığı "İktidarda 1 yıl" kitabını hatırlatmak ve bu kitabın önsüzünü aktarmak istiyorum. Kitapta yaklaşık bir yıl süren Refahyol Hükumeti‘nin tüm icraatları bütün detayları ile anlatılıyor. Basiret ve vicdan sahipleri bunları okuduğunda 54. Hükumete karşı yürütülen dolaylı darbe çalışmalarının hükumeti korumak için mi yoksa yıkmak için mi başlatıldığına kendisi karar verebilir.
Şimdi sizleri çok fazla kısaltmadan "İktidarda 1 yıl" kitabının rahmetli Erbakan Hocam tarafından kaleme alınmış önsüzü ile baş başa bırakıyorum:
"54‘üncü T.C. Hükumeti, milletin teveccühüne mazhar olmuş iki büyük partinin serbest iradeleri ile bir araya gelerek, ülkeye ve millete hizmet etmek için yaptıkları örnek bir çalışmadır.
Bu hükumet bir yıl uyum içerisinde çalışmış, ülkemizin meselelerini çözme yolunda büyük başarılar göstermiştir. Bu hükumet her şeyden evvel, ülkemizi büyük bir iç borç sarmalından kurtarmıştır. 1997 yılı sonunda 58 milyar dolara çıkması muhtemel olan yüzde 200 faizli, dört ay vadeli bir korkunç borç canavarını 54‘üncü Hukumet ortadan kaldırmıştır. 1996 yılı sonunda borcu 22 milyar dolara indirmiştir ve 1997 yılı sonunda 15 milyar dolara inecek şekilde her şeyi tanzim etmiştir.
Ayrıca 50 yıldan beri ilk defa, denk bütçe yapmış ve bu yılın Ocak ve Şubat aylarında denk bütçeyi fiilen yürütmüştür. Şubat ayından sonra ülkemizde meydana gelen sun‘i gündemler ve tedirginlikler elbette ekonomiyi etkilemiştir; ancak, bu etkilenme ve bunun sonuçlarından 54‘üncü Hükumet mesul değil, bu tedirginlikleri, bu huzursuzlukları çıkaranlar mesuldür.
Diğer yandan, hükumetimiz döneminde halkımıza en büyük refah payı verilmiştir. Köylümüze bir evvelki mahsul yılına nazaran yüzde 312 fazla ödeme yapılmıştır.Memurumuzun refah payı, altı aylık dönemde 100 alan memura 250 verecek şekilde artırılmıştır. Esnafımızın imkanları genişletilmiş, emekliler, dullar ve yetimlere büyük refah payı ayrılmış ve bilhassa, çalışan insanlarımıza, bu yıl içinde, sadece altı aylık dönem için yüzde 104 reel artış sağlanmıştır. Bütün bunlar gerçekleştirilirken acı reçeteler kullanılmamıştır. İnsanları işlerinden çıkarma, fiyat ve ücretleri dondurma, zam yapma, yeni vergiler koyma yoluna gidilmemiştir. Bunun sonucudur ki bir yıllık iktidarımızda yapılan hizmetler halkımızın kalbinde yer etmiştir. Ayrıca D-8 Hareketi ile Türkiye, dış politika alanında dünya çapında bir büyük öncülük noktasına ulaşmıştır."
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra özellikle iç borç stokunun giderek sıfır noktasına çekiliyor olması elbette yerli ve yabancı faiz lobilerini rahtsız etmiştir. Oturdukları yerden hiçbir iş yapmadan yüksek faiz geliri elde etmeye alışmış olanlar ile Türkiye‘nin D-8 hareketi ile dünya üzerinde belirleyici olma konumuna doğru ilerlemesi de Siyonist mihraklar ile emperyalist güçleri rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlığın sonucudur ki faiz lobisi ile Siyonizmin ve emperyalist güçlerin içerideki işbirlikçileri harekete geçmiş irtica yaygarası estirmişlerdir... 28 Şubat Süreci olarak nitelendirilen postmodern darbe incelenirken bu gerçekleri görmezden gelmek insanı yanlış sonuçlara götürür. Buna birde dünün aslan kesilenleri mahkeme huzuruna çıktıklarında "Biz hükumeti düşürmedik, Başbakan kendisi istifa etti. Aslında biz hükumeti irticaya karşı koruduk" gibi kimsenin inanması mümkün olmayacak savunmaları eklenince sanıyorum o günleri yakından bilmeyenlerin kafasında karmaşa oluşacaklardır. Kim bilir dünün darbecileri kafa karışıklığından medet ummaktadırlar..
Kaldı ki 54. Hükumetin korunmaya ihtiyacı olmadığı gibi, ülkemizin de irticaya karşı korunmasına ihtiyaç yoktu. Olsa olsa bir takım çevreler halkın inanç yönünde bilinçlenmeye başlamasından duyulan rahatsızlık ve bir avuç para sahibinin ülkenin imkanlarını sömürmesinin engellenmesi oluşturduğu tedirginlikle hükumete karşı kampanya başlatılmış olabilir.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.