Bismillahirrahmanirrahim;
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah (c.c)’a hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimize âline ve sahabelerine olsun.
Fitne, insanları meşru bir yarar olmaksızın sıkıntıya, kedere, kargaşaya, düzensizliğe, siyasal, toplumsal ve ekonomik yapıda karışıklık ve krize, kutuplaşma ve çatışmaya, üzüntü ve belaya düşürmektir. Azdırmak, baştan çıkarmak, karışıklık çıkarmak gibi olumsuz eylemlerin tamamı fitne olarak adlandırılmaktadır. Fitne çıkaran ve buna alet olan insanlar, kötü insanlardır. Bu insanlar, ilahi gazaba uğramış ve sapıklığı kendilerine yol edinmiş olanlardır. Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor: “Kıyamet ancak insanların kötüleri üzerine kopar.” (Müslim) Bu kötüler, insanları Allah’ın rızası olan İslam’dan “din ve düzen” olarak uzaklaştıranlardır. Bu kötüler, insanların karşısına, çeşitli kimlik ve yüzlerle çıkmaktadırlar. Kimisi inkârcı, kimisi müşrik, kimisi münafık, kimisi de facir ve fasık olarak çıkıyorlar ve insanları Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Bütün bunların hepsi gerçekte şeytanın adamlarıdırlar. Yeryüzünde yaşayan insanların tamamı bu kötü insanlar olduğunda yer kahredecek ve Allah’ın emriyle sarsıldıkça sarsılacak, kıyamet kopacaktır. Yerküre, üzerinde yaşayan kötü ve isyankâr kimselerden intikamını aldıktan sonra, oda yok olup gidecektir. Bu kıyamet gününün habercisi olan alametler, işaretler vardır. Bu alametlerden kimisi küçük, kimisi de büyüktür.
KÜÇÜKLER
1- İnsanların davar çobanı iken müteahhit olup, çok katlı yüksek binalar yapmakta birbiriyle yarışmaları. AK Parti döneminde şehirlerde bu yüksek binaların çoğalması dikkat çekicidir.
2- Cariye kadının efendisini doğurması, zina sebebiyle nesebin karışması, AB yasaları sağlam nesebimizi tahrip ediyor.
3- Fırat nehrinin sularının çekilmesi, nehir yatağından altın çıkması, bu durumun büyük bir savaşa neden olması,
4- İkisi de hak iddiasında bulunan iki büyük İslam devletinin birbiriyle savaşması,
5- Kur’an ilimlerinin ve eğitiminin ortadan kalkması, cehaletin artması,
6- Depremlerin çoğalması, Zamanda bereketin ortadan kalkması,
7- Cinayet ve katliamların artması, terörün tırmanması fitne ve fesadın yaygınlaşması,
8- Fesatçı Yahudilerin Müslümanlar ile savaşmaları, sonunda bu savaşın galibi Allah’ın inayetiyle Müslümanlar olacaktır.
9- Zinanın aleni olarak işlenmesi, içki tüketiminin artması, çalışan kadınların çoğalması erkeklerin işsiz kalması, boşanmaların artması,
10- Faizin bir düzen eliyle yaygınlaşması, haksız olarak insanların mallarının elinden alınması,
11- Büyük günahların aleni olarak işlenir hale gelmesi, kumarın kurumsallaşması ve devlet eliyle oynatılması, bu ve benzeri alametler küçük alametlerdir.
BÜYÜKLER
Kıyametin büyük alâmetleri ise şunlardır.
1- Deccal’ın bir Yahudi önderi olarak ortaya çıkması. Deccal, İslam’ın nurunu söndürmek ve Müslümanları ifsat edip, kötülüğe ve bozgunculuğa sevk etmek için çalışacaktır.
2- Bir duman’ın çıkması ve dünyayı sarması. Bu duman çıktığında müminler nezleye tutulmuş gibi, kâfirler ise sarhoş gibi olacaklardır.
3- Dabbetü’l-arz’ın çıkması. Kıyamet’ten önce çıkacağı bildirilen bir yaratıktır.
