Godot, ah Godot, beklenmiyorsun, vah Godot! Hayallerini,
düşlerini, rüyalarını, şimdilerini ve geleceklerini köhne bir geçmişe teslim
etmişlerin diyarında, beklenmen değil, adın bile geçmiyor
Barbarlarla korkutulanlar şehri de diyebilirdik. Hatta
barbarlardan korkanlar şehri Barbarlar gelecek ve onların haşatını çıkarıp
gidecek
Godot yla işleri yok, barbarlara şartlanmışlar. Hayat ve
umut vadetmiyorlar, önyargıları zirvede
***
Adını söylemeyeceğim, tavsif edeyim yeter. Birkaç canlı
manzara cümlesi, en iyisi Başlıyorum:
Farklı medeniyetlerin binlerce yıllık birikimiyle oluşan
şehir, sanki bundan utanç duyarmışçasına, silip atmış bütün zenginlikleri,
hayatından çıkarmış farklılıkları Kendisini kısaların kısası bir tarihi
geçmişe hapsetmiş. Burada herşey doksan küsur yıllık bir maziyle açıklanıyor.
Hatta bu mazinin belli başlı birkaç on yılına dayamış şehir ağzını; bütün
gıdası o on yıllardan
Arındırılmış tarih, arındırıldığı noktaya çakılı kalmış
bir şehir. Oysa sosyal olaylar neresinden bakılırsa bakılsın, beş on yılda bir
yeniler kendisini. Kültür, sanat, edebiyat dünyası, keza öyle. Yoksa onlarca
akımı, yüzlerce oluşumu, binlerce gruplaşmayı nasıl açıklarız Geçmişin
geçmişliğini bilerek, fakat onun tecrübelerinden de istifade ederek durmadan
yenilenir hayat. Toplumların diriliği böyle böyle sürer
Gelin görün ki bu şehir 1930 ları model alıyor. O model
döneminin sunumları ise belli. Bu, şehri mahkûm etmenin, en azından şehri
zihnen kilitlemenin ta kendisi değil midir
***
Kemalizm kabul ediyoruz ki kurucu lider adına
kendisinden sonra ihdas edilmiş bir bakış açısının adıdır. Hâl ve şartlara göre
farklı versiyonları oluşabilen bu bakış açısına kimi işlevsellikler yüklenmiş,
özellikle topluma verilen had cezalarında nizam intizam vasıtası olarak
kullanılmıştır: 12 Eylül, 28 Şubat gibi
Peki bu çağda ve bir şehirde kemalizm nasıl tezahür
ettiriliyor
-Resmi yahut gayr-i resmi teşekküller eliyle: Belediye,
farklı ideolojik tutumları olan sendikalar ve benzeri farklılıkları
gözlemlenebilen kimi `sivil (!) toplum kuruluşları. Farklı tezahür unsurlarının
resmî bir çizgide ittifakları ilginç
-Ulusalcı ve kavmiyetçi sloganların kullanımıyla: Türk
milletinin gururu:
- Kurucu lider in görsel materyallerinin yoğun
kullanımıyla. Belediye özellikle harcamalarının büyük bir kısmını bu
materyallerin satın alınmasına yapıyor olmalıdır. Hemen her otobüste birkaç
adet kartpostal, levha
- Andımız başlıklı metin ve onunla yanyana 10. Yıl
Marşı manzumesi, hemen pek çok mekânda karton kitabeler halinde, asılı
-Başka figüre gerek var mı, Çevik Bir hâlâ meydanlarda ad
olmaya devam ediyor.
Bunlarla birlikte, ahalinin ekserisi de bu halin
şartlarına uygun bir kimliğe bürünmüş, büründürülmüş. Bunlar için belediye suyu
hayli pahalı. Fakat bu önemli değil, yeter ki ideolojik tutumunda sabit olsun.
Saatlerce otobüs beklesin, bu da aynı şekilde, mesele değil o tipler için
***
Ayna tuttuğum bu şehirle ilgili şu tespitlerimi de
söylemeden geçmek istemiyorum:
Vaktiyle cana yakınlık imajı vardı bu şehrin insanlarının
yüzünde, şimdilerde bu imajı zedeleyen maskelilerin hâkimiyeti sözkonusu sanki
Şehir büyük bir hayvan sergisine dönüşmüş, dahası köpek
müzesine! İğneyle uyuşturulmuş, bu yüzden şehrin hemen her bir noktasına boylu
boyunca uzanmış köpekler Belediye bu köpekleri öyle aşılamış olmalı ki artık
köpekler köpek olmaktan çıkmış, iri yarılıklarıyla yeni bir tür olarak örneğin
`manda köpek , `domuz köpek türleri türemiş
***
Godot suzlar şehri demiştik, Godot, bir hayal ve umut
kahramanı. Godot suzların halini görse, Godot nun yüreği sızlar!
Barbarlardan korkulduğunu söylemiştik, barbarlar gelecek,
bunların haline gülüp geçecek
Bir barbar olarak ben öyle yaptım
***
Oysa ben bu şehri, bütün bu şehirlileri seviyorum.
Normalde bu güzel şehirlilerin de beni çok seveceğinden eminim.
Zira kendilerine doğru yaptığım kısa bir seyahatten
tuttuğum bu notları, bu sevme ve muhtemel sevilme durumunun hatırına, onların
iyiliği için tuttum