İnsanlara hesap verme yerine Allah?a vereceğinizi hesabı düşünerek oy verin. Çoğunluk hakkın bir göstergesi değildir.
Büyükşehir Belediye Başkan adayı Fethullah ERBAŞ ve partililer, Çaldıran ve köylerini tek tek ziyaret ederek destek istedi.
Son olarak, Çaldıran Seçim karargahını ziyaret eden Fethullah Erbaş, burada yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
?Saadet Partisi bu milletin zulüm dünyasına değil, saadet dünyasına hizmet etmek için vardır. Oy vermek mesuliyet gerektirir. Seçtiğimiz yönetimler bizim adımıza iş yapacaklardır. Yapılan her bir usulsüzlük ve yolsuzluktan oy verenlerin sorumlu olacağını hiç aklımızdan çıkartmamamız gerekir. Bizim belediyelerde olduğumuz yıllarda hiçbir belediyemiz hakkında yolsuzluklarla alakalı tek bir soruşturmamız olmamışken 2009‘dan bu yana 1521 belediye hakkında soruşturma açılmıştır. Bu tablo bize şunu gösteriyor ki artık acilen öncelikle yerel yönetimlere akabinde genel yönetimlere Milli Görüş anlayışı ve tek temsilcisi Saadet Partisi iş başına getirmektir. İnsanımızın bu duyarlılıkla hareket edeceğini de biliyorum. Çoğunluğun olduğu yer doğrudur gibi bir izlenime kapılmayınız. Çoğunluk olmak doğru olmak değildir. İnsanlara hesap verme yerine Allah?a vereceğinizi hesabı düşünerek oy verin. Efendimiz (s.a.v)?in hayatına bakın çoğunluk olduğundan değil hakkın yanında oldu için Cenab-ı hak zafer vermiştir.
Bu coğrafya çok zor bir coğrafyadır. Zira etrafımızdaki Müslüman ülkelerde yaşanan olayları görüyoruz. Bizler ?Bu iş beni ilgilendirmez, halının altına süpürürüz? diyemeyiz. Eninde sonunda hepimizi ilgilendirecektir.
Oy vermek mesuliyet gerektirir. Kendi adınıza mesuliyeti ve yönetme yetkisini onlara vermiş olursunuz. Yaptıkları yapacakları her şeyden size de pay düşer. Sorumluluk gerektirir.
Zira her şey gelip o kapalı mekânda verdiğiniz bir tane oya bakıyor. Böyle bir nokta ne yaptığımızı bilmek mecburiyetindeyiz. Allah akıl nimeti vermiş. Akıl, bir işin sonunu düşünmektir. Bu nedenle işin önemini anlamalıyız. Eğer anlamazsak kapımıza kadar gelen tehlike bizi de içine alıp paramparça edebilir.
SEÇMİYOR TARAF OLUYORUZ
İktidar, siyaset ve yönetimin toplum için faydalı olması ancak İslam ile mümkündür. İslamca olmayan iktidar, siyaset ve idareden hayır gelmez. İslamca iktidar, siyaset ve yönetim istemek ve bunlar için mücadele etmek, Müslüman bir toplum için bir görevdir. Seçim dediğimiz şey ise tam olarak ?iman ve cihad? şuuruyla hakkın hâkim, batılın zail olması mücadelesinde taraf olmaktır. Müslümanlar, İslam için yapılmayan hiçbir siyaset ve idare işinde yer alamazlar. Çünkü Müslümanların ilahi ahkâma bağlı kalma ve onu yürütme gibi bir sorumlulukları vardır. Müslümanlar, sorumluluklarını yerine getirmek için mücadele etmek zorundadır. Ümmet olmak, teşkilatlı bir topluluk olmaktır. İnananlar, teşkilatlanmayı insanları hayra çağırmak, marufu emretmek, münkiri yasaklamak için yaparlar. Allah (c.c), yolunda saf bağlayıp, kerpiçleri kurşunla birbirine bağlanmış binalar gibi kenetlenip savaşanları sever. Bunun için Peygamberimiz (s.a.v) ?Halkın sesi Hakk?ın sesi? dememiş, ?Allah?ın kudret eli ve yardımı hakkı üstün tutanlarla beraberdir? buyurmuştur.
