Ey hakikatin gönül erleri I

Abone Ol

Seslenişim, umudun tazelenişi yolun var olduğunu, bitmediğini her yol erinin görevinin olduğunu bir anımsatması içindir. Her yol eri için görevlendiği bir sorumluluğudur. Bu zaman bizim yani sizin zamanınız. Bugün biz varız, yarın ise başka yol erleri olacak, geçmişte olduğu gibi. Bu zamanın zorlukları ve karmaşası var. Geçmişte de başka düzlemde vardı. Hayatın ve yaşanmışlıkların, yaşanacakların iniş ve çıkışlarının olması doğal. Hiçbir yol zahmetsiz ve çilesiz yürünmez. Gözümüzü korkutan birçok neden ve gerekçe bulunuyor. Bunların aşılması, çile çekmeye razı olanlar için bahane değil.

Bu yol gönül ve aşk, tutku ve sevda yoludur. Sen de zorlukları, çileyi ve ezayı göze alarak yola düş. Gözlerin korkmasın, bil ki yürüdükçe ve yol aldıkça bir yere vardığını göreceksin, bu da seni mutlu edecek, huzurlu olacaksın. Yol boyunca güzellik ve iyilik tohumları saç, toprağa döşe. Zamanla gül ve çiçeklerden yeşilliklerden tarhların oluştuğunu göreceksin. Beklemenin ve durmanın zamanı değil. Yapacağın çok işin var. Zaman zaman yapıp ettiklerini besleyeceksin. Yol yürümek, ardına bakmadan tam anlamıyla geçip gitme değildir. Eylem halin oldukça durmuyorsun demektir. Gül bahçen oluştukça şenlik ve şölen oluşacak. Bülbüller, sair kuşlar ötüşecek, arılar vızıldayacak göz ve gönül şenlenecek. Bülbüllerin aşk diline tanık olacaksın. Kırk kere aynı anda farklı seslerine onların aşk dillerine tanık olacaksın. Onlar şakıdıkça bu şenlikle bir şölene dönüşsün. Sen var isen yapıyorsan bunları yaşayarak göreceksin. Onların şakımaları, ötmeleri birer duadır, var oluşun sesleridir.

Bir annenin sevgiyle yavrusuna merhamet ve bakışı, yaşayışı ne ise senin de öyle olsun. Anne sevgisiyle bak, merhamet et. Sevgi iksirin yayılsın ki karşılık bulasın. Allah’ın sana sunduğu güzellikleri başkalarıyla başkaları da seninle yaşasın. Sadece kendi nefsini ve benini düşünme. Nice benler ve nefisler var şu âlemde. İhtiyacı olan, yapamayan edemeyenleri de bulunuyor. Bundan mahrum olanların gönüllerine belki senin bu iksirinin etkisi de olur. Sanma ki insan insan bakmıyor, birbirine bakarak yaşıyor.

Bu yol bir insan ömrü kadardı. Her insan kendi ömrünün yolundan ve zamanından sorumludur. Kiminin kısa, kiminin uzundur. Ancak bu kişinin yaşadığı zamanla sınırlıdır. Zaman kutludur, onun kıymetini bilirsen sana karşılığını fazlasıyla verir. Ömrün de yolun da bereketlenir.

Her şey güzelliklerle olunca anlam kazanır; bil ki Allah vergisi huzur ile umut kapıları her zaman açıktır. Yeter ki sen çabala, yolda ol, o zaman yol ferahlık ve huzur verir, kapılar sonuna kadar açılır, bereket yağar, tıpkı yağmur gibi. Hani yağmura da bereket denir ya. Gecikmeler olabilir, kimi zaman da aksamalar olabilir, bu senin umudunu ve heyecanını kırmasın. Her oluşun bir zamanı var.

Yağmur toprağa düştükçe senin saçtığın tohumlar ile şenlenir. Elbette ki Allah, asıl olanı zaten sunmuştur. Onu terbiye etmek, beslemek de senin görevin. Yapıp edeceklerini başkalarından bekleme, çünkü o yolda sen ve senin adımların, çaban var. Başkalarından beklersen başkaları da başkalarından beklerse hiçbir şey yapılmamış olacak. Sorumluluğu sen kendinde bil.

Emeğinin karşılığından her canlı varlık nasiplenir. Sen insandan sorumlu olduğun gibi başka varlıklardan da sorumlusun. Onlar karşılığını katbekat verir.

Bereket bolluktur, şenliktir, huzurdur.

Yaşadığın zaman seninle bilinsin ve seninle anılsın. Kazancını, elde ettiklerini dağıt, sende kalınca sana yük olur. Yük insanı hantallaştırır, bu da tembelliğe ve sorumsuzluğa iter. Adalet mülkünün kapısının bekçisi olduğunu unutma. Sen adil ve merhametli ve verici isen o zaman gönlün zenginliği seni bambaşka bir insan yapar. Aynaya bakmana gerek yok, aynan içindeki yansımadır. O senin yüzüne yansır ki, onunla güzelsin. Nasibi ve arayışı olan alır. Kayıtsız ve ilgisiz olan için yapılacak bir şey yok.