H.A.A.R.P Projesi ve GDO’lu tohum-2

Abone Ol

Uçaklardan yapılan Chemtrail püskürtme gaz kütlesi oluşturmaktadır. 1 saatten önce dağılmayan bu kitle ortalama 3-5 saat içinde normal bulut şeklini alarak gökyüzünü kaplıyor. Yavaş yavaş yeryüzüne inerek, toprakla karışarak hastalık saçmaya başlıyor. Ne yapıyor bu kimyasal kitle? 1- Havamız, suyumuz, toprağımızı kirletiyor. 2- Güneş ışınlarının toprağa ulaşması engelleniyor. 3- Çeşitli hastalıklara davetiye çıkarılıyor.

Chemtrailspreyleme, HAARP teknolojisi ve GDO’lu gıda endüstrisi ile ortak çalışan bir yöntemdir. Bu şekilde tarım alanları, iklimi ve toprağın bileşimlerini değiştirerek yapay tohumlara uygun hale getirilir. Birinci bölümde bundan bahsetmiş ve kimyasalla kirlenen toprakta sadece Monsanto şirketinin ürünleri yetişir demiştim. Monsanto küresel tohum pazarından aldığı yüzde 26’lık pay ile başı çekiyor. Siyonizm gıdaya çok önem vermektedir. “Petrolü kontrol eden ulusları, gıdayı kontrol eden insanları kontrol eder. Gıda bir silahtır.” diyor Henry Kissinger. ABD, tüm dünyanın kontrolünü ele geçirmeyi ve tarihteki en büyük imparatorluk olmayı takıntılı hale getirmiş durumda. ABD ordusu Pentagon ve Savunma Bakanlığı’nın 1990 yılından itibaren üzerinde durduğu milyonlarca dolar harcadığı elektromanyetik savaş teknolojisi, bir zamanların ünlü filmi olan Yıldız Savaşları’nı andırıyor. Bu projenin, geliştirilip faaliyete geçmesi için finansörü olan üç dev Amerikan Şirketi görülmektedir. Bunlar; ARCO, Raytheon ve E-sistemleri, önemli rol oynamaktadır. Esas aktör ise Siyon Tarikatı’nın lideri ve Dünyayı yönetenler olarak bilinen 300’ler Komitesi’nin lideri olan David Rockefeller’dir ve buna bağlı olan Rockefeller Vakfı’dır.

Amerika’nın dünya çapında ünlü jeofizik profesörü Gordon J. F. Mac Donald’ın yaptığı bir açıklama ise dehşet vericidir. Prof’a göre; HAARP teknolojisi öylesine bir güç haline gelir ki, bu teknolojiye kim sahip olursa, dünyanın tartışmasız bir şekilde hâkimi olur. Peki, ne yapabilir?

1- İklimleri değiştirebilir. 2. Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir. 3. Ozon tabakası ile oynayabilir. 4. Deprem meydana getirebilir. 5. Okyanus dalgalarını kontrol edebilir. 6. Dünyanın enerji alanları ile oynayarak, insan beynini kontrol altına alabilir. 7. Radyasyon yaymayan termonükleer patlama oluşturabilir.

İstanbul’da yaşanan dolu felaketini HAARP teknolojilerine bağlayan çevreler var. Bu ne derece doğrudur? Devletin ve üniversitelerin ortak çalışmaları sonucu bu ancak ortaya çıkacaktır. Bu kimyasal bulutların gizlice yürütülen bir iklim mühendisliği faaliyeti olduğunu düşünen çok sayıda araştırmacı mevcut. Bunlardan Marvin Herndon, Jasper Kirkby, Rosalind Peterson gibi bilim insanları bu durumun normal olmadığı görüşünde. NASA, NOAA((Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi) IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) gibi kurumlar bu izlerin karbondioksit ve su buharı olduğunu söylemeye devam ediyorlar. Diğer yandan internette uçak yakıtına alüminyum gibi birtakım maddelerin katılmasıyla bu jet izlerinin görünür kalma sürelerini uzatmaya ait patentler dolaşıyor. Welsbach Stratosferik Bulut Tohumlama Patenti gibi. Bu patent, alüminyum kullanılarak küresel ısınmaya karşı yapay bulutlar oluşturma amaçlı alınmış bir patent. Alüminyum’un yüksek oranda kullanıldığını Chemtrails spreylemelerinde görüldüğü yapılan birçok testler ile ortaya konulmuştur. BURAYA DİKKAT! Peki, tam bu gelişmeler olurken Alüminyuma dayanıklı gen için ABD Patent Enstitüsü’ne başvurulmuş olmasını nasıl açıklayacağız? Toprakta alüminyum oranı yüksek ve yerel tohum yetişmiyor. O halde ne yapacaksınız? Uygun tohumu bulacaksınız. Zamanla aşırı alüminyuma maruz kalan toprakta organik tarım yapmayı bırakın, tohumun bile filizlenmeyeceği topraklarda pek yakın bir zamanda Monsanto ya da bir diğer GDO şirketi hemen imdadımıza mı yetişecek yoksa? Bunu zaman gösterecek.