Filistin’e faydamız yok, bari İsrail’e para göndermeyelim

Abone Ol

İsrail'in Filistinlilere uyguladığı mezalim, soykırım boyutuna ulaştı. Bu zulmü başladığı günden itibaren canıgönülden destekleyen Batılı hükümetlerin dışında aynı heveste olan ticari şirketler de var. Hatta bunlar arka planda desteklemekle yetinmeyip açıktan bu tutumlarını deklare ettiler. Mücadelede aktif olarak taraf olduklarını ilan etmiş oldular. Müslümanların ya zaten umurlarında olmayacağını, tepki vermeyeceklerini düşündüler ya da ekonomik güçlerinin İsrailliler kadar olmadığını bildiklerinden bunu önemsemediler. Ancak bir gerçek var ki; tüm şirketler için müşteri kaybı karar vermede çok önemli bir etkendir. Satış planlamalarını yaparken, reklam planlamalarını yaparken her zaman müşteri kazanma hedefiyle hareket ederler. Müşterilere hoş gözükmeyi, onlar açısından albenili olmayı hedeflerler. Tek hedefleri budur. Dolayısıyla Müslümanların boykot şirketlerine, boykot listesine alınan şirketlere hiçbir şekilde destek olmaması gerekir ki, tutumlarını değiştirme yönünde baskı olsun. Bir kardeşimiz “Ben niye İsrail’e destek olayım ki” derse bu şirketlerden aldığın mal destek demektir. Doğrudan doğruya Filistinlilere atılan kurşun demektir. Çünkü bu firmaların bir kısmı zaten doğrudan Yahudi sermayesi, bir diğer kısmı da onları üzmemek için, onları karşılarına almamak için net olarak destek açıklayan, Müslümanları umursamayan firmalar. Boykot listesine alınan firmalar birkaç sebeple anlıyor. Bir tanesi doğrudan İsrail’e para gönderdiği bilinen, İsrail'in kuruluşunda yer aldığı bilinen ailelere ait firmalar. Bir diğer grup da İsrail’i hoş tutmak için bu katliam döneminde açıktan İsrail’i destekleyen, İsrail yalnız değildir paylaşımları yapan, İsrail'in kendini savunma hakkı vardır diye kamuoyu oluşturmaya çalışan, boy boy ilanlar veren, açık ve net demeçler veren firmalardır. Bunlar da aynı diğer birinci gruptaki gibi boykot kapsamında olmalıdır. Bir üçüncü grup da, İsrail'de yatırımı olan, İsrail'le yüksek ticaret hacmi olduğu bilinen firmalardır. Bunların bir kısmı açıktan destek açıklaması yapmamıştır. Kanaatimce bunlar en tehlikelileridir, çünkü Yahudilere kendilerini ispat etmek ihtiyacında olmayan, muhtemelen doğrudan onların kontrolünde olan, Siyonist çevrelerce zaten iyi bilinen firmalardır. İşte İsrail ile ticareti olan ve İsrail içinde yatırımı olan bu firmaları da ilk 2 gruptakiler gibi şiddetle boykot etmek gerekir. Peki bunları nasıl bileceğiz? Bunları bilmenin aslında yolu var fakat kolay değil. Ciddi bir araştırma ile internet üzerinden açık kaynaklarla detaylıca ulaşılabiliyor ama hepimizin ayrı ayrı bunu yapması mümkün değil. Bir alışveriş sırasında bunlara böyle araştırmayla ulaşmamız mümkün değil. Dolayısıyla bunları takip etmek üzere Müslümanların kurduğu siteler ve uygulamalar var. Bunlardan birkaç tanesini indirip bir alışveriş yapacağımız zaman mutlaka en az 1-2 tanesine markayı yazıp sorgulama yaparak boykot listesinde olup olmadığını öğrenmemiz lazım. Bu listelerin bir kısmı güncel tutuluyor, bir kısmı bir süredir güncellenmiyor. Dolayısıyla hatalar olabiliyor, bu sebeple 2-3 programı aynı anda kullanmak iyi olabilir. Paramızın kime gittiğini bilmeden alışveriş yapmamalıyız. Ne yapayım? En sevdiğim telefon markası bu, ne yapayım en sevdiğim kazak bu firmanın. Ne yapayım? Bunun kalitesini beğeniyorum… vesaire gibi bahanelerle Filistinlileri öldürmeye para gönderen, destek sağlayan, katil, soykırımcı İsrail hükümetinin arkasında dimdik duran, onları destekleyen, teşvik eden, hatta belki de onları zaten yöneten ve bu dünya ticaretinde büyük pay sahibi olan Siyonist şirketlere ve bunların uzantılarına para kazandırırsak 80 senedir perişan edilen, katledilen Filistin halkının ahı mutlaka ama mutlaka bizden çıkar. Hele de son Gazze katliamında şehit edilen 40 bin küsur kişinin ve bunlardan 1 yaşının altındaki 1.000 çocuğumuzun, kendi kardeşlerimiz, evlatlarımız olduğunu düşünerek bunlara para vermeyelim. Allah rızası için, lütfen. Eğer boykota katılmayıp bunlara maddi destek olursak bu mezalimin ateşi mutlaka bize de dokunur. Boykot ürünlerini birkaç ayrı uygulamadan mutlaka araştırmamız ve ona göre tespit etmemiz lazım.

