Felaketler ve 'halk hareketi' - 1

Abone Ol

Bir ülkede yaşanabilecek felaket seviyesindeki âfetler çeşit çeşittir.

Savaş, yangın, deprem, fırtına, sel, tsunami, tayfun, kasırga

Çok değil, ülkemizde sadece 80-100 yüz yıl önce yaşadıklarımızı hatırlayalım.

Savaşlar; Balkan Harbi, Çanakkale Savaşları, İstiklâl Savaşı

Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, ordular dağıtılmış, ülke yer yer düşman orduları tarafından işgale başlanmış... Asıl vahim olanı; ülkede bulunan %50 lere varan nüfusları ile azınlıklar düşman tarafından silahlandırılmış, Müslümanları soykırıma varan katliamlarla yok etmeye başlamışlar... Halkı camilere dolduruyor, sonra bu camileri ateşe vererek yakıyorlar!.. Bu korkunç durumu dünya sevinçle seyrediyor!.. İstanbul hükümeti ise acziyet, valiler ve kaymakamlar şaşkınlık içinde

İşte o zaman ve o şartlarda halk hareketi ortaya çıkmıştır. İlk hatırlatmayı biraz geriye giderek yaptım. Oysa çok geriye gitmeye gerek yok. Son yıllarda yaşadığımız deprem felaketlerini hatırlamamız yeterli. Ülkemiz deprem kuşağı üzerinde bulunuyor. Uzmanlara göre ülkemiz her an yeni deprem felâketleri ile karşı karşıya kalabilir

Son yüzyılda veya son on yıllarda, hattâ son yıllarda yaşadığımız savaş ve deprem felâketleri bir yanda dursun. Sadece son aylarda değişik bölge ve şehirlerimizde oluşan sel ve yangın felâketleri de ibret nazarlarımızı çekiyor, dikkatli olmamızı gerektiriyor

Peki; bu arada son zamanlarda dünyanın bize göre doğusunda yaşanan tsunami ile batısında yaşanan kasırga felaketlerine ne demeli Felaketlerde o ülkelerdeki insanların ve devletlerin, hattâ kendisinin süper güç olduğunu iddia eden ABD nin zavallılığını hep beraber gördük!..

Bu arada başta ABD nin kendisi olmak üzere bütün dünya çok önemli bir felaketin daha farkında değilmiş gibi görünüyor. Nedir o felaket Normal zamanlarda ve şartlarda bile her saniye veya her dakika yaşanan soygun, tecavüz, öldürme ve diğer birçok yaygın suçlar Her an içinde yaşadığımız bütün bu felaketleri biz kısaca sosyal tufan olarak isimlendiriyoruz. Her ülke ve bütün dünya dinî, iktisadî, siyasî, sosyal boyutlarıyla sosyal tufan içinde yaşıyor ama haberleri yok!..

*

Yukarıda ilk hatırlattığım savaş yılları örneğini biraz daha genişleterek tekrar hatırlayalım. O yıllarda Türkiye de henüz kapitalizm oluşmamıştı, esnaf mübadelesi vardı.

Esnaf mübadelesi ne demektir

"Kapitalizm düzeni"nde esnafın sermayesi yoktur. Esnaflar kapitalizm düzeninde tüccarlardan avans alır, onunla ham maddeyi satın alır ve tüccara satar. Tüccardan veresiye alır, halka satar ve parayı öder. Kapitalizm düzeni budur.

"Esnaf düzeni"nde ise esnafın kendi sermayesi vardır. Esnaf kendi sermayesi ile halktan ham maddeyi alır, tüccara satar, peşin para ile mamul malı satın alır, halka satar. Ekonomik hayatta buna esnaf ekonomisi diyoruz. Esnaf ekonomisinin olduğu yerde devlet yıkılsa da ekonomi çökmez; bu sayede krizler, âfetler ve her türlü felaketler kolay atlatılır.

İşte İstiklâl Savaşı yıllarında bizim ekonomimiz esnaf ekonomisi idi. Halkın her zaman hürmet edip itibar ettiği din adamları yine halkın sevdiği ve sözüne itibar ettiği bu esnaflara başvurdular; onlardan yardım aldılar ve böylece halk hareketi gerçekleştirilmiş oldu. Son derece zorlu geçen o yıllarda yedi düvele karşı ülke savunmasının halkası bu şekilde tamamlanmış oldu. Ülke iç ve dış düşmanlara karşı karış karış müdafa edildi

*

Bir şey eksikti. Ülkenin birliğe ihtiyacı vardı. Buna iki sebeple gerek vardı. Karış karış savunmada birlik ve dayanışma olursa, varolan felakete karşı daha kolay başarılı olunur.

Bundan daha önemlisi; savaş kazanılırdı ama sonra savaşı kazananlar birbirine düşer ve ülke bugünkü Afganistan a veya Irak a dönerdi. Afganlılar birleşip Sovyetleri yıktılar ama sonra birlik olamadıklarından dolayı ondan daha beterine esir oldular. Çünkü birbirlerine düştüler. Oysa İstiklâl Savaşı yıllarında bu işi milletimiz başardı. Bütün bunlara neden halk hareketi diyoruz Çünkü atanmış kişiler değil, halkın doğrudan desteklediği din adamları , esnaflar ve askerler savaşı kazandılar. Böylece ülkemiz o yıllarda büyük bir felaketi halk hareketi sayesinde atlatmış oldu.

Bu konu üzerinde düşünmeye ve yazmaya devam edeceğiz