Eskiden mahallelerde sahte kabadayılar vardı. Yalnız olduklarında süklüm püklüm dururlar ama etrafında birkaç kişi bulunduğunda astığı astık kestiği kestik olurlardı. Gelene geçene sataşır, insanlara bulaşırlardı.
Güçlü olmak, insanoğlunun hep arzu ettiği bir şey olmuştur. Kimisi gücü imanından, kimi bileklerinden, kimisi cebinden, kimisi makamından, kimisi de çevresinden alır. Güçlü olmak iyi hoş da gücü yerinde kullanmak asıl mesele!
İnsanlar ister de insanlardan oluşan devletler güçlü olmak istemezler mi hiç Her devlet güçlü olmak ve diğer devletlere gücünü kabul ettirmek ister elbette. Tabi gücün, güçlü olmanın da belli şartları var. Öyle her devlet “ben güçlüyüm” demekle güçlü olamıyor takdir edersiniz. Güç hem dirayetli olmayı hem de caydırıcılıkta inandırıcı olmayı gerektiriyor. Bir kere ekonomik olarak tam bağımsız olmakla işe başlanmalı. Daha sonra silah ve yetişmiş insanı olmalı güçlü devletin. Tabi bu yetişmiş insanları doğru alanlarda değerlendirmeyi de becerebilmeli. Güçlü devletlerin aynı zamanda sanayisi de güçlü olmalı. Her şeyini kendisi üretmeli. Enerjiden silaha dışa bağımlılığı asgari seviyede olmalı hatta hiç olmamalı.
Güçlü devletler aynı zamanda düşmanlarının saldırmaya cesaret edemeyecekleri devletlerdir. Mesela güçlü devletlerin hayati noktalarına kimse dokunmaya, kimyasını bozmaya kalkışamaz. Elektrik gibi yaşamın en önemli umdesine müdahale etmeyi akıllarına bile getiremezler. Bizim devletimiz de güçlü devletlerden (!) elbette. Her ne kadar Yeni Türkiye’den elektrik alamıyor olsak da… Elektrik alamamamızın sebebi zaten düşman ülkeler veya terör ya da siber saldırı da değil ki… Yine kediler girmiş trafoya ( !). Sanırım o yüzden açıklayamadı bakanımız saatlerce elektriksizliğin nedenini… İstanbul’da Marmaray seferleri de yapılamadı çünkü elektrik kesildiğinde hemen devreye girmesi beklenen jeneratörlere de kedi girmişti. Yani anlayacağınız kediydi bütün sorumlu. Kedidir kediii…
Bu arada güzel şeyler de olmadı değil. Ev halkı birbirini görmüş oldu başlarını bilgisayardan kaldırıp. Cep telefonlarının şarjı bitince arama yapamadıklarını ziyarete gitti dostlar… Yıllar sonra bazı şehirlerimizdeki minarelere müezzinler çıkıp ezan okudular mekanik ses olmadan kulaklarımızı hoparlörler tırmalamadan, huşu içinde dinlendi ezanlar… Bu arada uçaklar da sanırım kalkamadı. O civardaki insanlar da belki sessizlikten rahatsız olmuşlardır kim bilir
Yüksek Hızlı Tren (YHT) Eskişehir Garı’na 10 kilometre kala durdu. YHTdeki yolcular yaklaşık bir buçuk saat trenin içinde bekledi. Eskişehir Garı’ndan hareket eden dizel lokomotif YHTyi yolcularıyla birlikte gara getirdi. Böylece YHT yolcuları güzel bir nostalji yaşamış oldular. Bazı madenlerimizde işçiler tahliye edildi çalışmalar durdu. İşçilerimiz de biraz nefes almış oldular. Hastaneler, pastaneler, bilumum iş yerleri, fabrikalar bu kesintiden etkilendiler ama çalışanlar biraz olsun dinlenme fırsatı buldular. Elektrik damarımızdaki kan gibi diyenler oldu. Haklıydılar da… Kan dolaşımı olmayınca morarmalar başladı enerjide ve kriz masası oluşturuldu gidermek için… Telefonlarını şarja takanlar olmuş bu arada, umut fakirin ekmeği ya, bir ihtimal belki prizin dibinde az da olsa elektrik vardır diye düşünmüşler garipler.
Garipler deyince aklıma geldi malum güçlü bir devlette hak her zaman önceliklidir. Haklı olan hep kazanır. Böyle bir devlette “Ya Musa sen haklısın ama firavun da bizim karnımızı doyuruyor” diyen çıkmaz, çıkamaz. Yanlış davranan kim olursa olsun gereken cezayı görür. Gerçekten güçlü bir devlet olmak için ampulleri söndürebilse insanımız gökyüzündeki hilal ve yıldızların da farkına varacak ama nerede. Rabbim karanlıkta bırakmasın bizleri hiçbir zaman inşallah…
Minik bir tebessüm
Mahkemede Kadınlar
Mahallenin kadınları kavgaya tutuşmuşlar. Olay mahkemelik olmaya kadar varmış. Kadınlar mahkeme salonunda da birbirleriyle kavga edip bağrışmaya devam edince hâkim:
- Susuuuunnn diye bağırmış.
- Hepiniz birden konuşmayın. İlk önce en yaşlı olanınız hanginizse onu dinlemek istiyorum…
Deyince duruşma salonu birden sessizliğe bürünmüş.
İlgilisine Notlar:
• İstanbul’un Eyüp ilçesindeki Emniyettepe Sağlık Ocağı’nda üç aydır tek bir aile hekimi görev yapmakta. Bu durum hem doktoru hem de yaşlı, çoluk çocuk hastaları üzmekte. İkinci bir hekimi Sağlık Bakanlığı nedense atayamadı şimdiye değin. Bir kasıt mı var yoksa doktor mu bulamıyorsunuz sn. Bakan
• Sn. Başbakan Paris’te terör için birlikte yürüdüğü devlet erkânını davet etse de ülkemizdeki terörü kınasalar birlikte ne güzel olurdu. (Zalim devletinkisi hariç o gelmesin kirletmesin toprağımızı.)
• Hiçbir zaman büyük konuşma. Hayat seni öyle bir noktaya getirir ki; kendini sevdiklerinle savaşırken, nefret ettiklerinle selamlaşırken bulursun.