Uluslararası medya tekellerinin son aylarda Türk medyasına yatırım yapmaya başlamaları, üzerinde önemli durulması gereken bir konudur. Bazı radyo kanalları ile birlikte TGRT televizyonunun uluslararası medya şirketlerinin eline geçmesi, ardından da Doğan Grubu medyasının yüzde 25 ine Alman yayıncılık şirketinin ortak olması; çokuluslu medya yatırımlarının önümüzdeki dönemde de ülkemizde hızını kaybetmeden süreceğinin işaretleri olarak yorumlanabilir. Türk medyasında yabancı sermaye payının artması; yayıncılığın teknik kalitesinin yükselmesi bakımından kimilerince olumlu karşılansa da, kamuoyunu yönlendirme ve güvenilir yayıncılık yapma konularında ciddi endişeleri de beraberinde getirmektedir.Kitle iletişim araçları kamuoyunun oluşumunda artık birincil öncelik taşımakta ve medya, kamuoyunu kolaylıkla yönlendirebilme gücünü elinde tutmaktadır. Uluslararası medya tekellerinin Türk medyası içinde ağırlığının artması, kamuoyunu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirebilecekleri kaygılarını da artırmaktadır.Ayrıca Türkiye nin tarihi birikimine, kültürel değerlerine ve inanç yapısına aykırı yayın yapabilme ihtimallerinin her zaman yüksek olması da bir başka kaygı verici unsur olarak değerlendirilmektedir. TGRT nin yabancı sermayeye satılmadan önceki yayın politikasının, satıldıktan sonra birden bire değişmesi ve Türkiye yi ziyaret eden Papa nın Sultanahmet Camii nde dua etmesini eleştirmesi, bu tür kaygılara verilebilecek en iyi örneklerden birisini oluşturmaktadır.Endüstrileşen medya sektörü sürekli büyüyor; faaliyet alanını genişletiyor, çeşitlendiriyor ve dünya üzerinde yayıldıkça yayılıyor. Bu medya kartellerinin sürekli büyümesine, küreselleşme sürecinin aktörlüğünü yapan ülkeler de destek veriyor. Çünkü endüstrileşen medya sektörü, aynı zamanda kültürel taşıyıcılık rolünü de yerine getiriyor. Sinemadan televizyon filmlerine, dergilerden müzik ürünlerine kadar pek çok alanda medya üzerinden kültür emperyalizminin bayraktarlığı yapılıyor.Medyanın endüstrileşme süreci iyi takip edilmeli; doğru analiz edilip sağlıklı sonuçlar çıkartılmalıdır. Medya sektöründe yabancı sermayenin yoğunlaşmasının tehlikeleri asla göz ardı edilmemeli, hatta ilerde karşımıza ulusal güvenlik sorunu olarak bile çıkabileceği unutulmamalıdır.Özellikle Türkiye nin son yıllarda küresel güçler tarafından kıskaca alındığı, Büyük Ortadoğu Projesi gibi emperyal hedeflere hizmet edecek planlara suç ortaklığı yapılmak istendiği bir dönemde medyada yabancı sermayenin payının artması, çok ciddi olumsuz sonuçların doğmasına yol açabilecek, ülkemizin çıkarlarına ters uygulamaların önünün açılmasına zemin hazırlayabilecektir.Uluslararası medya tekelleri, Türkiye ye sadece para kazanmak için gelmiyor; onlar daha çok küresel aktörlerin kendilerine biçtiği dış politika rolünü eksiksiz oynama görevini yerine getiriyorlar."Soft Power" (yumuşak güç) dış politikanın artık en etkili aracı haline geldi. Bir ülkenin kültürel değerlerini, günlük yaşam kalıplarını, edebiyatını, sinemasını, müziğini ve benzeri entelektüel üretimlerini kapsayan yumuşak güç, uzun dönemde silahlı işgalden bile daha kalıcı hale geliyor, hedef seçtiği ülkeleri dönüştürüyor, kendisine benzetiyor.Türkiye de medya sektörüne yabancı sermaye girişinin artması, Amerikan ve Avrupa ülkelerinin "yumuşak gücü"nün ülkemizdeki hakimiyetini pekiştirecektir. Yabancı kültür, sanat, edebiyat ve müzik ürünlerinin dolaşımının artması, gençler başta olmak üzere toplumda Amerikan ve Avrupa hayranlığının artmasına da yol açacak, ayrıca bu hayranlık ABD ve AB nin küresel emperyal sömürü düzeni kurma amacının kamuoyunda görebileceği tepkiyi de gölgeleyebilecektir.Medya sektöründe yabancı sermaye faktörü tüm yönleriyle kamuoyunda tartışılmalı, beraberinde getirebileceği olumsuzluklar halka anlatılmalıdır. Bu görev de başta üniversiteler olmak üzere, sivil toplum örgütlerine düşmektedir.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.