SÜLEYMAN YE DERSLER
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa:Bulunduğunuz yerde uyku basmışsa, hatırınıza malayani şeyler gelmişse, sabah
namazında uyuya kalmışsanız olduğunuz yerden ayrılın buyuruyor. İslam orduları Tebuk Seferi nden dönerken
Peygamber Efendimiz, nöbetçi dikmiştir. Bu nöbetçiler bölgenin sakinliğinden ve
savaşın yorgunluğundan dolayı uyuya kalmışlar. Tebuk, Rasulullah ın son büyük
seferidir. Bizans a karşı 30 bin askerle yapılmıştır. Büyük savaşın ardından
Bilal-i Habeşi Hazretleri nöbetçi olmayı istemiştir. Fakat 30 bin uyuyan
askerin çevresinde dolaşan Bilal-i Habeşi hazretleri de uyuyakalmıştır. Ertesi
sabah güneşin sıcaklığıyla uyanan İslam ordusu sabah namazını kaçırmıştır.
Peygamber Efendimiz, Ne oldu Bilal diyerek Hz. Bilal e neden uyandırmadığını
sormuş, Bilal-i Habeşi Hazretleri de, Ya Resullallah size olan bize de oldu buyurmuştur. Tabi, İslam akaidine göre Peygamberler günah
işlemezler ama Hz. Allah, burada Müslümanlara böyle bir durumda ne yapılması
gerektiğini öğretiyor. Yoksa Hz. Peygamberin kalbi hiç uyumamıştır. Bilal-i
Habeşi Hazretleri nin sözünden sonra ise Peygamber Efendimiz hiçbir şey
dememiştir. Olayın ardından Resulullah orduyu oradan çıkarmıştır. Güneş
doğduktan 40-45 dk. sonra namaz kılınmıştır. Fıkhen güneşin doğduğu esnada
namaz kılınmaz. Çünkü o vakitte
putperestler ibadet ederler. Onlara benzememek için o vakitte, yani kerahat
vaktinde namaz kılınmaz. Günde 3 tane kerahat vakti vardır. Bir sabah güneş
doğduktan sonra 45 dakika geçene kadar, bir öğle namazına 45 dk. kala, birde
güneş batmadan 45 dk. önce namaz kılınmaz. Bu yüzden güneşin doğuşundan sonra
bir mızrak boyunun geçmesi beklenilmiştir. Peygamber Efendimiz, namazı kaza
edeceğinde ezan okutmuş, sünneti ile beraber cemaatle namazı eda etmiştir. biz
kaçırdığımız namazı nasıl kılacağımızı bu vesile ile öğreniyoruz. Ayrıca
namazın kaçırıldığı yer için, Peygamber Efendimiz, size gaflet gelen yerden
ayrılınız buyurmuştur. Tebuk Seferi
dönüşünde de Hazreti Peygamber bu sözünü fiili olarak göstermiştir.
AZGIN YAHUDİLERİN
SONU
Tebuk Seferi ile ilgili okuduğumuz hadis-te gaflet olan
yerden ayrılın buyuruluyor. Biliyorsunuz, Ürdün ile Filistin arasında Lut Gölü
var. Orası bir milletin yere battığı lanetli bir yerdir. Bu mekân gibi lanetli
yerlerde durmak da iyi değildir. Peygamber Efendimiz Tebuk Seferi ne giderken
Şuayb Aleyhisselam ın devesini görmüştür. Şuayb Aleyhisselam bildiğiniz üzere
sapık, Yahudi bir kavme gönderilmiş ve onları hidayete davet etmiştir. Onlar da
Suayb Peygambere şu kayadan bir deve çıkarda dediğini tutalım demişler.
Allah ın yardımı ve izni ile kayadan bir yavru deve çıkmıştır. Aynı kavim için
Allah-u Teâlâ su bahşetmiş, o sudan bir hafta devenin bir hafta da azgın Yahudi
kavminin içmesi emredilmiştir. Su, topraklara çok bereket getirmiştir. Yahudiler
parayı severeler, bu onların kanlarında vardır. Bir hafta boyunca devenin su
içmesinden rahatsız olmuşlar. Zaten mucize deve olduğu için bir hafta su
içmektedir. Yahudiler, Şu deveyi öldürelim bütün suyu biz kullanalım
demişler. Deveyi para hırsıyla öldürmüşler. Olayın ardından Şuayb Aleyhisselam
onlara anlaşmayı bozduklarını ve Allah ın gazabına uğrayacaklarını
söylemiştir. Allah da rahmetini onlardan
kesmiş ve o azgın Yahudi kavmini saklandıkları mağralarda gazaba uğratmıştır.
Bu anlattıklarım Allah ın Kur an daki beyanlarıdır. İşte Peygamber Efendimiz
oradan geçerken ordunun o bölgede durmamasını söylemiştir. Müslüman bu hadisten
öğütle lanetli bir yer gördüğü zaman ibret almalı ama orada fazla durmamalıdır.
KIYAMETE KADAR
LANET YAĞAR
Namaza kalkmamak gaflet alametidir. Gaflete düşülen
yerlerde durulmaz. lanet edilen yerde durulmaz. Böyle yerlerden Anadolu da da
çok sayıda mevcuttur. Mesela Denizli de Pamukkale vardır. Dünyaca meşhur bir
yer. Orada yaşayan insanlar iyi insanlar değil. Şimdi ki halk değil, bölgenin
eski halkından bahsediyorum. Pamukkale ye lanet yağdıran halk, azmış ve haddi
aşmış bir kavimden oluşuyordu. Bizim ecdadımızdan Allah razı olsun ki,
Anadolu yu feth eylediğinde bu lanetli bölgeleri şehir merkezinin dışında
tutmuş. Şehirleri eski lanetli yerlerden uzak alanlara kurmuşlar. Şimdi ise o
bölgelere tarihi diyerek, manzarası güzel diyerek bir sürü otel
yapıyorlar. Haberleri yok onlarında
üzerine lanet yağıyor. Bir yere lanet yağmaya başladığı zaman bu kıyamete kadar
devam eder
KEYFİ NAMAZ
KAÇIRILMAZ
Namaz dinin direğidir. Namazı keyfi kılmamazlık
edemezsiniz. Namazı keyfen kaçıranın, kayıtlara göre 50 bin sene yanacağı ifade
edilmiştir. Fakat bahsi geçen vakıa da (Tebuk Seferi Dönüşü) her türlü tedbir alınmıştır. Erken yatılmış,
nöbetçi dikilmiş ve sabah namazına niyet edilmiştir. Bu durum istisnadır.
Peygamber Efendimiz her zaman gafletten münezzehtir. Fakat yaşanan hadise bir
hikmet icabıdır. Dikkat edin, Bilal-i Habeşi Hazretleri bakın nasıl
uyuyakalmış: Önce gelen giden kimse yok diyerek dolaşmaktan vazgeçmiş, sonra
oturunca da görüyorum diyerek ayakta durmaktan vazgeçmiş, en sonunda ise her
taraf düz, uyumadan yatsam da görüyorum diyerek yatmış ve uyuyakalmıştır. Bu
günümüzde de başımıza gelebilir. Ama çok nadiren olur. Müslüman namazı
kaçırmayı adet haline getirmemelidir. Namazını kaybeden imanını tehlikeye atar.
Sınır bellidir, hüküm açıktır. Allah bizleri hiçbir zaman namaz nimetinden
mahrum bırakmasın. Âmin.