Gizli plan

Abone Ol

Çok değil 10-15 yıl öncesine kadar; sohbet ve muhabbet ortamlarımızın vazgeçilmez konularından biri de İslam düşmanlarının Müslümanları hedef aldığı gizli planlardı. ‘Gizli plan’ söylemiyle, Müslümanlar üzerinde kurgulanan kirli ve şerli projelere vurgu yapılırdı. Müslümanlar endişelenmekte oldukça haklıydı zira çok da uzak olmayan bir zaman diliminde Irak, Afganistan, Bosna Hersek, Çeçenistan gibi İslam beldelerinde yaşanan Haçlı-Siyonist tasallutunun hepsi bu gizli planların bir sonucu olarak gerçekleşmişti.

ABD, İsrail, MOSSAD, CIA gibi bozguncu oluşumlar artık gizli plan yapmaya gerek duymuyor. Her şeyleri açık, bütün hamleleri net, vuracağız dediklerinde vuruyorlar, kıracağız dediklerinde kırıyorlar. Bir hedefi yok etmeyi kafaya koyduklarında bunu aylar öncesinden duyurarak, bazen yavaş bazen de çok hızlı şekilde göstere göstere imha ediyorlar. Bundan daha da vahim olanı ise bu zulümleri ve cürümleri işlerken karşılarında organize olabilmiş caydırıcı bir güçle karşılaşmıyorlar. Bu sayede, kâfir orduları azgınlıklarını daha da ileri taşıyor ve belanın şiddetini daha da artırmaya devam ediyorlar.

Azgın ve lanetli kavmin 2 yılı aşkın süredir Müslümanlara dünyadaki cehennemi yaşattığı Gazze’deki yıkım ve soykırım, hangi ‘gizli plan’ın eseri olabilir ki? Aynı şekilde Batı Şeria’da estirilen Yahudi terörü. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’yı yıkmaya yönelik göstere göstere sürdürülen tünel çalışmaları. Bunların hangisi gizli plan? Cevap: Hiçbiri.

Bir de planların en genişine Büyük İsrail Projesi’ne yani Arz-ı Mev’ud’a bakalım. Sapkın Siyonistlerin Nil ile Fırat arasındaki topraklara sahip olma arzusu ve bu idealin sözde kutsal kitaplarında kendilerine vaat edildiği safsatası apaçık ortada. Allah-u Teala’nın yüzlerinden nuru sildiği, sıfatlarını kapkara bıraktığı Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Itamar Ben Gvir, Bezalel Smotrich gibi cehennem ehlinin gece gündüz batıl davaları için çalışıp çabaladıkları bir ortamda, Müslüman toplumların cenneti garantilemişçesine rahatlıkları kahredici bir tezat ortaya koyuyor.

Geliyorlar, bağıra bağıra, biz buradayız diye diye geliyorlar.

Siyonist eşkıyalar, Filistin’i perişan ettiler, Suriye ve Lübnan’da çok fazla ilerlemiş durumdalar, Orta Doğu’yu kan ve terör yurduna çevirdiler. Lübnan Hizbullah’ına silah bıraktırmak için ABD üzerinden Lübnan hükümetine baskı yapıyorlar ve bu süreci hızlandırmak için de katliamlarına devam ediyorlar. Siyonist şebeke, Suriye’de her gün yeni yıkımlar gerçekleştiriyor ve bir adım sonrasında Şam’daki başkanlık sarayını ele geçirecekmiş gibi bir psikolojik hava oluşturuyorlar. Siyonistlerin, geçtiğimiz Haziran’da İran’a bir gece yarısı baskınıyla yaptıkları işgal girişimi hâlâ hafızalarda. Nihai hedeflerinin Türkiye topraklarını ele geçirme isteği olduğu da artık çocukların dahi bildiği bir gerçek.

Sözün özü, düşmanın planları artık gizli değil fazlasıyla açık ve net. Peki, Siyonizm’in açık hedefindeki İslam ülkeleri bu planlar karşısında hangi tedbirleri almakla, hangi hazırlıkları yapmakla meşgul, bilen varsa lütfen söylesin.