Şaşkınız, üzgünüz, kızgınız! Son günlerde duyduğumuz
haberlerden, İsrail ile yapılması planlanan anlaşmalardan, oluşturulan yakın
münasebetlerden, verilen sözlerden, alınan kararlardan ama en fazla da Onlar
bizim dostumuz tarzındaki açıklamalardan dolayı
Aklımız almıyor. Onca örnek varken tarihte, onca ikaz
varken Kitabımızda, böyle bir şey nasıl yapılır Böyle bir hataya nasıl
düşülür Lanetli denilen, bozguncu olduğu ise defalarca kez tescillenmiş olan
bir kavimle nasıl olur da dostça(!) masaya oturulur Nasıl olur da tüm
inananların hakkını dolaylı ya da direk olarak gasp eden bir diktatörle dost
olunur Nasıl olur da tüm dünyaya kan kusturan, bütün terör örgütlerinin en
büyük besleyicisi olan bir teröristle anlaşmaya varılır Kendisi ateş olan ve
cayır cayır dünyayı yakan bir canavarın eli nasıl tutulur O ateşin bir gün
bizi de yakacağı düşünülmez mi O canavarın bir gün bizi de yutacağı akledilmez
mi Tüm Müslüman ülkelerde uyguladığı ve uygulattığı demokrasiyle(!) bir gün
bizim topraklarımızı da Suriye ye, Irak a, Lübnan a, Mısır a, Yemen e
benzeteceğinden korkulmaz mı Peki ya Filistin Ya Mescid-i Aksa Her gün
defalarca kez kendini kirleten bu zalimle işbirliği yaptığımızı, kutsiyetine
gölgeler düşüren bu lanetliyle dost olduğumuzu duysa incinmez mi Onların kanlı
postallarından daha çok acı vermez mi Gazze ye bu haberler ...
Ey bu işe öncülük edenler! İktidar sahipleri,
yönetenlerimiz! Milletten vekâleti alıp da verdiği sözleri unutanlar! Bilin ki
bu basit bir particilik meselesi değildir. Bu, ümmetin meselesidir, İslam ın
derdidir. Bu, Filistin sevdanızdan vazgeçtiğinizin bir işaretidir. Ümmetin en
büyük aşkı ve derdi olan Mescid-i Aksa ya sırtınızı çevirip yüzünüzü ona düşman
olana döndüğünüzün bir göstergesidir. Attığınız imzalarla, verdiğiniz sözlerle
tüm ülkeyi bu günaha alet ediyorsunuz!
Ne çabuk unuttunuz Abdülhamit i Lanetliler, evsiz
yurtsuz bir şekilde dolanırken ve Osmanlı da borç bataklığına batırılmışken,
Filistin den birkaç çiftlik kuracak toprak karşılığında tüm borçlarını ödeyeceklerini
taahhüt ettikleri halde onları kovduğunu nasıl unuttunuz Şehit kanlarıyla
alınan topraklar para ile satılmaz tokadının yankıları nasıl silindi
kulağınızdan Peki ya Mavi Marmara şehitleri Siz bizim kanlarımızı kaç kuruşa
sattınız diye sorduklarında ne cevap vereceksiniz
Ya her seferinde adının ardına sığındığınız Hocanızı
Başbakanlık yaptığı dönemde İsrail Dışişleri Bakanıyla tokalaşmayan ve İşgal
ettiğiniz yerlerden derhal çekilin diye azarlayan, sizi de her fırsatta, son
nefesine kadar bu kan emicilere karşı uyaran büyük insanı .. Peki babasının
kucağında kurşunlarla şehid edilen küçük Muhammed i, peçesini indirmediği için
şehid edilen genç kızı, yerlerinden yurtlarından edilen masum ve mazlum bir
halkı, her şeye rağmen direnen, her şeye rağmen ayakta kalan, çocuğu da
mücahid, yaşlısı da mücahid olan bir milleti!
Hadi her şeyi unuttunuz, geçmişinizi, aslınızı, özünüzü
unuttunuz; peki Maide 51 i nasıl unuttunuz Ey iman edenler! Yahudileri ve
Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar ayeti
dağlanmış bir hançerle yüreklerimize kazınmışken nasıl buna muhalif
olabildiniz İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah,
zalimler topluluğuna yol göstermez (5/51) ikazı da mı korkutmadı sizi
Ey Hocamızın Leblebi dükkanı verseniz onu bile idare
edemezler dedikleri!.. Allah ın bir emrine göz göre göre karşı gelmek ve
koskoca bir milleti de buna alet etmek hissi hiç uykularınızı kaçırmıyor mu
Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost
edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı
inkâr ettiler diye bas bas bağırıyor ayetler, duymuyor musunuz Onlara
gizlice sevgi besliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu
da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, mutlaka doğru yoldan sapmıştır (60/1)
diye açık açık gözdağı veriliyor, görmüyor musunuz Peki her fırsatta
yanlışlarına rağmen bunları koruması altına alanlar! Sizin ne zaman sesiniz
çıkacak Atılan her bir imzada sizin de oyunuz, desteğiniz var bilmiyor
musunuz Bu ayetler size de dokunur diye korkmuyor musunuz
Eğer tüm bunlara rağmen, Filistin e, Mescid-i Aksa ya,
Abdülhamit e rağmen, ayetlere, uyarılara, uyarıcılara rağmen, ümmete, İslam a
ve Kudüs sevdalı yüreklere rağmen bu imzalar atılırsa ve gerçekten de
Yahudilerle dost olunursa, onların da felaketi, bizim de felaketimiz olacak
olan bir günde sen bizi koru ve içimizdeki beyinsizler yüzünden tüm
beyinsizlerle birlikte bizi de helak etme ya Rabbi! Ve öldürülen çocukların,
yetim kalan yavruların, kaçırılan babaların, namusuna el uzatılan kadınların,
uygulanan ambargolar sonucu aç ve susuz kalan, ilaçsız bırakılan insanların
bakışlarının üzerimizde olacağı ve onların ahlarıyla yüreklerimizin şimdi
olmadığı kadar dağlanacağı mahşer gününde sen bizi de zalimlerle birlikte haşr
eyleme ya Rabbi!...
*Prof. Dr. Necmeddin ERBAKAN