Göz göre göre büyük vahşet

Abone Ol

Aylardır dünyanın gözleri önünde büyük bir vahşet uygulanıyor. Geçmiş dönemlerde kısa süreliğine saldırılar olur, yüzlerce insan öldürülür, geri adım atılır gibiydi. 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan saldırı kesintisiz bugüne değin sürüyor. On beş gün sonra ikinci yılını tamamlıyor.

Bu büyük vahşet tam anlamıyla hem bir soykırım hem Gazze’yi tamamen işgal ve insansızlaştırmaya dönük. Asıl önemlisi de Müslümanlar iyice siniyor, sindiriliyor. Siyonizm-emperyalizm birlikteliğiyle sürüyor. İsrail’in bunu tek başına sürdürmesi ya da başarması mümkün değil. Bu savaş ve saldırının içinde dışarıdan görünmüyor gibi olsa da Amerika tam anlamıyla içinde. İran’a dönük olan saldırıda bunu gördük.

Vicdanları kanayan, acı çeken insanlığın bir bölümü bir çırpınış içinde. Karşı çıkışlar, protestolar, ayaklanmalar karşısında zerre tınmıyorlar. En son bir çaba olarak SUMUD oluşumu yola çıktı. Yola çıktı ama bu vahşi, kan içici Siyonizm/emperyalizm hiç umursamadan son hamlede son kıyımı yapıyor. Bir tek canlıyı bırakmamak üzere.

Dilimizde tüy bitti, klavyelerimizde parmaklarımız titreyerek, uyuşarak gücümüz yettiğince dile getirme çabasında olduk. İslâm milletinin uyanışı için çırpındık. Ne yazık ki bu sınırlı çabamız yeterli olmuyor. Olmuyor da yapabilecek olanlar ise sadece oyalanıyor ve oyalıyorlar. Şu koca koca adamlar zihinlerinin arka planında yatanlarla kendilerini korumaya bakıyorlar.

Halkların uyanışının yanında asıl önemli olan şu 57 ülkeciğin yöneticilerinin emperyal güce teslim oluşlarıdır.

Emperyalizm Siyonizm’in iş birliği artık sadece Filistin ile sınırlı kalmadığını gösteriyor. Bir yandan Suriye, bir yandan Yemen, Lübnan ve İran hedefte. Kendilerine maraza çıkaranların hedef almış durumda. Diğerlerinin güç birlikteliğinden kaçışları, kendi başlarına sinmiş olmaları elbette ki üzücü. Artık umut kimi Batı ülkelerinden ve halklarından insaflı olanlara kalmış durumda.

Kimi slogan kükremesinde bulunanlar sadece bağırıp çağırdı. Olması gereken geçerli eylemlerden kaçındı. İçten kuşatılmış ve tutsak edilmiş ülkelerin kendi başlarına hareket etmelerine fırsat verilmiyor. Yönetenler de buna razıdırlar. Sadece arada bir kükremeyle yetiniyorlar. Hatta dolaylı olarak onlara can damarı olmaya devam ediyorlar.

SUMUD hamlesinden bir sonuç çıkar mı, bu son hamleden bir sonuç alınabilir mi? Görünen o ki Siyonizm bunları da göz önüne alarak son hamlede bulunuyor ve tamamen bölgeyi insan ve canlı olarak hayattan siliyor.

Halklar ise yönetenlerin sesine kulak veriyor, bir şeyler olacak umuduyla bekliyorlar.

İnsanları uyuşturan kimi çevreler derin uykularında rüya görüyorlar. Bu şeytansı rüyalarını, kendilerini izleyenlere bir gerçekmiş gibi sunuyorlar.

Kendilerine bir yararı olmadığı gibi halkı yoldan çıkarıyorlar. Yolsuzluk, iradesizlik, bilinç körlüğü, sezgisizlikleri yolları oluyor.

Doğal olarak yaşadığımız ülkemizin çok şeyin üstesinden gelebileceğine dair inanç ve kanaatimiz. Ülkemiz içten işgal altında. Üsler, kimi stratejik bölgeler tamamen NATO denen emperyalizmin koruyucu gücünün elinde.

Peki, bu mazlumlara kim sahip çıkacak? İki yılı bulan bu süreçte Gazze ve Filistin halkı sahipsiz. Onlar ise umutlarını bir İlahi iradenin tecelli etmesinden başka seçenekleri kalmamıştır.

İnsanlık tarihinde bu vahşi süreç gün gün gösterimler halinde sürüyor.

Hristiyanların onlara uyguladıkları soykırımın sürekli gündemde tutulması bilinç ve gücüyle ayakta kaldılar. Şimdi onlar bu mazlum Müslüman halka aynısını yaparken, Hristiyanlar ise Haçlılık ruhuyla destekliyorlar. Bu savaş İslâm’a karşıdır.