Kaç gündür İstanbul başta olmak üzere pek çok ilde
gösteriler tertipleniyor. Gazlı, sözlü gösterilerin başlangıcı Taksim deki Gezi
Parkı nda sökülmek istenen ağaçlar idi. Masumane başlayan eylem birden yön
değiştirerek hükümeti devirmeye yönelik sivil itaatsizlik gösterisine dönüştü.
Tabi böyle olunca artık sıradanlaşan görüntüler izler olduk. Polisin gazı ve
eylemcilerin protestosu.
Bu sefer sosyal medyanın da etkisiyle olay beklenenden
fazla ses verdi. Taraftar gruplarının bile kaynaştığı gösterilerde her telden
her dilden istek vardı. Fakat asıl ilginci sosyal medyada yaşandı. Twetter ve
facebook da asparagasla gerçek birbirine girerken anlı şanlı medya bile bu
dezenformasyondan etkilendi. Önce bir kişinin ezildiği ve öldüğü haberi, daha
sonraları şuradan bu kadar otobüsle kafileler geliyor desteğe mesajları, şuanda
yoğun gaz altındayız mesajları, araç alında kalmış insan resimleri, elit
tabakadaki insanların dayanın direnin devireceğiz mesajları, asker polise şöyle
dedi cümleleri hep dezenformasyonun izlerini taşıdı.
Bu olaylar bir şeyi gösterdi bence hükümetin bir b planı
hiç olmamış. Kendilerine güvenleri onları kör etme derecesine kadar götürdüyse
vay halimize. Haklı eylemlere elbette sözümüz yok ama her eylemde de etrafın
yakılıp yıkılması sessiz çoğunluğu endişelendiriyor.
Cumhuriyet Mitingleri hükümete en az on puan
kazandırmıştı. Dilerim sessiz kalan yığınlar bu olanlardan sonra sandıkta
patlama yapmazlar.
Kafamdaki delice sorular
Neden yemek yapmak genelde kadına has bilinirken dünyanın
ve ülkemizin en iyi aşçıları genelde erkek
Neden kadınlardan ünlü şair fazla çıkmıyor
Neden tesettürlü hanımlar makyaj yapma gereği duyarlar
Neden batılılar hep bizimle uğraşıyorlar
Neden belediye başkan adayını sevmese de yine de aynı
partiye oy verenler var
Neden çay muhabbeti kahve yalnızlığı temsil eder
Neden telefonunu bile akıllı yapanlar kendilerine
bakmazlar
Neden hastasına sigarayı yasaklayan bir kısım doktorlar
kendileri içerler
Neden bazı insanlar eline biraz fırsat ve güç geçince
başkalarını ezerler
Neden hep dolu otobüsler bana denk gelir
Neden erkekler kulaklarına küpe takma gereği duyarlar
Neden iki arkadaş sırtlarına farklı takım formalarını
geçirince düşman olurlar
Minik bir tebessüm
Küçük bir kusur
Temel, bir evlilik programına katılır ve beğendiği bir
hanıma talip olur.
Hanım sorularını sormaya başlar:
- Eviniz var mı
- Üç evim, bir yazlığım var.
- Arabanız var mı
- İki arabam var.
- İşiniz nedir
- Ticaret ile uğraşıyorum.
- Aylık geliriniz ne kadar
- 10.000 TL
- Kendinizden biraz bahseder misiniz
- İçkim, sigaram, gece hayatım yoktur. Evine bağlı
romantik bir erkeğim. Şiir okumayı, seyahat etmeyi severim. Eşime bütün
işlerinde yardımcı olurum. Ömrümün sonuna kadar hayatımı eşimin yanında
geçirmek isterim...
Temel konuştukça talip olduğu hanım nihayet hayalindeki
erkeği bulduğuna inanmaktadır. Hanım son sorusunu sorar:
- Merak ediyorum acaba sizin hiç kusurunuz yok mu
Temel cevap verir:
- Evet, küçük bir kusurum var. Çok yalan söylerim.
Kıssadan hisse: Mükemmeli arayanlar bilmelidirler ki
hayat hatalarla, kusurlarla güzeldir. Atalarımızın dediği gibi çok mal haramsız
çok laf yalansız olmaz dikkatli olmak lazım.
İlgilisine notlar:
Gariptir insanoğlu; söze gelir, göze gelir, gaza gelir
ama bir türlü yola gelmez!..