Avrupa daki Horasan erlerimiz, kültürümüzü ve
şahsiyetimizi kaybederiz korkusuyla davranarak, savunma içgüdülerini harekete
geçirmiş, doğrusu bu şartlarda- büyük ölçüde başarılı olmuşlar.
Burada yaşayan insanımız, değerlerine Türkiye ye göre
daha sıkı bağlı olmaya gayretinde. Başıboş bırakırsak evlatlarımız kötü yola düşer korkusu değişik
tedbirler almaya zorlamış.
Nasıl mı Avrupa daki Türk erkeklerde evlilik 20-22
arası. Bu yaşta evlenen kimse yadırganmıyor. Türkiye de olsa Çocuğu bu yaşta
evlendirmişler, bırak gençliğini yaşasın derler.
Baba evlendirmese çocuk yoldan çıkar diye korkuyor.
Milli Görüşçülerde bu duyarlılığın neticesi olarak mesela
Türkiye deki müspet medyaya büyük ilgileri var. Milli Gazeteyi satır satır
okuyorlar. Hangi köşede kim, ne yazıyor biliyorlar.
TV5 i, 42 Konya
TV yi, Gençlik ve Beyzade FM gibi yayınları dinleyen bir yığın insana
rastladım. Çünkü onlar fiziken Avrupa da olsa da gönülleri her zaman burada.
Türkiye de ne olup bittiğini adım adım takip ediyorlar.
Bizde çoktan unutulmaya yüz tutmuş adetlerden evde
misafir ağırlama burada hâlâ sürüyor. Ordulu ve Yozgatlı ailelerin evlerinde
misafir olduk. -Ayrıntı olacak ama teşekkür babında- yemekte el açımı su
böreği, karnıyarık ve benzeri yorucu el emeği ürünler yapılmış. Aile daveti
değil; toplantıya gelenlere bu ikramlar!
Trene yetişeceğimizden sabah namazını müteakip kahvaltı
yaptık. Gelen misafire hürmet, izzet ikram gibi geleneklerini yaşatmaya
çalışmaları takdire şayandı.
Almanya da ve Avusturya da katıldığımız hemen her
toplantı yemekliydi. Olmadı simit, pasta ya da börek ikram ediliyordu.
***
İstanbul gibi
ülkemizin tüm illerinden, farklı insanları bulmak mümkün olduğu gurbet ellerde
Türkiye den gelenlerin çatısı altında toplandığı değişik yapılanmalar var.
Hemşeri dernekleri önde gelenleri arasında sayılır. Tabi
farklı sosyal ve siyasal örgütlenmeler de işin cabası.
Bunlara son dönemde eklenen -devlet destekli- Avrupalı
Türk Demokratlar tutunmak için çabalıyor.
Bunlar bizim eskiler, gördüğüm kadarıyla insan çekeceğiz
diye her türlü faaliyet yapıyorlar. Farkındalar mı bilmiyorum, iktidarı
alkışlatacağız diye milleti değerlerinden ve camilerden uzaklaştırıyorlar.
Avrupa da en büyük problem entegrasyon (asimilasyon).
Avrupa kendi nüfusunu geliştiremediği için genç nüfus ve aktif çalışana
ihtiyacı var.
Müslüman âleminden gelen insanları bir şartla kabul
ediyor. Bize uyum sağlayacaksınız! Uyum dedikleri dilimizi öğreneceksiniz
değil, tamamen bize benzeyeceksiniz, bizim gibi yaşayacak, değerlerimize sahip
çıkacaksınız.
Esasen ülkemizin canhıraş mücadelesi olan Avrupa
Birliği ne üye olmanın ne demek olduğuna bu açıdan bakmalı.
Tabi bu arada maalesef Avrupalılardan daha Avrupalı olmuş
Türkleri görmek de mümkün. Avrupa da
eskiden Kanal 7, sonraları TV 5 seyredilirken şimdi TRT, ATV ve NTV gibi
kanallar revaçta, bu da Milli Görüş ten uzaklaşmanın bir yolu olsa gerek.
Eskiden camilerin imamları, cemaatler tarafından temin
edilirken; şimdi Diyanet imam tahsis ediyor. Böylece cemiyet/cemaatler maaştan
kurtuluyor kurtulmasına da, kurum(lar) ellerinden gidiyor. İnşallah geç olmadan
uyanırlar.