Hızlı akan zamana ayak uydurma bazen insanı aşıyor gibi.
Malatya’dayız, kitap fuarında. İkinci gecem ve ikinci günüm. İstanbul özlemi her zaman bakidir, İstanbul ve Üsküdar ruhunu soluyanlar için.
Malatya Kitap Fuarı’nda İz Yayınları standında kitaplarımızı imzalamak üzere, Hasan Aycın, Cemal Şakar, Güray Süngü, Aykut Ertuğrul ile birlikte geldik. Bu birlikteliklerin getirdiği dostluk, her an kendini duyumsatıyor. Fuarda dostlarla buluşmak daha anlamlı oluyor. Kahramanmaraş’tan Duran Boz ve arkadaşları, Elâzığ’dan Hüsamettin Hoca, Adıyaman’dan, Kayseri’den, Diyarbakır’dan gelenlerle hoş anlarımız oldu. Fuar alanını dolaştım Ali Kemal Temizer, Fahrettin Gün, İhsan Süreya Sırma Hoca, Ahmet Mercan, Fatih Okumuş, Osman Koca ve daha birçok dost buluşması oldu.
Malatyalı dostların sıcaklıkları, samimiyetleri insanı kuşatıyor. Anadolu insanın ruhu bütün yönleriyle yansıyor.
İstanbul dışına çıktığımda Anadolu Gençlik’in gençleriyle buluşmayı ilke edindim. Önceden planlandığı üzere “Gençliğimiz ve geleceğimiz” konulu bir konuşmamız oldu. Aşırı yağmurlu bir gecede, seçim çalışmalarından fırsat bulanlarla buluştuk. ESDER, ÖĞDER ile AGD başkanlarının olduğu bir ortamda gençler ile uzun süren bir sohbet soru ve cevaplı ortamın sıcaklığı, samimiliği gecenin geç vaktine dek sürdü. Han kapanmasa, biz de günün yorgunluğunu taşımasak belki daha da uzayabilirdi.
Anadolu Gençlik idealini koruyor. Hedefleri var. Toplantının, Besmeleli, Kur’an tilavetli, dualı ve manevi hazzı yüksek hali gençliğe manevi güç katıyor.
Batılılaşma ile birlikte gençliğin, aydınların savruluşlarından günümüze genel bir değerlendirmesinde bulunduk. Ve tabii Mehmet Âkif’ten, Necip Fazıl’dan, Sezai Karakoç’tan Necmettin Erbakan Hoca’ya kadar gençliğin genel durumunu ele aldık. Düşünce, sanat, siyaset bağlamında gençlerin beslenme kaynakları üzerinde durduk. Siyaseti düşüne merkezine taşımadıkça, adını sıraladığımız düşünürlerimiz ve öncülerimizden beslenilmedikçe gençliğin savrulması kaçınılmaz oluyor. Sırat-ı Müstakim, Sebilürreşad, Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yönelişler ve Yedi İklim düşünce ve sanat geleneğinin halkaları birbirinden kopmadan yolun sürdürülmesi gerekmektedir. Her şeyden önce Milli Görüş gençliğinin düşünce donanımını daha da arttırması zorunlu. Sadece siyasal bakış yetmiyor, bu hareketi diğer partilerden bir partiye dönüştürür. Zaten geçmişten bugüne yaşanan sorunun temeli de budur.
Müslüman’ız, büyük bir medeniyetimiz var, İslâm ümmetindeniz. Medeniyetimiz insana değer verir. Değer insanın kendi konumunu korumasıdır. Her ne ve kim olursa olsun bir kul olarak haklarının korunması gerekmektedir. Müslümanların daha donanımlı, bilgili, bilinçli ve daha dinamik olma zorunluluğu var.
Günümüzde yaşanan insanlık dramına asla kayıtsız kalınamaz. Her kim olursa olsun hiçbir art niyet, düşmanlık beslemeden insanı kucaklaması gerekmekte. Sevgiyle insanların gönülleri kazanılabilir, birlikte olunabilir. Sevgi dolu yaklaşım birçok sorunu gidermeye güç yetirir.
Biz Müslümanlar sadece kendimizden sorumlu değiliz. İnsanlıktan sorumluyuz. Bu bizim yükümlülüğümüz. Gençliğimizi nefret ve öfkenin tuzağına düşürmeden bilgiyle, sanatla düşünceyle, siyasal bilinçle donandırmamız üzerimizde bir görev.
Malatya’nın sıcak ruhlu ortamından böyle bir sesleniş içinde olmakla kendimizi görevli biliyoruz.