Fitneler ve şavaşlar

Abone Ol

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, iki cihan saadetimiz için bizlere İslamı ihsan eden, Allah (c.c)a hamd, muallimimiz, liderimiz, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)ya salât ve selam olsun.

Ey Müslümanım diyen kardeşim!

Bizler İslamın hem şekline hem de ruhuna uymayı esas aldığımız için Müslümanız. Bir kimse İslamca düşünmediği sürece, namazı, orucu, Kuran okuması nekadar düzgün olursa olsun hak nazarında ona bir fayda sağlamayacaktır. Bilelim ki birgün kıyamet kopacak, bu âlem başka bir âlem olacaktır. Bu ne zaman olacaktır Bu sorunun cevabı Allah katındadır. Allah (c.c) buyuruyor: "İnsanlar sana kıyametin zamanını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır." (Ahzab: 63)

Kıyamet mutlaka gelecektir, öyleyse "Her gelecek yakındır." esasına göre onu hemen yakınımızda saymamız ve ona göre hazırlık yapmamız akıllı olmanın gereğidir. Çünkü Rabbimiz kitap ve mizanı hak olarak indirenin Allah, kıyametin de yakın olduğunu bize bildirmiştir. "Kitabı ve mizanı hak olarak indiren Allahtır. Ne biliyorsun, belki de kıyamet saati yakındır!" (Şura: 17)

Yaratan ve yaşatan Allah bizi bu dünya hayatında niçin yaşatıyor Gerçek şudur ki, Allah bizi bu dünya hayatında imtihan ediyor. Bizler dünya hayatını ahiret hayatımız için yaşıyoruz.

Bir insanın imtihanda olduğunu bilmesi önemli bir şuur halidir. Bizim dünya imtihanımız İMAN ve CİHAD üzerine bina edilmiştir. Bunun böyle olduğunun en önemli şahitleri peygamberlerdir.

Bizim dünya imtihanımız her türlü sınanmayı içinde barıdıran zorlu bir imtihandır. Bu imtihanın her aşamasında İslamda sabit kalabilenler ancak ipi göğüsleme başarısını göstereceklerdir.

Fitneler ve şavaşları bu imtihanın en zor aşaması olarak okumamız gerekir.

Fitne, insanlığın Peygamberimiz (s.a.v) den sonra kıyametin kopmasına kadar geçecek zaman içerisinde en açık imtihan konularından biri olduğu için peygamberimiz pek çok hadisleriyle uyarıda bulunmuştur. İçinde yaşadığımız modern zamanlar, hadislerde haber verilen bütün fitnelerin yaşandığı bir zamandır. Fitneyi kısaca İslam dünyasının kendi içindeki kargaşası olarak anlarsak, İslam âlemi dış mihrakların tuzağına düşerek, cihad mânasında, İslam düşmanlarına karşı farz olan mücadeleyi terketmiş, birbirleriyle şavaştıkları bir döneme girmişlerdir. Bunun için fitne nedir, ne değildir, fitne sırasında uyulması gereken ilahi esaslar nelerdir hususunu bilmek her zamankinden daha büyük, daha gerekli bir ihtiyaç haline gelmiştir.

MEFHUMLAR

FİTNE: Genellikle fitne; sınama ve imtihan anlamında kullanılan kelime iken zamanla çok daha geniş mânalar kazanarak mal, evlad, küfür, insanların fikir ayrılıklarına düşmeleri, günah, saptırma, sapıtma, delilik, rezalet, insanların birbirlerini öldürmesi, ateşte yakarak azab vermek gibi çok değişik mânalarda kullanılmıştır. Günümüzde ise her çeşit günah, haram, şer ve mekruh şeyler için kullanılan bir mefhum olmuştur. Fitne kelimesinin Kuranda saptırma, imtihan, azab, yakmak, işkence, fenalık yapmak, belaya uğratmak, delilik, şirk ve tefrika, ölümü temenni ettiren kargaşa, iman zayıflığı, küfür, isyan, muhalefet anlamında kullanılmıştır. Fitne ile ilgili bazı ayet meallerini birlikte okuyalım. "Fitne (küfür, şirk) kalmayıncaya ve (yaşanan) din Allahin oluncaya kadar onlarla harbedin. Şayet harbe son verirlerse artık zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur." (Bakara: 193) "Onları (size harp açanları) nerede bulursanız öldürün ve sizi çıkardıkları yer¬den siz de onları çıkarın. Fitne (küfür, şirk) öldürmeden beterdir." (Bakara: 191) "Kâfir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz onu (Allahın iman, hicret ve cihad emrini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur." (Enfal: 73) "Onlardan (fitnecilerden) öylesi de var ki: "Bana (cihaddan kaytarmak için) izin ver, beni fitneye düşürme" der. Bilesiniz ki onlar zaten fitneye düşmüşlerdir. Cehennem, kâfirleri mutlaka kuşatacaktır. (Tevbe: 49)

İslamdan cayıp batılıların arkasından gitmek de en büyük fitnedir. Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor: "Siz, sizden önceki insanların yollarına, mutlaka karış karış, arşın arşın uyacaksınız, hatta onlar kertenkele deliğine girseler bile, siz de onlara uyup o deliğe gireceksiniz." "Ey Allahın Resulü! Onlar Yahudi ve Hı-ristiyanlar mıdır " diye sordular. "Ya başka kim olacaktır " diye cevab verdi. ( Buhârî ve Müslim)

