(Erbakan Hocamın maneviyatını konuştuk. Uzun uzun! Arada
öyle bir şey anlattı ki, biz bile şaştık kaldık!..)
- Ali Nabi Hocam, bugüne kadar kimseye anlatmadığınız bir
hatıranız var mı Bana anlatır mısınız
- 1993 kongresinden önceydi. Evet, bir gün döndü bana
dedi ki
- Erbakan Hoca seni dinliyor, söyle de Hoca bu işi
yapamıyor bana bıraksın!
- Tayyip Bey mi diyor bunu
- Evet, belediye başkanları toplantısında arkadaşların
yanında! Biliyorsun o zaman biz belediye başkanı idik!.
- Ne ne, nasıl yani Ya sen hocadan daha iyi mi
yapacaksın
- Evet!
- Nasıl ya Delirdin mi sen
Mahmut Vanlıoğlu
atladı:
- Ya sen nasıl konuşuyorsun
Bir girdiler birbirlerine Mahmut bana döndü:
- Ya hoca niye susuyorsun
Ben de dedim ki:
- İki Karadenizli çarpışıyorsunuz ben de seyrediyorum.
Son noktayı ben koyacağım!
- Hadi koy noktayı! Ya şuna bak fitneye daldı. Sapıtmış
bu ya!
Söze girdim:
- Tayyip Bey Allah
aşkına! Şu anda sen birilerinden fetva almış gibisin!
Sonradan anladık
ki meğer hocaefendi verirmiş fetvayı!..
- Hocam senin aklın yetmez bu işlere!..
Dedi, beni susturdu.
- Vanlıoğlu mu diyor
- Yok, Tayyip Bey diyor! Vanlıoğlu ona karşı ciddi
mücadele etti, en son bana yetişti imdada ve bu iyice sapıtmış dedi.
Bizim Mahalli İdareler Başkanı vardı bizim Mahalli
İdareler Derneği belediyecilerin derneği Ankara da.
- Ahmet Usta mıydı o
- Osman Usta! Beni arıyor ve diyor ki: Korkut Özal,
Cemil Çiçek, Mehmet Keçeciler.. Saydı, saydı, işte Abdülkadir Aksu, Tayyip
Erdoğan, Hasan Hüseyin Ceylan İşte geldiler şey kurdular telefonu da bu. Bunu
hocaya yalnız söyleyemiyoruz. Sen söyleyebilirsin!
- Ne kurdular
- 2. liste çıkaracaklar Refah Partisi nden Abdullah Gül
falan!
- Refah ta mı!
- Evet Refah ta o kongrede! ulan dedim Ankara da deli
bulamadınız da İstanbul da beni mi buldunuz!
Adamlar binayı kiralamışlar, ayrılık ateşini yakmışlar,
telefonları bu, adresleri bu. 2. bir
liste çıkaracaklar ve genel başkanlıktan hocamı düşürecekler.
- Hocam seni sever. En münasibi senin söylemen. Başkaları
söylese huzurundan kovar.
Dedim ki:
- Ya ben sevildiğimi bilmiyordum, bu lafı duymak hoşuma
gitti, ama kusura bakmayın dereyi deliye atlatırlar veya dereyi keçiye
atlatırlar hesabı olmasın! Beraber gidelim!
Üç kişi olarak Hocamın yanına çıktık elini öptük, önüne
bir liste koyduk:
- Bu ne
Dedik ki:
- Korkut Özal, Cemil Çiçek, işte Mehmet Keçeciler, Tayyip
Erdoğan, Abdullah Gül Bunların hepsi partiyi ikiye bölmek için veya genel
başkanlığı ele geçirmek için bu adresteler!
- İyi de onlar iyi kardeşlerimiz!
- Biz de kötü demedik ki, iyi kardeşlerimiz, iyi de
çalışıyorlar! Ben görevimi yaptım, size haber verdim, araştırın doğruysa tedbir
alın, doğru değilse beni de ikaz edin! Allahaısmarladık!
- Elini öptük çıktık.
Ondan sonra hocam
bir tedbir aldı, partiye girmeye çalışan o adamların hiç birini üye yaptırmadı.
O kongrede iltihakları bekleniyordu ertelendi. Sizi seçimden sonra üye
yapacağız denildi. Onlar da o işte muvaffak olamadılar ve kongre bitti.