Bu boykotun en önemli bir yanı da uluslararası kredi kartları markaları olmalıdır. Bu kredi kartları memleketimizin içinde her yaptığımız alışverişten komisyon alıyorlar. Sen burada gidip bir lokantada yemek yiyorsun, Amerikan şirketi oturduğu yerden senden vergi alıyor. Sonra da onu götürüp Siyonist İsrail’e desteğe dönüştürüyor. Yerli kredi kartı TROY, yani açık adıyla “Türkiye’nin Ödeme Yöntemi” aynı diğer kredi kartları gibi, Türkiye’de hemen hemen her yerde geçerli, yurt içinde hiçbir sorun çıkmadan kullanılmaktadır. 2015’te Bankalararası Kart Merkezi tarafından kurulmuş ve işletilen bir kartla ödeme sistemidir. Türkiye'deki yirmi bankanın ortak kuruluşu olarak faaliyet göstermekte ve tüm bankalar tarafından bu kredi kartı verilmekte. Bunun zamanla Merkez Bankası’nın veya BDDK’nın organize ettiği doğrudan devlete ait bir kuruluş haline getirilmesi gerekir, ancak şu aşamada diğer rakibi uluslararası firmalara göre kesinlikle tercih edilmesi doğrudur.

Burada teşkilatımıza da önemli bir görev düşüyor. Boykot işini etrafımıza duyurmalı, devamlı gündemde tutmalıyız. Hem en alt düzeyde mahallelerde hem de Ankara’da bu konu konuşulur hale gelmelidir.  Ancak bir de Genel Merkezimizin ve MİLKO’larımızın yöneticilerine de bir çağrım var. Doğrudan, teşkilat olarak veya MİLKO’lar olarak, bu programları ya organize etmeliyiz ya da bu programları yapan, bu siteleri oluşturanları zaman zaman kontrol ederek, listelerini inceleyerek hangilerinin daha yaygın, emek verilmiş bir araştırma sonucu oluşturulduğunu tespit edip milletimize ve özellikle de teşkilatımıza duyurmalıyız. Filistinlilerin hâlihazırda memleketimizde ne hükümet nezdinde ne de sivil toplum kuruluşları nezdinde hak ettikleri desteği görmediklerini düşünüyorum. Kalpten destek olan şahıslar dualarla gerek teşkilatımız aracılığıyla gerek diğer sivil toplum kuruluşları aracılığıyla gerekse de kendi ulaşabildikleri cüzi miktarlar dışında ciddi, vereni zorlayan bir maddi destek de sağlayabildiğimizi kabul etmek zor. Filistinliler canlarını verirken biz maalesef hiçbir rahat alanımızdan çıkmadık. Çok sınırlı sayıdaki fedakâr kardeşlerimiz hariç yeterli bir desteği sağladığımızı söylemek imkânsız. Şimdi şu anda en azından bu boykot mevzusuna hem bireysel olarak dört elle sarılmalıyız hem de teşkilat olarak bu boykot programlarına denetleme, teşvik ve tanıtım açısından destek olmalıyız. Ya da daha iyisi kendimiz bu hususta bir organizasyon yapmalıyız. Bunun illaki resmen teşkilat adına olması gerekmez. Ama herkes bilir ki bunun arkasında gerçekten araştırıcı, güvenilir bir ekip var. Ancak o zaman boykot tam kapsamlı yürütülebilir. O zamana kadar mevcut programlar ve sitelerle boykota katılmayı ihmal etmeyelim.