FESAD: Bir şeyin itidal ve ölçüden dışarı çıkmasını ifade eder. Bu çıkış az da olsa çok da olsa fesad diye ifade edilir. Zıddı salahdır, düzeltmek ve ıslah etmekdir. Kelime sadece manevi sahada değil; maddî sahada da kullanılır. "Kendilerine yeryüzünde fesat yapmayın denildiği zaman "biz ancak ıslah edicileriz" derler." (Bakara: 11) "Eğer (yer ve gök) her ikisinde Allahtan başka ilahlar olsaydı, bunların ikisi de muhakkak ki fesada uğrar, (harap olur) giderdi." (Enbiya: 22) "Eğer Hak onların heva (ve heves)lerine tabi olsaydı, göklerde, yerde ve bunların içinde bulunanlar muhakkak ki fesada uğrardı." (Müminun: 71)

HERC: Katl; haksız ve zulmen adam öldürme, kargaşa, bir şeyde çokluk manasında kullanılan bir mefhumdur. Gerçek şu ki, Peygamberimiz (s.a.v) bu kelimeyi vefatından sonra, İslam toplumunda Müslümanların İslam düşmanlarını, müşrikleri değil; birbirlerini öldürmeleri şeklinde ortaya çıkacak olan toplumsal bozuklukları haber vermek için kullanmıştır. Peygamberimiz, kıyametten önce ortaya çıkacak toplumsal bozuklukları sayarken, bu bozuklukların bir sonucu olarak "herç"in de artacağını tekraren ifade etmiştir. Dinleyiciler tarafında manasını anlayamadıkları "herç"in ne olduğu sorulunca, Peygamberimiz (s.a.v): "Herç; öldürmedir, öldürmedir, öldürmedir." diye sözlü olarak açıklarken, bazen de eliyle boyun uçurma işareti yaparak, bu kelime ile katletmeyi beyan ettiği belirtirilmiştir.

SAVAŞLAR

Kıyamete yakın zamanlarda meydana gelecek olayları bize Peygamberimiz haber vermiştir. Bu hadislerde bir takım yer ve mekân isimleri geçmiştir. Bu yer ve mekânlar günümüzde meydana gelen olaylarda önemli merkezler konumundadır. Horasan, İsfahan, Şam, Yemen, İran, Irak, Medine, Mekke, Kudüs, Amik Ovası, Basra, Dicle ve Fırat zikredilen yer ve mekân isimlerindendir. Peygamberimiz buyuruyor: "Kıyametten önce, insanları toplayan bir ateş Hadremevtten çıkacaktır." Dediler ki: "Ey Allahın Resulü! O zaman ne yapma¬mızı emredersiniz " "O zaman Şama gitmelisiniz." (Tirmizi) Hadremevt Yemende önemli bir bölgedir. Şam ise Suriyenin başkentidir ve ayrıca bu bölgenin genel adıdır. Peygamberimiz buyuruyor: "Deccale, İsfahan yahudilerinden tayla¬san giymiş yetmişbin kişi uyacaktır." (Müslim) İsfahan İranın önemli şehirlerinden birisidir.

Şam ahir zamanda çıkacak büyük savaşın merkezi olacaktır. "Rumlar Amakaya da Dâbika inmedik¬çe Kıyamet kopmaz." (Müslim) Dâbik denilen yer bugün Kilis ve Suriye topraklarında bulunan bir yerdir. Çıkarılamak istenen Türkiye Suriye savaşının yoğunluk merkeze bu bölgedir. Anlaşılan oki Rumların bugünkü temsilci konumunda olan ABD ve batılı güçler bu bölgeye çıkarma yapacaklardır. Türkiye ise bu güçlerin müttefiki konumundadır. Batılılar bu savaşları büyük İsrailin kurulması için yapacaktır. Ancak işin sonunda Müslümanlar ile Hıristiyan ittifakı arasında bölgede çetin savaşların olacağını Peygamberimiz bize haber vermektedir. Bu şavaşlardan birisi de Müslüman-Yahudi savaşı olacaktır. Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor: "Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Müslümanlar onlarla sava-şıp öldürecekler. Hatta Yahudi bir taşın ve ağacın arkasında saklanıp gizlenecek, taş ya da ağaç şöyle seslenecek: Ey Müslüman, ey Allahın kulu, işte Yahudi arkamdadır, gel onu öldür! Garkad adındaki ağaç müstesna. Çün¬kü o, Yahudilerin ağacıdır." (Buhari ve Müslim)

Bölgede Fırat nehri için büyük savaşlar yaşanacaktır. Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor: "Fırat (nehri) altından bir dağı ortaya çı¬karmadıkça kıyamet kopmaz. (Fırat o dağı ortaya çıkardığı zaman) insanlar, o altın için birbirini öldürecekler, her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecek. Onlardan her biri Keşke kurtulan ben olsaydım! diyecektir." (Buhari ve Müslim)

Bu bölgede yaşanacak savaşlardan birisi de iki büyük İslam devletinin bir biriyle yapacağı savaştır. Batılılar Türkiye ile İranı savaştırmak istiyorlar. Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor: "İki büyük islâm toplumu birbirleriyle çarpışmadıkça kıyamet kopmaz. Davaları bir olduğu halde aralarında büyük bir savaş çıkacaktır... "(Buhari ve Müslim)

ZAFER İSLAMIN OLACAKTIR

Allah nurunu tamamlayacaktır. Allah nurunu inananların cihadıyla tamamlayacaktır. Bu Allahın hükmüdür. Bu hükmün üstünde hüküm olmaz. Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor: "Ümmetimden bir grup hak üzere galip olarak kıyamete kadar devamlı olarak sa¬vaşacaklardır..." (Müslim)

Türkiyede hak hâkim batıl zail olsun diye mücadele eden topluluk, Milli Görüş camiasıdır. Milli Görüş Türkiyenin sağlam hücresidir. Milletimiz Milli Görüş etrafında BÜNYANÜNMERSUS olarak saf bağladığı zaman, zafer kazanan kahramanlar olarak tarihe geçeceklerdir vesselam.