Görülüyor ki, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ve büyüklerimiz
bu aylara ve günlere oldukça fazla önem vermişler, ALLAH Teâlâ ya ibadet ve
taatte büyük gayret göstermişler ve biz ümmetlerine güzel örnek olmuşlardır. Bu
yüzden ki bu ayların kadru kıymetini idrak eden ve bu büyük Rahmetten istifade
etmeye çalışan büyük zatlar bu ayları büyük bir canlılık içerisinde
geçirmişler. Mümkün mertebe oruç tutmuş, Kur an-ı Kerim okumuş etraflarındaki
insanları da bu güzel hasletlerle donatmaya gayret etmişlerdir. İşte asrın
kirine-pasına bulaşmış insanlar, kainatın alkışladığı böylesi mübarek ayları
vesile kılarak bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmenin yollarını
aramalıdırlar. Böylesi günlere bir daha kavuşamama ihtimalini de hesaba katan
bir mü min nasıl bir devlet ve nimetle karşı karşıya kaldığının farkına varırsa
umulur ki şanına uygun bir şekilde değerlendirir.
Bilhassa bizim yanımızda bu ay ve günlerin yeri olmalı ve
fevkalade önem taşımalıdır. Bütün bu günler, bizi ecri ve mükafatı hudutsuz
olan Ramazan ayına tam bir sâfiyet ve temizlik içinde hazırlamalıdır. Hayır ve
hasenata, muhtaçların iyilik ve yardımlarına koşmamız, manevi ticaret
mevsiminin içinde olduğumuzu bilmemiz gerekmektedir.
Bu mevsim; Hâlık-ı Zü l-Celâl in ihsanıyla Cehennem
ateşinden kurtulan, geçmiş günahları bağışlanan kimselerin ticaret mevsimidir.
Bu mevsim, iyilikle, ihsanla, itaatle ve ibadetlere
devamla Rabbine yakınlık kazanan büyük hayırlar ve umumi rahmetler sebebi ile
kurtuluşa erenlerin ticaret mevsimidir.
Bu mevsim, güzel niyetiyle sadaka ve zekâtlarını
verenlerin, her çeşit orucunu boş sözlerden, kötü işlerden koruyanların,
gözünü, kulağını ve dilini haramlardan çekenlerin ticaret mevsimidir.
Bu mevsim, darda kalanlara yardım edenlerin, zayıf ve
çaresizlere acıyanların, sabır, tevazu, vera, doğruluk, iffet, emniyet,
mürüvvet ve vefa gibi güzel vasıflar kazanarak, nefislerini tezkiye edenlerin,
ALLAH Teâlâ nın bol ihsanı ve rızasına nail olanların, nihayet ALLAH Teâlâ
katında, melekler katında ve insanlar yanında itibar ve sevgileri bulunanların
ticaret mevsimidir.
O halde bütün gücümüzle bu mevsimde çalışalım. Karşılığı
kat kat olan salih amellerle meşgul olalım. Şunu iyi bilelim ki, yaptığımız her
şey yazıcı melekler tarafından zapt olunmaktadır. Yazılanların hep iyi
şeylerimiz olması hususunda büyük titizlik ve gayret gösterelim.
Gerçekten iman edip salih ameller işleyenlere gelince:
Şüphe yok ki öyle güzel bir amel işleyenin mükafatını biz zayi etmeyiz.
Bir de bakın! Sanki daha dün uğurladığımız üç aylar geldi
ve yine geçip gidecek. Uyumayalım! Ömrümüz de böyle gelip geçiyor. Hani
dedelerimiz, ninelerimiz! Hani annemiz, babamız! Hani dostlarımız,
kardeşlerimiz! Hani geçen sene aramızda bulunan dost ve ahbaplarımız! Nereye
gittiler Niçin aramızda yoklar Unutmayalım ki, onları sinelerine çeken kara
toprak yakında bizi de çekecek... Binaenaleyh bu mübarek üç ayları
toparlanmamıza vesile kılarak, Rabbimizin:
Ey iman edenler! ALLAH Teâlâ dan korkun da emirleri ifa
edin. Herkes yarını, kıyamet günü için önden ne göndermiş olduğuna bir baksın.
ALLAH Teâlâ dan korkun da yasak edilen şeyleri terk edin. Çünkü ALLAH Teâlâ, ne
yaparsanız hakkıyla haberdardır.
Kendileriniz için hayırdan ne takdim ederseniz, sizden
önce ne gönderirseniz, onu ALLAH Teâlâ nın indinde daha hayırlı ve ecrini daha
büyük olarak bulursunuz. ALLAH tan günahlarınızın afvını isteyiniz. Şüphesiz,
ALLAH Gafûr dur, Rahîm dir emrine kulak
vererek, ahiret için ne hazırlık yaptığımıza bir bakalım.
Abdullah b. Abbas (R.A.)den rivayete göre Hz.Peygamber
(S.A.V.) Efendimiz nasihat ettiği bir şahsa şöyle buyurmuştur:
Beş şey gelmeden evvel beş şeyi ganimet bil:
1- İhtiyarlamadan evvel, aciz ve düşkün duruma düşmeden
önce, gençliğinin kıymetini bil. Oyun ve eğlence gibi sonu hüsran olan şeylerle
geçirme.
2- Hasta olmadan evvel sıhhatinin kıymetini bil. Din ve
dünyana yararlı hizmetler yap.
3- Fakir düşmeden evvel zenginliğinin kıymetini bil.
Zenginliğini ekonomik olarak kullan. Malını ve servetini lüzumsuz yere tüketme,
tutumlu ol, cimri de olma.
4- İşin gücün artmadan evvel boş vakitlerinin kıymetini
bil. Boş vakitlerini değerlendir. Tembel tembel oturma, yararlı hizmetler yap.
5- Ölüm gelmeden evvel hayatının kıymetini bil. Düzenli
ve tertipli olarak hem dünyan için ve hem de ahiretin için çalış. Hiç ölmeyecek
gibi dünya işlerini yap, yarın ölecekmiş gibi ahiret hazırlığı yap. Yani, her
ikisi için muvazeneli çalış.