Yaşamla ölüm arasındasın, fakat zafer ölümün olacak ve
sen sahip olduğunu zannettiğin her şeyi terk edip gideceksin. Unutma yolcusun
Aristo mutluluk kendine yetenlerindir demiş. Bundan kasıt
aslında insanın başkaları üzerinden gerçekleştirmeyi düşündüğü beklentilerini
azaltması ve sahip olduğu ile iktifa etmeyi öğrenmesidir. Mutluluğa ancak bunu
başarabildiğimiz takdirde ulaşabiliriz.
Hayatı boyunca birçok kere haksızlığa uğrayan kimselerin
intikam alırcasına neden diğer insanlara kötülük etmeye yeltendiklerini anlamak
mümkün değil. Hani eşekten düşenin halini ancak eşekten düşen anlardı. Demek ki
bazı insanlar eşekten düştükten sonra düşmeyenlerden intikam alma yoluna
gidiyorlar.
Bir insanın olumlu yanlarını kıskanmak ne kadar kötü ise,
insanları kıskandırmak için kışkırtıcı tavırlar sergilemek de o kadar kötüdür.
Doğru olan, kişinin kendisinin ve başkalarının sahip olduğu iyi şeylerden
hoşnut olmasıdır.
Bir insanı kendinize yakın hissetmeyebilir, onunla olan
ilişkilerinize mesafe koymak zorunda kalabilirsiniz. Fakat bu hiçbir zaman size
karşınızdaki kişiye haksızlık yapma hakkı vermez. İster yakınınızda olsun ister
uzağınızda insanların haklarını korumak zorundasınız.
Hiç sıkıntım yok ama nedense kendimi boşlukta hissediyorum
dediğiniz anlar olur. Böyle durumlarda içsesinizi dinleyin ve dua ile Allah a
yakınlaşmaya çalışın. Zira siz her ne kadar hiçbir sıkıntım yok deseniz de
ruhunuzdaki açlık bütün yoğunluğu ile ortaya çıkıyor ve bizi arayışa
sürüklüyor. O yüzden ruhunuzun sesine kulak verin ve sorumluluklarınızı yeniden
gözden geçirin.
Dışarıda olup bitenlerden bana ne ben kendime bakarım
deme hakkına sahip değilsiniz zira bu gemide siz de varsınız. Eğer gemi batarsa
umursamadığınız toplulukla birlikte siz de batacaksınız.
Bir insanı bir olayı ele alırken sadece kabuğuna
bakıyorsunuz, oysa görünen her şeyin bir de görünmeyen tarafı vardır. Siz
görünmeyeni görmeye çalışın. O vakit insanlarla daha sağlıklı ve daha başarılı
ilişkiler kurabilirsiniz.