Güldürmeyin insanı!

Abone Ol

Radyo Televizyon Üst Kurulu ve Televizyon Yayıncıları Derneği nin işbirliği ile Türkiye de televizyon yayıncılığı alanında yaşanan sorunlar karşısında üzerinde uzlaşılacak ortak bir etik davranış zemini oluşturulması amacıyla "Yayıncılık Etik İlkeleri" hazırlanmış. Ortaya konan bu ilkelere televizyoncularımız ve Radyo Televizyon Üst Kurulu imza koyacakmış Duy da inanma!.. Her an birbirinin gözünü ve altını oymak, rekabet kurallarının en kirlisiyle hareket etmek için pür dikkat bekleyen televizyoncularımızın hangi etik kuralları etrafında birleşeceklerini umuyorsunuz Ya da birleştiler diyelim. İmza attıkları bu kağıt tomarlarında yazılanlara birebir sadık kalacaklarına inanıyor musunuz Reyting denilen sihirli kavram, yapımcıları birbirine düşman eden unsur varolduğu müddetçe, hangi Yayıncılık Etik İlkeleri nden bahsediyoruz Güldürmeyin insanı Gazetelerin de künyelerinin hemen dibinde "Bu gazete Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir" şeklinde nal gibi yazılar vardır Ama araştırmacı-soruşturmacı gazeteci, böyyük televizyoncu ( ) diye kendisini yıllardır bu camiada yutturan birisi, araştırmadan-soruşturmadan yaptığı haberine "Tesettür Faciası" diye manşet atar. Herkesi zan altında bırakır Habercilik değerlerini, vicdanı, ahlakı yerle bir eder Gazetesinin genel yayın yönetmeni, kıvrım kıvrım kıvranarak, "özüre benzeyen" bir yazı yazar. Ama böyyük, araştırmacı-soruşturmacı gazetecimiz, televizyoncumuz "Haberi bürokratik araştırmalar ve soruşturmalar geçirip yalan olduğu ortaya konulduğu" halde, kamuoyu önüne çıkıp, özür dileme gereği bile hissetmez. Televizyonlarda ev yıkıp, ev yapmaya devam eder Onlar için "etik değerlere bağlı olmak" yüzünüze maske takıp dolaşıp gezmektir. Onlar için "sorumlu yayıncılık", kendi arzuladıkları dünya görüşüne insanları dönüştürebilmek, zihinleri iğdiş edebilmek, beyinleri zehirlemek için "deveyi hendekte parende attırabilme" sanatını icra etmektir. Laiklik kavramını eğip bükebilecek bir fırsat yakaladığınızda, derununu araştırmadan insanların kafalarını kurcalayacak pompalama işleri yapmaktır.

Televizyonlarımızın durumu çok mu farklı Taraflı yayıncılığın en bariz örneklerini bulabilirsiniz ekranlarda Reyting için atmadıkları takla yoktur Kirli rekabet sarmıştır ekranların renkli camlarını Hatırlar mısınız; bir dönemlerde diziler öylesine reklam alıyorlardı ki, izleyiciler "reklam arası dizi" seyretmekten bıkmıştı. Allem kallem ettiler, biraraya geldiler, RTÜK ün de dayatmasıyla bir dizinin içine en fazla "üç reklam kuşağı" konulacağına dair bir şeyler üzerinde anlaştılar. Bir aya kalmadı, anlaştıkları şeyi yine bozdular Dizinin içine konulan reklamların üstüne, bir de tanıtıcı reklam kuşağı diye bir şey uydurdular Reklam, reklamdır Tanıtıcısı nasıl bir şey oluyordu

Fazla uzağa gitmeye gerek yok Bir ekranda Pop Star yarışması diye bir şey icat edildi SMS gelirleri yağmur gibi yağmaya başladı Hemen anında başka bir televizyon kanalında, bu programın benzeri yayına girdi Pop Star saçmalığını ekranlara hediye eden yapımcı bile başka bir ekrana transfer olup, "Türk Star" diye yeni bir şey icat etti. Bu mu etik davranış Bu mu sorumlu yayıncılık Bu zihniyet "paranın rengini gördüğü anda" yelkenleri fora eden zihniyettir. İnsanlarımızı da, egoist, bencil, hedonist bir dünya görüşüne kurgulamak için elinden gelen herşeyi yapar. Neyin etiği Neyin ahlakı