Müslümanlar için Kur?an ve Sünnetin sesi önemlidir. Müslümanlar, batıl olan bir gaye için birlik ve teşkilat kurmazlar. Bunun için peygamberimiz ?Ümmetim batıl olanda ve yanlışta ittifak etmez? buyurmuştur. Müslümanlıkta batıl bir gaye için çoğunluk olmaya itibar edilmemiştir. İslam kemmiyete değil, keyfiyete önem vermektedir. Ümmet olmakla, güruh olmak arasında fark vardır. Müslüman?ın her işinde belirleyici olan, İslam?ın itikat ve uygulama esaslarıdır. İslam?ın itikat ve uygulama esaslarına aykırı olan işlere, hiçbir Müslüman iltifat etmez. İltifat ederse İslam?a değil, arzusuna uymuş olur. Bu ise kınanmıştır: ?Heva ve hevesini ilah edinen ve Allah?ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah?tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hala ibret almayacak mısınız? ? (Casiye: 23)
Müslüman için seçim, İslam Birliğinden ve Adil Düzenden yana olmaktır. Kur?an?a, Sünnete ve fıkha bağlanmaktır. Bunun için adalet ve emanet ehlini seçer, zulüm ve hıyanet ehlini terk ederiz. İnancımız bunu gerektirir. Adalet ve emanet İslam?dan doğar. İslâm dini, devlet, adalet ve emanet dinidir. Müslüman, bütün seçimlerde İslam tarafında yer alır. Batıl bir gaye için açılmış bir bayrağın altında bulunmaz. Peygamberimiz buyuruyor: ??Kim körükörüne batıl bir gaye için açılmış bir bayrak altında savaşır, kavmiyeti için dertlenir veya kavmiyetçiliğe çağırır, yardım ederken öldürülürse cahiliye üzere ölmüş olur. Kim ümmetimin üzerine gelip, iyi olana da, kötü olana da ayırım yapmadan vurur, mümin olanlarına hayat hakkı tanımaz, ahid sahibine verdiği sözü de yerine getirmezse o benden değildir, ben de ondan değilim.? buyurmaktadır.
Ülkemizde mevcut siyasi mücadele bir hizmet mücadelesi olmayıp, gerçekte bir hak-batıl mücadelesidir. Saadet Partisi, hakkın yanında batılın karşısında olmaktır. Bizim bir davamız var, bu dava hak davadır ve tek davadır. Biz bu dava ile dünya ve ahiret saadeti bulabiliriz. İslam için taraf olmak zorundayız. Erbakan Hocamızın şu misali önemlidir: ?Faraza, bir zaman tünelinden geçirilip, asrı-saadet dönemine ve Bedir tepesine bırakılan kimse, bir tarafta Aleyhissalatü Vesselam Efendimiz, arkasında iman ordusu, karşı tarafta ise, Ebu Cehil ve küfür ordusu olduğu halde, Bedir harbinin yapıldığını görse; 1- Hangi bahane ile olursa olsun, Ebu Cehil?in safına katılsa, ona arka çıksa ve alkışlasa, küfrünü izhar etmiş olur. 2- Veya ?Allah, Hakka yardım etsin? deyip, hiçbir tarafa tabi ve taraf olmadan yerinde otursa, o zaman da münafıklığını ispat etmiş sayılır.
Zira bu söz ?hangi taraf haklı, pek bilemiyorum, Hz. Muhammed?in haklılığından da şüphe ediyorum? anlamına gelir. 3- Şayet bu manzara karşısında ?Ya Rabbi, Resulüne ve ashabına yardım et? şeklinde dua etmekle yetiniyor ve yerinde duruyorsa, bu halde de fasık (günahkâr ve gayretsiz) bir Müslüman olduğu ortaya çıkar. 4- Yok eğer, bu durumu görür görmez ?Resulüllah?ın ayağına diken batacağına benim gözüme ok saplansın? diyerek yerinden fırlıyor ve bağırsakları çalılara takılsa bile İslam?ın safına katılmak ve Allah yolunda şavaşmak üzere koşuyorsa, o takdirde gerçek bir mümin olduğunu kanıtlamış olur.? Saadet Partisinde oy ve seçim meselesi, haklı davalarını en uzak köylere ve en ücra köşelere kadar ulaştırmak için bir vasıta ve fırsattır. İslamsız saadet olmaz. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.?
milligazete.com.tr ÖZEL
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.