Günah keçisi

Abone Ol

Herkes kendini sütten çıkan ak kaşık zannedermiş.

Herkes kirli, kendisi temiz.

Bir kısım kadınlara göre suçlu olan hep erkeklerdir.

Bir kısım erkeklere göre suçlu olan hep kadınlardır.

Amerikalı hakimler ve filmcilere göre suçu siyahlar işlerler.

Hatta siyah, elektrikli sandalyede öldürüldükten sonra asıl suçlu ortaya çıksa bile "Potansiyel suçluydu" deyiverilir.

Amerika da siyasilerin kötü yönetimi sonunda ekonomi düşüşe mi geçti, suçlu eskiden zencilerdi, şimdilerde Laden dir.

Amerika halkı korkudan dış seyahatlara mı çıkamıyor, suçlu el Kaide dir.

Paris te arabalar mı yakılıyor, suçlu Cezayirli gençlerdir.

Aslanla tilki arkadaş olmuşlar. Dağda dolaşırken tilki devamlı dönüp arkasına bakarmış. Aslan sormuş "Niye beş adımda bir geri bakıyorsun

Tilki cevap vermiş "Benim düşmanım çok"

Kırdığı yumurta kırkı geçenler, petrolü, insan kanından değerli kabul edenler, ülkelerin yerüstü ve yeraltı zenginliklerini çalanlar, vermemek için direnenleri "Terörist" damgasıyla damgaladıktan sonra Birleşmiş Milletleri de zorla arkasına alanlar, kendi yaptıklarını bizden daha iyi bildiklerinden hep uyduları aracılığıyla soydukları adamları izlemeye çalışıyorlar. Kendisine doğru gelen her karaltıyı düşman sanıp vuruyorlar ve bütün suçu, asıl suçluyu takip edenin üzerine atıveriyorlar.

Bedir de kafirlere galip gelen Ashabı kiram, Uhud da mağlub olunca "Bu nereden başımıza geldi diye söylenmeye başlamışlar.

Bunun üzerine: "Onlara (kafirlere Bedir de) iki kat uğrattığımız musibetten biri, kendinize uğrayınca mı "Bu nereden " (dediniz.) De ki: "O kendinizdendir". Şüphesiz Allah her şeye kadirdir" ayeti nazil olmuş. (l-i İmran 165)

Yani hatalarınızı yükleyecek birini aramayın. "O kendinizdendir."

Okçular, Sevgili Peygamberimizin verdiği emri yerine getirmediler ve mağlubiyete sebep oldular.

Suçu başkalarının üzerine yüklemek herhalde hepimizin şuuraltında var.

Baba, ev idaresinde zayıf kalınca kabahati oğluna veya kızına veya hanımına yüklermiş.

Kur an bizim bu hastalığımızı da tedavi ediyor: "O kendinizdendir." 

 "Günah Keçisi" deyiminin kökeninde tahrif edilmiş Tevrat vardır.

Buyurun Tevrat tan okuyun: 

Tevrat, Levililer, Bölüm 4:27 "Eğer halktan biri RAB bin buyruklarından birinde yasak olanı yapar, bilmeden günah işlerse, suçlu sayılır.

Tev. lev.4:28 İşlediği günah kendisine açıklanırsa, günahından ötürü sunu olarak kusursuz bir dişi keçi getirmeli.

Tev. lev.4:29 Elini günah sunusunun başına koymalı ve yakmalık sunuların kesildiği yerde onu kesmeli.

Tev. lev.4:30 Kâhin sununun kanına parmağını batırıp yakmalık sunu sunağının boynuzlarına sürecek. Artakalan kanı sunağın dibine dökecek.

Tev. lev.4:31 Kişi keçinin bütün yağını, esenlik kurbanında olduğu gibi ayıracak. Kâhin RAB bi hoşnut eden koku olarak onu sunakta yakacak, kişinin günahını bağışlatacak ve kişi bağışlanacak."

Tahir-ül Mevlevi, "Edebiyat Lügati" isimli eserinin Trajedi maddesinde "İnsanların hayatını sahnede göstermek üzere yazılanlara Frenkler dramatik derler.

Dramatik eserleri de "Trajedi" ve "Komedi" olmak üzere başlıca ikiye ayırırlar.

Biri kederi, diğeri neş eyi tasvir eden bu nevilerden ikisi de Yunanistan da zuhur etmiş ve şarap ma budu Baküs namına yapılan ayinlerden alınmıştır."

Maddenin devamında Baküs (Diyoniyos) baş tanrı Jüpiter in oğluymuş.

Zevk ve neşe tanrıçası Baküs, üzüm ve şarap yapmayı Yunan kralı İkariyüs e öğretmiş.

Bir keçi bir gün üzümlerin hepsini yiyince kral o keçiyi Baküs mabedinde kurban etmiş.

Ondan sonra her yıl Baküs e keçi kurbanı devam etmiş.

Bu merasim zamanında kör adı verilen bir şarkıcı şarkılarını söylermiş.

Milattan altı asır önce "Kör" yine şarkılarını söylerken Tespis isimli şair, bir aktörü onun karşısına geçirmiş o da şarkı sözlerine uygun şiirler söylermiş.

İşte bu tür diyalogların kederlisine "Trajedi" denmiş. Yunanca da keçinin adı "Tragos" olduğu için ve Günah Keçisine ağıtlar yakıldığı için Trajedi denmiş. Neşeli olanına da "Komedi" denmiş.

(Tahir-ül Mevlevi, Edebiyat Lügati, Trajedi maddesi, Enderun Kitabevi İst. 1973, sayfa 176)