Gençlik nereye gidiyor?

Abone Ol

Türkiye’nin geleceği, bu topraklarda doğmuş ama artık bu topraklarda yaşamak istemeyen bir gençliğin gölgesinde şekilleniyor. Üniversite mezunu, yetenekli, umut dolu gençler artık diplomalarıyla değil, pasaport başvurularıyla uğraşıyor. Her gün onlarcası, "Yurt dışına nasıl giderim?" sorusuna cevap ararken; kalanlar da aynı arayışta, sadece bir adım geride.

 

Bu artık bireysel bir tercih değil; sosyolojik bir alarmdır. Bugün her dört gençten biri işsiz... “Mezun olduk ama iş yok” cümlesi kahvehane muhabbetinden çıkıp, sokaktaki gerçeğe dönüşmüş durumda. İş bulamayan genç, umut bulmaya çalışıyor. O umudun da adresini maalesef artık başka ülkelerde görüyorlar.

 

Bir tarafta ise dünya kaynıyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın baş aktörleri olan Putin ve Zelenskiy, Türkiye’nin arabuluculuğuna yeşil ışık yaktığında, bu diplomatik başarıyı takdir etmek gerekir. Ancak biz, masa başında barış konuşurken; evde, gençlerle güven konuşamıyoruz. Dış politikada masalar kurmak elbette önemlidir. Ama içeride, gençliğe gelecek inşa edemezsek, o masalarda temsil edecek bir “yarın”ımız kalmaz. Çünkü bugün gençliğini kaybeden bir ülke, yarın söz hakkını da kaybeder.

 

Bir de konuşulmayanlar var: “Engelli gençler”… Yüz binlercesi iş gücünden kopuk. İstihdamda “kota” deniyor ama erişim yok. İstihdamda “öncelik” deniyor ama uygulama yok. Onlar da tıpkı diğer gençler gibi üretmek, var olmak istiyor. Ama sistem, önlerine sadece rapor çıkarıyor; hak değil, zorluk veriyor.

 

Bugün gençliği kaybetmemek için atılacak her adım, yarının Türkiye’sini kurtaracak en hayati yatırımdır. Peki, ne yapılmalı?

 

1. İşsizlikle Mücadele Sloganla Değil, Somut Programla Olur

- Genç işsizliğini çözmek için sadece istihdam vaatleri değil, nitelikli iş alanları ve üretim ekonomisi şart.

- Girişimcilik desteklenmeli, üretim merkezleri Anadolu’ya yayılmalı. Devlet, yatırım yapan gençlere vergi kolaylığı ve ilk 3 yıl sigorta desteği sunmalı.

 

2. Beyin Göçüne Karşı “Beyin Kazancı”

- Gençleri tutmak için sadece “gitmeyin” demek yetmez.

- Onlara özgürlük, liyakat ve adalet ortamı sunulmalı.

- Ayrıca yurt dışında okumuş Türk gençlerine, Türkiye’ye dönüş teşvikleri geliştirilmeli: Döndüğünde iş, proje, fon desteği verilmeli.

 

3. Eğitimde Reform ve Yönlendirme

- Herkes üniversiteye değil; ilgi ve yeteneğine göre yönlendirilmeli.

- Meslek liseleri cazip hale getirilmeli, sanayi ile entegre edilmeli.

- Üniversiteler sadece mezun değil, çözüm üreten bireyler yetiştirmeli.

 

4. Gençliğe Güvenen Siyasi Zihniyet

- Gençleri sadece seçimde oy kullanacak kitle olarak gören anlayışla olmaz.

- Onlara güvenen, yönetime ortak eden, fikirlerine değer veren bir sistem kurulmalı.

- Gençler, danışman değil, karar verici olarak görülmeli.

 

Çözüm Sadece Milli Görüş’te. Milli Görüş, gençliği “oy deposu” değil, ümmetin yükünü omuzlayacak bir inşa malzemesi olarak görür.

 

Milli Görüş iktidarında;

 

- Gençlik önce eğitimde adaletle buluşacak, sonra üretimin başrolü olacak.

- Üniversite mezunu, diplomayla değil, meslekle mezun olacak.

- Genç girişimciye faizsiz kredi, iş kurma desteği sağlanacak.

- Engelli gençler için kota değil, fırsat eşitliği sağlanacak.

- Gençler gitmeye değil, kalmaya ikna edilecek. Çünkü burada adalet olacak.

 

Son olarak, 19 Mayıs, kutlamayla değil; gençliğe umut vererek anlam kazanır. Bu umut bugün yok olmuş olabilir. Ama yarın Milli Görüş’le yeniden doğacak inşallah, vesselam…