4- Güneşin batıdan doğması. Bu olayla tövbe kapısı kapanacaktır.
5- Hz. İsa (a.s)’ın inmesi. Kıyametin kopmasından önce Hazreti İsa yeryüzüne inip Hıristiyanları İslâm›a davet edecek, Deccal›ı öldürecek, Hazreti Peygamber (s.a.s)›in şeriatı ile hükmedecektir.
6. Yecüc ve Mecüc’ün çıkması. Kıyametin kopmasında önce çıkarak “yeryüzünde bozgunculuk yapacak” olan asılları ve soyları belirsiz iki insan topluluğudur.
7.8.9- Doğuda, Batıda, Arap Yarımadasında olmak üzere üç bölgede yer çöküntülerinin meydana gelmesi.
10- Yemen'den çıkacak olan büyük bir ateşin, insanları önüne katarak sürmesi.
Bu alametler arasında sayılan Deccal, İsrail’in ortaya çıkmasını beklediği, gelişini hızlandırmak için de dünyayı ateşe vermekten çekinmediği beklenen Mesih, ABD ve Avrupa Birliği için ise İsa Mesih’in gökten yere inişini sağlayacak önemli bir kahraman olarak görülmektedir. İşte Peygamberimiz bizi bu deccaldan uyarıyor. “Deccalı duyan ondan kaçsın. Vallahi kişi ona gelir de onun saçtığı şüpheli şeylerden dolayı onu mümin zanneder ve ona tabi olur.” (Ebu Davud) İktidar mensuplarının bu ABD ve İsrail’i stratejik müttefik ve AB’yi bir medeniyet projesi olarak görmesi anlaşılır bir şey değildir.
BÜYÜK SAVAŞ
ABD ve AB beklenen Deccal’ın öncü iki kuvvetidir. İsrail ise, ABD ve AB tarafından Deccal için kurulmaya çalışılan Siyonist Krallığın çekirdeğidir. Deccal Mesih’in gelmesi için büyük bir savaşa ihtiyaç vardır. Bu savaşa onlar Armageddon adını vermişlerdir. Müslümanlar ise bize bu savaşı Melhame-i Kübra olarak bilmektedirler. ABD ve AB bu savaşı “tanrının elini kıyamete zorlamak” olarak görmektedirler. ABD, müttefik ve işbirlikçileri ile birlikte bu savaşı çıkarmaya çalışıyor. ABD ve İsrail ile stratejik müttefik olmak, onların şer maksatlar için çıkarmaya çalıştıkları bu savaşa katkı sağlamak demektir. ABD ve müttefikleri bu savaşı, bölgeden İslam ve Müslüman varlığına son vermek için veriyorlar ki beklenen Deccal rahat etsin.
REFERANDUM
Türkiye’de referanduma sunulan 18 maddelik anayasa değişikliğini yukarıda zikredilen konular ile birlikte değerlendirdiğimizde işin içinden bir türlü çıkamıyoruz. Yapılacak bu referandum ile bu değişikliler yürürlüğe girerse “tek kişilik hükümet” dönemine geçilecek ve hükümet yetkili Cumhurbaşkanı özellikle dış politikada daha hızlı karar alma imkânına sahip olacaktır. 15 yıllık iktidarları döneminde her istediklerini yapmış olan muktedirler, bu değişikliği galiba AK Parti’den kurtulmak için yapıyorlar. Bu dönemde sadece ABD askerlerinin Türkiye üzerinden Irak’a geçişine imkân sağlayan tezkereyi geçiremediler. AK Parti iktidarının stratejik müttefiklerine baktığımızda, yapılmak istenen bu anayasa değişikliği bizi derinden kaygılandırıyor. Bu kaygılardan dolayı Saadet Partisi bu anayasa değişikliğine EVET demiyor. Bu referandumda sonucun HAYIR çıkması ülkemiz ve geleceğimiz bakımından daha hayırlı gibi gözüküyor. Allah, ülkemizi ve milletimizi, ABD, AB ve İsrail’in şerrinden korusun. Selam hidayete tabi olanlara…