Fâiz hakkında birkaç mülahaza

Abone Ol

“allah, içine fâiz karışmış malı tüketir. Zekâtı ve sadakası verilmiş malı ise bereketlendirir. Allah, nimete nankörlük edip günahta ısrar edenleri sevmez.”

“İnsanlara mallarınızı arttırmak için fâizle verdiğiniz mallar, Allah katında artmaz (Allah, bu malları da arttırmaz). Fakat Allah rızası için mallarının zekâtlarını verenler ise mallarını kat kat arttıranlardır.”

1. Fâiz haramdır. Lanetlenmiştir. Burada en ufak bir şüphe yoktur. “Ey (Allah’a ve Resulüne) iman edenler! İnsanların mallarından belli oranlarda fazladan aldığınız fâizi yemeyin! Artık Allah’tan korkun ki kurtulasınız!”  ayeti kerimesi ile “Kimin yanında bir emanet varsa, onu sahibine emanet etsin. Bilin ki fâizin her çeşidi haram kılınmıştır/kaldırılmıştır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdulmuttalib’in (amcamın) oğlu Abbas’ın fâizleridir. Lakin anaparanız sizindir. Ne başkalarına zulmedin ne de kendinize zulmettirin.”  hadisi şerifinde bu durum kati bir şekilde ifade edilmiştir.

2. Fâiz, sadece belli oranlarda mesela ev veya araba alırken ya da alışveriş yaparken belli oranlarda ödenen farkın adı olmayıp; tüm bir sistemin adıdır. Bu yüzden fâiz, Mekke’de değil Medine’de haram kılınmıştır. Zira fâizin sistem olarak helal olduğu bir dünyada, “ben fâize bulaşmıyorum” demek hem mümkün değildir hem de Allah indinde bizi kurtarmaz. Buna göre fâizin en küçüğüne bulaşmamak gerektiği gibi fâizin tüm dünyadan kalkması için de mücadele etmek gerekmektedir.

3. Yani “Müslümanların ekonomik bir sistemleri olmaması” bizim için bir kurtuluş değildir. Aksine adil ve faizsiz bir sistem kurmak için çalışmadığımızdan dolayı da mesul oluruz.

4. Her aldığımız ürüne, fâiz nedeniyle %33 daha fazla ödediğimizi yani aslında 100 liraya aldığımız bir şeyin değerinin fâiz sistemi olmasa idi 66 lira değerinde olduğunu bilmek; fâizin ne kadar kötü, zararlı ve hayatımızın her alanına bulaştığını görmek için yeterlidir.

5. Fâizin her tarafa yayılmış olması, bizim daha fazla fâize bulaşmamız için mazeret değildir. Bir kere günah işlemek, sonraki günahlar için mazeret değildir. Aslolan, elinden geldiğince günahlardan kaçmaktır. “Ey (Allah’a ve Resulüne) iman edenler! Eğer gerçekten mümin iseniz, Allah’tan korkun ve eskiden aldığınız fâizlerin hepsinden vazgeçin. Eğer bunu yapmazsanız (yani fâizden vazgeçmezseniz) Allah ve Resulünün size savaş ilan edeceğini bilin. Eğer vazgeçip tevbe ederseniz, anaparalarınız sizindir. Ne başkalarına zulmedin ne de kendinize zulmettirin.”

6. İçinde emek ve risk olmayan tüm kazançlar fâizdir. Gayrimenkulün kira geliri helal de paranın kirası fâiz niye helal olmasın diyenler, şu ayeti kerime ile ikaz edilmişlerdir. “Fâiz yiyenler, şeytan çarpmış kimselerin nöbetten ayılmaları gibi kalkarlar. Bunun sebebi, onların “alışveriş de fâiz gibidir ne fark eder” demeleridir. Oysa Allah alışverişi helal fâizi de haram kılmıştır. İşte bundan sonra kim nasihat dinler de fâizden vazgeçerse daha önce yaptıkları daha önce de kalır ve böyle bir kimsenin durumu hakkında Allah karar verecektir. Fakat kim buna rağmen fâize devam ederse cehennemliktir ve asla oradan çıkamayacaktır.”  İşte tam bu noktada, Veda hutbesinde “fâizin her çeşidinin haram kılındığını” da hatırlamak gerekiyor.

7. “Paramı ticarete yatırsam ya da birine ticaret yapması için versem batacak. Bu yüzden bankada tutuyorum” demek fâize bulaşmak olduğu gibi aynı zamanda da israftır. Zira mal, Allah’a aittir. Bize emanet verilmiştir. “Onlara “gökleri ve yeri kim yarattı” diye sorsan “Allah” diye cevap vereceklerdir. O halde şükredip Elhamdülillâh deyin! Hayır hayır! Bunların çoğu cahildir.”  Bize düşen, malı en verimli şekilde kullanmak yani ticaret yapıp üreterek zekât ve sadakasını da vermektir. İsraf, sadece lüzumsuz harcamalar değildir. Ömrümüzü ve malımızı verimsiz şekilde kullanmak da israftır. Zira Allah Teâlâ, bizi en güzel ameli kim yapacak, bu ortaya çıksın diye yaratmıştır.

8. Rızık helal olmayınca dua, ibadet ve cihat da makbul değildir. Rızkın helal olmasının şartları ise şunlardır:

* Malın bizim olmadığını, her şeyin gerçek sahibinin Mevlâ olduğunu ve malın bize sadece emanet olduğunu bilmek.

* Çalışarak ya da ticaret ile kazanmak.

* İsraf etmemek yani malı en güzel şekilde kullanıp gereksiz harcamalardan kaçınmak.

* Rızka şüpheli şeyler katmamak. Zira rızkın sadece helal olması yetmez aynı zamanda temiz de olması gerekir.

* Zekâtını ve sadakasını vermek.

1-  Bakara, 276.

2-  Rûm, 39.

3-  Âli İmrân, 135.

4-  Vedâ hutbesinden.

5-  https://www.youtube.com/watch?v=JmPp0zNy_Jo

6-  Bakara, 278-279.

7-  Bakara, 275.

8-  Lokman, 25.

9-  Mülk, 1.

10- Bakara, 168.