Evrensel ibadetimiz olan Hac (4)

Abone Ol

Büyük şeytan, bugünlerde Müslümanlara kurşun atarken Halkı Müslüman ülkelerin yöneticileri de büyük şeytanın yanında yer alırken, bütün Müslümanlar bir araya gelerek hac da Mina da şeytan taşlarken atılacak yerin tek olduğunu, topluca şeytanın taşlanması gerektiğini, zulmün ve zulüm odaklarının kurşunlanması gerektiğini tatbiki olarak öğrenirler.

Şeytan taşlama ömürde bir defa olduğundan, bir ömür boyu yapmayı, ancak bir defada yıkıcıları yıkmak için atmayı öğrenirler.

Namaz ibadetimizi günde beş defa yaparız. Yardımlaşma ibadetimizi her gün ve her an yaparız. Şeytan taşlamayı ise ömürde bir defa yaparız.

Mekke  şehir devletinin yöneticilerinin  ve halkın  önünde eğildikleri  Lat, Menat ve Uzza putlarının isimleri Kur an-ı Kerim de  Necm suresinin  19 uncu ayetinde  bir defa geçer.

Mekke devletini yöneten zalimlerden yalnız bir tanesinin künyesi Kur an-ı Kerim de Mesed suresinde bir defa Ebu Lehep diye geçer.

Günümüz yazar-çizerlerine bakıyorum, şeytan taşlar gibi her gün aynı sistemi ve şahısları taşlama suretiyle hem yüzsüzleştiriyorlar, hem de kötü yoldan da olsa meşhur ediyorlar.

Yanlış yapan yetkilileri tenkit için çizilen karikatürleri toplayan, oynayan tiyatroları seyreden ve yanlışına devam eden siyasiler bol miktarda var.

Hanefilere göre Haccın iki farzı, on dört vacibi, yirmi sekiz sünneti vardır. "Hacca gidenler bunları bilemezler ki" diye aklınıza bir şey gelirse doğrudur. Ancak Hac için görevli hocaların gözetiminde bunların hepsi gerçekleştirilir. Hacılar, bunları bilmeseler de görev yerine getirilir.

Bu kadar farz, vacib ve sünnet arasından bir tanesi de şeytan taşlamaktır. 44 tane ibadetin içinden bir tanesi şeytan taşlamaktır. O da ömrümüzde bir defa yapılır.

Yöneticilerinin yönleri şeytana dönük olsa da renkleri, ırkları ve dilleri ayrı olan bu milyonlarca insanlar, bir yeri (Hacer-i Esved i) tutmayı ve bir gaye etrafında dolaşmayı, Kabe etrafında daire olurken yüz yüze gelmeyi tatbiki olarak öğrenirler. Yurtlarına dönünce ayrı ayrı yerlerdeki Müslümanlar, aynı hedeflere  yürümeyi ve aynı yeri tutmayı gerçekleştirirler.

"Rabbinizden fazl (rızk) istemenizde, hac aylarında ticaret yapmanızda günah yoktur. Arafat tan hep birlikte boşanıp aktığınızda Meş ar-i Haram da Allah ı zikredin." (Bakara 2/198) ayetiyle Müslüman ülkeler arasında bir serbest bölge oluşturularak gönüller arası alışverişin yanında kasalar, kaynaklar, üretimler arasında da alışveriş yapılmasına dikkat ederler.

Veda tavafında son bir defa daha Kabe etrafında halka oluştururlar, yüz yüze gelirler ve iyi intibalarla ayrılırlar.

Medine-i Münevverede sevgili peygamberimizi ziyaret ederler. Sahte örnek ve önderlerin çokluğundan ayrılıklara düşüldüğü, kurşunlar sıkıldığı bir dünyada, Allah ın örnek gösterdiğinden daha güzel bir örnek olamayacağına karar verirler, onun yolundan yürümeye oradan başlarlar ve ülkelerinde o yürüyüşe devam ederler.