Türkçe lügatlerde dedikodu ve çekiştirme kelimeleriyle
açıklanan gıybet, çeşitli versiyonlara sahip girift bir söylemdir. Peygamber
Efendimiz, Gıybet (din) kardeşini çirkin gördüğü (hoş karşılamadığı) bir şeyle
(vasıf veya davranış ile) anmaktır diyerek tarif etmiştir.
Âlimler de Peygamberimizin hadisleri paralelinde gıybeti,
(Din) kardeşinle yüz yüze gelmeyi çirkin bulduğun şeydir şeklinde
tanımlamışlardır.
Kur an-ı Kerim Hucurat Suresi 12. ayette Yüce Mevla
mealen, Ey iman edenler! Biriniz bir diğerini gıybet etmesin! Sizden biriniz
ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi İğrendiniz (değil mi) Allah a sığının!
Allah tövbeleri kabul eden ve merhamet edendir buyurmuştur.
Güzide öğrencisi Ebu Hüreyre nin rivayet ettiğine göre
Peygamber Efendimiz, Gıybet nedir; biliyor musunuz diye sormuş; sahabe de,
Allah ve Resulü daha çok bilir deyince Peygamberimiz, Kardeşini kerih
gördüğü (hoşlanmayacağı) bir şeyle (söz davranış veya vasıfla) anmanızdır
cevabını vermesi üzerine de, Eğer diyeceğimiz şey (din) kardeşimizde varsa bu
hususa ne dersiniz diye sorulunca, Söylediğiniz şey onda varsa gıybet, yoksa
iftira etmiş olursunuz cevabını vermiştir. (Riyad-us-Salihin de geçen bu
hadis-i şerifi büyük muhaddislerden Müslim rivayet etmiştir.)
Aişe validemizin ifadesine göre bir gün sokaktan geçen çok
uzun boylu bir kadını görünce, Bu kadın çok uzundur demesi üzerine Peygamber
Efendimiz; (Ağzındakini) at! At demiş. Aişe validemiz de gerçekten ağzından
bir et parçası atmıştır.
Demek oluyor ki gıybet bir kişinin yaptığı günahı,
söylediği hatalı veya suç teşkil eden sözü veya beğenilmeyen yapısını onun
olmadığı bir yerde başkalarına söylemesidir ve yukarıda mealini verdiğimiz
ayet-i kerimeye göre ölü insan eti yemek gibi çirkin ve iğrenilecek husustur.
Yine Riyaz-us-Salihin de geçen ve büyük muhaddislerden
Ebu Davud un Enes ten rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberimizin: Ben
(göklere) çıkarıldığımda bir kavme uğradım ki bakırdan tırnakları var; onlarla
yüzlerini tırmalıyorlar. Dedim ki: Bunlar kimdir ya Cebrail Dedi ki: Onlar
insanların şerefine saldırıp (manen) etlerini yiyenlerdir dediği
bildirilmektedir.
Görüldüğü gibi gıybet kişilerin yanlış davranışlarını,
kötü sözlerini başkalarının yanında anlatmak ve çekiştirmektir. Gıybetin en
hafifi bile din kardeşinin etini yemek gibi iğrenç bir davranıştır. Elbette
kişilerin yanlış davranışlarını ve günahlarını söylemekle yetinmeyip bu
vesileyle onları aşağılamaya çalışmak çok daha kötüdür. Buna çekiştirme
diyoruz.
Ancak şahısların suçlu davranışlarını düzeltebilecek olan
kişilere anlatılması, özellikle amirlerine bildirilmesi gıybet olmak şöyle
dursun bir görevdir de. İktidarı düzeltecek olanlar da seçmenler olduğuna göre
siyasilerin suçlu ve hatalı davranışlarını seçmene anlatmak gıybet değil,
görevdir.
Gıybetin bu derece kötü ve günah bir davranış olmasına
rağmen bazı gazetelerin bir kimsenin söylediği yanlış bir söz veya hatalı
davranışını ilk duymalarına rağmen hemen haber olarak vermeleri gıybetin daha
sakıncalı olanıdır. Çünkü bir-iki veya birkaç kişiye değil binlerce kişiye
gıybet yapılmış, bir vatandaş veya bir grup kötülenmiş, gözden düşürülmeye
çalışılmıştır.
Müstehcen yayın yapan tüm gazeteler, müstehcen olmasa da
dini kurallara saygısı olmayan gazeteler bunu hep yapıyor. Hâlbuki bir kimse,
bir cemaat veya bir grup suç işlemiş ise eğer bu suç, hata veya günahı ilk
olarak işliyorlarsa şahıs olarak bunun anlatılması, gazete olarak da yazılması,
haber yapılması doğru değildir. İyi bilinmelidir ki sayfası çok olan
gazetelerde yalan ve gereksiz yazı ve haber daha çoktur. Kabarık sayfalarla gözümüz
boyanmasın.
Bazı gazetelerin kişi veya grupların ikinci kez tekrar
etmemiş hata ve günahlarını haber yapmak için fırsat kolladığını fark eden
okuyucu, bu gazeteleri boykot etmeli, almamalıdır. Zira onların basın yoluyla
gıybet yapmalarını desteklemiş ve gıybet günahına aldığı o gazeteyi kendisinden
başka okuyan olursa onların sayısınca ortak olmuş olur. Türk Ceza Kanunu nda
basın yoluyla işlenen suçların cezalarının artırıldığını biliyoruz. Bazı
gazeteler ise günahı meslek edinmiş kişileri, mesela bir kadın şarkıcı veya
dansözün reklâmını yapmakta, hatta onları yıldız olarak tanıtmaktadır. İşte bu
gibi gazeteleri almak da günahın yaygınlaşmasına yardımcı olmaktır.
Müslümanların, böylesi basını boykot etmesi gerekir. Aksi halde onların
yüklendiği günahı kendileri de yüklenmiş olurlar.