Gazze işgali ve kürecik radar sistemi

Abone Ol

Türkiye nin dâhil olduğu NATO Füze Kalkanı Projesi

kapsamında, Malatya Kürecik e yerleştirilen 5000 km menzilli AN/TPY-2 X-band

radar sistemi, İsrail in Gazze ye yönelik operasyonuyla bir kez daha gündeme

gelmesine neden olmuştur.

TPY-2 Sistemi ilk kez Kuzey Kore nin balistik füze

tehditlerine karşı Japonya nın merkezinde yer alan Kyoto üssüne

yerleştirilmiştir. Kuzey Japonya daki sistem, Amerika kıtasının batı

sahillerini oluşturan ve Kuzey Kore nin balistik füze tehdidi altında olan Guam

ve Havai için de koruma şemsiyesi oluşturmaktadır. Bu sistemin kurulması, Japon

Başbakanı Shinzo Abe ve ABD Başkanı Barak Obama nın Washington da yapmış

oldukları görüşmeler çerçevesinde gerçekleşmiştir.

Bu geliştirilmiş füze savunma radar sisteminin geriye

kalan üç sacayağının İsrail, Türkiye ve Katar da konuşlandırılmış olması

herhalde bir tesadüf eseri olmasa gerek. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu nun

tüm yalanlamalarına ve bu sistemin İsrail de daha önce kurulmuş olduğu ve

İsrail in Malatya Kürcik e yerleşik TPY-2 Sistemi ne ihtiyaç duymadığı

şeklindeki açıklamaları aslında sadece günü kurtarmaya yönelik beyhude bir

açıklamadan öteye gitmemektedir.

Şöyle ki, AN/TPY-2 X-band radar sistemi, tüm balistik füzeleri

ve tehdit unsuru oluşturan en uzun mesafedeki küçük nesneleri dahi

algılayabilen multi kapasiteye sahiptir. Bu, Balistik Füze Koruma Sistemi

(Ballistic Misilse Defense System), ileri çıkan sensörleri sayesinde, füzelerin

ilk ateşleme kademesinde algılamayı sağlamakta ve buna entegre olarak

çalışmakta olan İsrail deki sisteme anında önemli tespit bilgilerini

aktarmaktadır. Çok uzun mesafeden tespit edilen füzeler, THAAD olarak

adlandırılan (Terminal High Altitude Area Defense) yer savunma sistemi tarafından

algılanarak, ateşlenen füzeler anında etkisiz hale getirilmektedir.

Daha önceden de belirttiğimiz gibi, İsrail in hava

sahasını büyük ölçüde rahatlatan Malatya Kürecik e yerleştirilen TPY-2

Sistemi nin kuruluşundan sonra Daniel Dombey, Financial Times de yayınlanan

yazısında; Türkiye-ABD arasındaki uyum artık gerçek limitlerine ulaşmıştır.

Türkiye nin ABD ile birlikte bölgede göstereceği gayretler de desteklenecektir

şeklinde ifade etmiştir.

ABD Füze Savunma Ajansı (U.S. Misilse Defense Agency) tarafından

Katar a yerleştirilen TPY-2 savunma sisteminden sonra, yeni anti füze radar

sisteminin, eş zamanlı olarak İsrail ve Türkiye de konuşlandırıldığı bilinen

bir gerçektir. Kürecik te kurulan sistem, çoklu füze savunma (multi

plemissile defense) amaçlı olup, İsrail deki sistemle birlikte entegre olarak

çalışmaktadır. Buradan amaç İran, Suriye, Gazze ve Lübnan ın güneyinden

İsrail e yönelik olası tehditleri bertaraf etmeye yöneliktir.

ABD Füze Savunma Ajansı, Birleşik Arap Emirliği nin

savunması amacıyla, Lockheed Martin şirketine, THAAD (Terminal High Altitude

Area Defense) silah sistemi üretimi için 4 milyar dolarlık anlaşma imzalamış ve

bu yıl teslimatlar yapılmaya başlanmıştır.

ABD, 11 Eylül 2001 de New York Ticaret Merkezi ndeki ikiz

kulelere yapılan saldırılardan sonra, görünürde demokrasi ve laiklik ihracını

ön gören sözde Büyük Ortadoğu Açılımı , nam-ı diğer Büyük Ortadoğu Projesi

planı kapsamında İsrail e yönelik tehdit unsuru oluşturabilecek başta İran

olmak üzere, diğer bölge ülkelerinin zayıflatılması ve bu ülkelerde güçsüz

yönetimler oluşturularak İsrail in bölgede daha rahat nefes alması

sağlanmaktadır. ABD nin Eylül 2001 den sonra devreye soktuğu GMEPI (Büyük

Ortadoğu Ortaklık Açılımı) planının bölgedeki en büyük destekçisi şüphesiz Başbakan

Erdoğan olmuştur.

Siyonizm e hizmet amaçlı olarak Yahudi asıllı Albert

Einstein ın isteği doğrultusunda kurulan, Uluslararası Kurtarma Komitesi

(International Rescue Committee) verilerine göre; ABD nin Irak işgali ile bu

ülkede başlayan göç dalgası 2013 e kadar 741.000 rakamına ulaşmıştır. Suriye

krizinden etkilenen ve mülteci konumuna düşen Suriyeli sayısı sadece Türkiye de

bir milyonu geçmiş durumdadır. İŞİD in Musul, Ninova, Selahaddin, Diyala gibi

önemli yerleşim yerlerini ele geçirmesinden sonra iki milyon kişi yer

değiştirmiştir.

İsrail in son Gazze işgali, Ortadoğu da yaşanan kaosun

adeta tuzu-biberi olmuştur. Siyonist İsrail için maalesef şu anda Ortadoğu da

milyonlarca kişi mülteci konumuna düşmüş, yüzbinlerce kişi hayatını kaybetmiş,

Filistin toprakları Filistinliler için birer açık cezaevine dönüştürülmüştür.

ABD ise, bir yandan GMEPI planını aksatmadan yürütürken, diğer taraftan, bu

bölgeyi adeta bir silah cephaneliği konumuna dönüştürmek için de silah

satışlarına büyük hız vermektedir.

XI. yüzyılda Kudüs te Hıristiyan hacılara yardım amacıyla

kurulan, Hospitalier de Saint Jean adlı tarikat, daha sonra Haçlı Seferleri

sırasında Selahaddin-i Eyyubi ye karşı koymak amacıyla askeri tarikata dönüşmüş

olmasına rağmen, Kudüs ün yeniden kurtarılmasına engel olamamıştır. Şu anda da,

İsrail in benzer şekilde Filistinlilere yönelik saldırıları karşısında palyatif

çözümler yerine, bölgeyi yeniden istikrara kavuşturacak plan ve projelerin

ortaya konması ancak ve ancak Selahaddin-i Eyyubi dönemindeki gibi ancak güçlü

bir irade ile mümkün olabilecektir. Böylece, modern Hospitalier de Saint Jean

unsurların GMEPI planının etkisiz kılınması söz konusu olabilir.

Büyük Ortadoğu Ortaklık Açılımı projesi, deyim

yerindeyse Ortadoğu yu  insan mezbahası na

dönüştürmüştür. Bu bedelin en öz şekliyle özeti, GMEPI nin hedeflediği malumu

ilan dan başka bir şey değildir.