Gazze için ikna, inşa ve ihya modeli

Abone Ol

Gazze’de iki yıldır süren kuşatma, sadece bir savaş ya da çatışma değil; modern dünyanın gözleri önünde işlenen bir soykırımdır. Şehir yerle bir edildi, 70 bine yakın insan şehit oldu, yüz binden fazla insan yaralandı. Öğrenciler evlerini, hastaneler fonksiyonlarını kaybetti. Bir milyonun üzerinde insan açlıkla baş başa bırakıldı. UNICEF'in verileri açık. “Aç bırakma”, İsrail’in bilinçli bir soykırım aracı olarak sahada kullanılıyor.

Bu ağır tablo karşısında uluslararası sistem çökmüştür. BM kararları, Uluslararası Adalet Divanı’nın tedbirleri ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin adımları İsrail tarafından hiçe sayıldı. ABD’nin UCM’ye yaptırım uygulaması ise dünya hukuk düzenini fiilen askıya alan tehlikeli bir kırılma anı oldu. Temelde ise olaya bakışımız nettir. Türkiye dahil etrafı İslam ülkeleri ile çevrili İsrail bu soykırımı yaparken en ufak bir lojistik sorun yahut engelleme ile karşılaşmadı.

Bu ortamda Cihannüma Derneği, yüzeysel açıklamaların ötesine geçen ciddi bir sorumluluk üstlenerek kapsamlı bir “Gazze Raporu: Öngörüler, Teklifler ve Çözümler” çalışması hazırladı. Rapor, sadece güncel gelişmeleri değil, Gazze’nin geleceğini; siyasetten hukuka, eğitimden medyaya, kültürden teknolojiye kadar 13 alanı bütüncül şekilde ele alan derin bir stratejik çerçeve sunuyor. Cihannüma’nın içinde bulunduğu bu çaba, sadece bir analiz üretme girişimi değil; ümmet bilincinin, mazlumlara karşı tarihi sorumluluğumuzun ve ilmi-akademik mücadelemizin somut bir tezahürü olarak görülebilir. Raporda vurgulanan “Biz Gazze’ye yardım etmiyoruz, aslında Gazze bize öğretmenlik ediyor” duruşu meseleye bakışı özetleyen güçlü bir duruştur.

İkna, İnşa ve İhya

Önce insanların kırılan gönüllerinin onarılması, sonra şehrin fiziki yeniden inşası, ardından toplumsal-ekonomik hayatın cami–medrese–vakıf ekseninde ayağa kaldırılması… Cihannüma’nın şehircilik, sosyoloji, tarih ve medeniyet perspektifinden gelen bu yaklaşım Gazze’nin ayağa kalkmasına yönelik derin bir teklif.

Siyonizmin küresel manipülasyon düzeni raporda ayrıntılı biçimde analiz ediliyor. Medya, akademi, kültür, teknoloji, ekonomi, aile düzeni… Hepsinin merkezinde hafızayı silme, hakikati gömme ve toplumu kimliksizleştirme stratejileri var. Bu nedenle Cihannüma mücadeleyi tek cepheye sıkıştırmıyor. Hukuktan dijital adalete, eğitimden diplomasiye kadar çok yönlü bir direniş hattı öneriyor.

Raporda İsrail’in uyguladığı çoklu soykırım biçimleri net biçimde belgeleniyor: domicide (ev kıyımı), scholasticide (bilgi soykırımı), politicide (siyasi soykırım), reprocide (üreme soykırımı), ekosit ve aç bırakma politikası… Dahası Batılı devletlerin—başta ABD’nin—bu suçlarda yalnızca seyirci değil, doğrudan ortak olduğu ifade ediliyor. Bu açıdan baktığımızda rapor yalnızca akademik değil, ahlaki ve siyasi bir cesaret ortaya koyuyor.

Eğitim bölümünde Cihannüma, Gazze’nin en büyük riskine işaret ediyor. Beşerî sermayenin yok oluşu. Üniversiteler, laboratuvarlar ve akademisyenler hedef alındı. Geleceğin mühendisleri, doktorları ve öğretmenleri kaybediliyor. Bu nedenle Türk-Filistin Dostluk Üniversitesi, ortak müfredatlar, öğrenci-akademisyen değişimleri gibi somut önerilerle uzun vadeli bir eğitim stratejisi sunuyor.

Dijital cephede ise rapor önemli bir uyarı yapıyor. Modern savaş, artık veriyle, algoritmalarla, yapay zekâyla yürütülüyor. Bu yüzden Filistin Dijital Hakikat Platformu, Dijital Adalet Arşivi ve yapay zekâ destekli doğrulama ağları gibi kritik adımlar öneriliyor. Amaç yalnızca tanıklıkları kaydetmek değil; bu tanıklıkları uluslararası hukukta delile dönüştüren bir dijital hafıza inşa etmek.

Raporun siyaset bölümünde İsrail’in artık kalıcı bir savaş doktrinine geçtiği, hedefinin sadece Gazze değil, Kudüs’ten Ürdün’e, Sina’dan Lübnan’a uzanan geniş bir coğrafya olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle, sadece Filistin için değil, küresel adalet için çok taraflı bir dayanışma çağrısı yapılıyor. İİT’nin kolektif diplomatik ve ekonomik yaptırımlar uygulaması gerektiği, İsrail’in uluslararası örgütlerden askıya alınmasının zorunlu olduğu belirtiliyor.

Vicdan Sınavımız

Sonuç olarak raporun mesajı net.

Gazze, bütün insanlığın vicdan sınavıdır.

Dayanışma, adalet ve hakikatin sesi en ağır kuşatmaları aşar. Bu sesin büyümesi, örgütlü çabalarla mümkün olur. Cihannüma ilmi, akli, vicdanı ve tarihi sorumluluğu merkeze alarak güçlü bir yol haritası sunuyor.