Evlenirken eşinize “iyi günde kötü günde yanında olacağım” diye söz veriyorsunuz. Bu sözü verirken kadın ya da erkek olsun duygularının yoğunluğuna kapılarak neye söz verdiklerinin tam farkına varamıyorlar. İyi günde bir arada olup, mutluluğu paylaşmanın ne olduğunu anlayabiliyoruz. Ama acıyı paylaşma meselesini ve bunun ne olduğunu aklımıza dahi getirmiyoruz.
Bilirsiniz, mutluluğunuzdan pay koparmak isteyenler çok olur. Fakat kötü gününüzde yalnızlaşır ve acıyı tek başına taşımak zorunda kalırsınız. Acıyı taşımak kolay bir iş değildir. Fakat yükünüzden tutanlar sizden uzaklaşmış ve yalnız kalmışsanız tek başına yürümekten başka çareniz yoktur.
Evlenecek eşler, kötü günde de senin yanında yer alacağım derken bu cümleyi baştan aşağı analiz etmek zorundadırlar. Zira kötü gün, hastalık, zayıflık, maddi kayıplar ve her anlamda yoksunlaşmayı ifade eder. Mağdur bir kişinin yanında yer almak, onun acısını birlikte taşımak ve onu hiçbir şekilde terk etmemek anlamı taşır. Fakat eşinin imtihanında ona yardımcı olan pek az kadın ya da erkek vardır. İşte tam da bu konuyu özetleyen bir hikâye dinledim. Adam yaşadıklarını şöyle anlatıyordu:
“Evlendiğimde iki dükkân, iki ev bir yazlık ve epey mülk sahibi idim. Eşimle üniversitede tanıştık ve tanışmamızdan altı ay sonra evlendik. Evlenmek istediğiniz kişinin bir yönü sizi diğerlerinden daha fazla etkiler.
Artık başka bir şey göremez olursunuz. Eşimin beni en fazla etkileyen yönü şefkatli bir yaklaşımının olmasıydı. Fakat evliliğimin yirminci yılında hayatım baştan aşağı değişti. Yaşadığım rahatsızlık ve işimde iflas etmem nedeniyle dostlarım bir bir uzaklaştılar. Varlıklı bir kimse iken beş yıl içinde her şeyimi kaybettim. O vakte kadar yanımda yer alan eşim, bu kadar sıkıntıya katlanamam, ya kaybettiğin mülkü yeniden kazanırsın ya da beni kaybedersin dedi. Gitmesini söyledim gitti. Bir oğlumuz var, şu an annesi ile birlikte yaşıyor. Eşim ikinci evliliğini yaptı, oğlumun üvey baba ile yaşamasına rıza göstermedim. Ama çaresiz kaldım.
Şu an her şeyini kaybetmiş bir yoksulum. Eşim, iş yerim, evlerim, dükkanlarım, sağlığım, çocuğum, yakınlarım… Ama hayat devam ediyor, tedavilerime yoğunlaşıyor ve toparlanmaya çalışıyorum. Hayatım gözümün önünden geçiyor ve evlenirken insanların birbirlerine verdikleri “ iyi günde kötü günde yanındayım” sözünün ne kadar yalan olduğunu düşünüyorum. Yoksulluğumun bana öğrettiği acı bir gerçek bu.