Büyük Yahudi milletinin faziletleri!
Filistin de büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Bu kuşatmada Siyonist Yahudilerin büyük bir rolü olduğu gibi, onlardan geri kalmayan duyarsız Müslümanlar da bir o kadar sorumludurlar. Fakat bunun ötesinde Siyonist Yahudileri, sevimlileştiren, masum gösteren, hatta büyük ve hayırhah bir millet olduğunun ihsasını sağlayan muhafazakâr Müslümanların tavırları daha bir o kadar dikkat edilmeyi gerektiriyor.
Türkiye de muhafazakâr kesim abede yi ve Yahudileri sempatikleştirmeye, sevimlileştirmeye büyük özen gösteriyorlar. Bunun için de büyük bir çaba harcanıyor. Hatta bunlardan biri, bir gazetede köşe yazarı seçimlerden sonra Erbakan ın Siyonizm aleyhtarlığını, Yahudi düşmanlığının yanlışlığını ifade için de Yahudi milletinin faziletlerini bir bir sayıp dökmüştü. Yazısında Erbakan hocayı aşağılayan tutumu gözlerden kaçmıyordu. Hemen bunun ertesinde aynı gazetenin bir köşe yazarı Kudüs e giderek İsrail in üst düzey yetkilileri ile bir dizi röportaj da yapmıştı. Şimon Peres ile yapılan söyleşinin içeriğinde Müslümanlara dönük epeyce bir tehdit yer almaktaydı. Bu yazılarda, konuşmalarda Yahudilerin [kastımız Siyonist Yahudilerdir] mazlumluğu, çaresizliği ve hatta ne kadar insanî olduklarının ihsası yapılmaktaydı. İsrail İstanbul Konsolosu da aynı gazetede düşüncelerini döktürmüş, hasta, yaralı Filistinlere olan ihtimamını ağzından bal akarak anlatıyordu. Tuhaftır ki, aynı gazetede çok ilginç bir durum daha ortaya çıktı. Lübnan da bir yıldır ortalıkta görünmeyen Hizbullah lideri Nasrallah ın ortaya çıkışı, ona atfen yer alan ifadelerin içeriği korkunçtu. Haberde: Nasrallah a atfen: "Yahudi askerlerin elimizde kelleleri, kolları, bacakları bulunuyor." Bu uzuvları da pazarlık amaçlı kullandıklarının altı çiziliyordu. Bu dehşet verici demecin içeriği ve sunuluşu ürkütücü. Bu haber başka gazetelerde çok farklı yer aldı. Bu, dolayısıyla Filistin ve Lübnan daki Müslümanların ne denli vahşi, iğrenç olduklarının ihsası. Benzer yaklaşım Filistinlilerin terörist oluşları ısrarla vurgulanıyor.
Yahudilerin şu anki tek hedefi Hizbullah, yani Hamas kanadını çökertmek. Bunun için de el-Fetih, Mahmud Abbas kanadına destek sağlıyorlar. Türkiye nin de içinde yer aldığı Paris konsorsiyumu bir fon kurdu. Türkiye buna 50 milyon dolar ile katıldı. Yahudi işbirlikçi kanat güçlendirilirken, orada ırkçı emperyalizme direnen Müslümanların gücü kırılıyor. Gelen haberler daha da ürkütücü. Mısır, kapılarını kapatmış.
Filistinli bir çocuğun tedavisi için anne refakatine izin verilmiyor. Kanserli hastaların tedavileri yapılamıyor. Elektrikler kesiliyor, kente cereyan verilmiyor, Filistin halkı toplu ölüme terk ediliyor. Türkiye cumhurbaşkanının himmetiyle sadece bir çocuğun tedavisi için ön ayak olunuyor. O da babanın Türk vatandaşlığı, onun durumunu kurtarıyor. Peki orada on binlerce çocuk, zaten kimyasal silahların tehdidi altında.
Hani bir yandan da Türkiye hükümetinin himmeti ve öncülüğünde Kudüs teki kazı çalışmaları durdurulmuştu.
Bush un son Ortadoğu gezisinin yeni bir süreç oluşturacağını yazmıştık. Öyle de oldu.
Şu anda mazlum Filistin halkı toplu ölüme terk edildi.
Irkçı emperyalizm güdümlüler susuyorlar.
Türkiye medyası Sudan Devlet Başkanı, Darfur katliamını yapanı ısrarla manşetlere taşırken aynı şeyi İsrail devlet yetkilileri için asla yapmıyorlar. Aynı düzlemde bulunmanın bir sonucudur bu. Ne yazık ki böyle.
Hatta Türkiye deki İttihatçı, batıcı, masonik ve semitik ruhlu medya dut yemiş bülbül gibi. İşine gelenleri manşetlere taşır tezgâh oluştururlar, işlerine gelmeyenleri görmezlikten gelirler.
Tabii asıl üzüntümüz, Müslümanların hali ve muhafazakâr Müslümanların tutumu. Ah öyle bir nemelazımcılık var ki, kendi iktidarları olunca her şey güllük gülistanlık oluyor.
Allah mazlum Müslümanlara güç, sabır ve kuvvet versin.