Erken seçim, baskın seçim, panik seçimi; seçim!

Abone Ol

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: “Açıklanan tarih erken seçim değil baskın seçim tarihidir. Bu seçim tarihi AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın ne kadar paniklediğinin işaretidir. Uyum yasaları bile çıkmadan açıklanan bu tarih paniğin ve tükenmişliğin göstergesidir. Lisan-ı hâl ile diyorlar ki, bizim ülkeyi artık 2 ay bile yönetebilecek gücümüz yok. Maalesef bu iktidar hiçbir işi normal yollardan gerçekleştiremiyor. Hep anormal şeyler yapmak ve milleti şaşırtmakla meşguller. Hangi tarihte olursa olsun biz seçime hazırız. Ülkemize hayırlı olsun. Aceleyle, panikle, tükenmişlik psikolojisi içinde aldıkları bu karar inşallah ülkemiz için, milletimiz için hayırlı sonuçlara vesile olacaktır. En hayırlı sonuçlarından biri de milletimizin bu iktidardan en erken bir şekilde kurtulmasının vesilesi olacaktır.”

Fehmi Koru’nun yazısının başlığı: Yazılarımı okuyorsanız şaşırmamışsınızdır; ancak torbada sürprizler çok… Yazının Sonu: “Muhalefet cephesi de, yine umarım, vakit darlığı yüzünden erken havlu atmaz ve en iyi tercihlerde bulunarak seçimlere heyecan getirme imkânı bulur. / Bakmayın ‘umarım’ deyip durduğuma, aslında ‘seçimi erkene alma kararını alanlar önümüzdeki iki ayı da en ince ayrıntısına kadar planlamış olmalıdır’ diye düşünüyorum. / OHAL ortamında gidiyoruz baskın seçime...”

Orhan Bursalı’nın yazı başlığı: Bir efsanenin çöküşü, OHAL kılıcı, korku ve panik seçimi. Yazının Sonu: “Devlet Bahçeli, 2001’de koalisyon hükümetini bozarken yaptığı açıklamanın neredeyse birebir aynısını yaptı. / Cumhurbaşkanı, dış riskler vb. dedi. / Pardon, kendileri iktidar değil mi? İstedikleri kararları anında alıp uygulamıyorlar mı? Koalisyon mu var ki size engel çıkartıyor? Meclis mi var ki yasaları kabul ettiremiyorsunuz? Elinizde ayrıca OHAL var. KHK ile hemen bir gecede yasalar ilan etmiyor musunuz?”

Nihal Bengisu Karaca: Erken değil, süper erken seçim. Yazının Sonu: “Cumhur İttifakı söz konusu süper erken seçim fikrinde mutabık kalmayı, özetle, ‘Eski sistemin hastalıkları devam ediyor, belirsizliğe son vermek lazım’ ile gerekçelendirdi. Ama bu açıklama pek gerçekçi değil, zira hem Cumhurbaşkanlığı sistemi fiilen yürürlükte, hem OHAL muhalif partiler aleyhine, iktidar partisi lehine epey avantajlı bir yetki alanı sunuyor... Dahası, önce ısrarla, ‘Hayır erken seçim yok’ deyip sonra ‘süper erken seçim’ tarihi belirlemek kaçınılmaz olarak şu sorunun sorulmasına neden oldu: Hangi sürpriz kriz, hangi beklenmedik aciliyet bir ‘baskın seçim’ gerektirdi? Önümüzdeki günlerde Cumhur İttifakı’ndan neden 2 hafta içinde görüş değiştirildiğine ve neden erken seçim olasılığının süper erken seçim tercihine tahvil edildiğine dair daha tatmin edici cevaplar gelir diye umuyorum.”

Yavuz Selim Demirağ: Pusu kuran pusuya düşer… Yazının Sonu: “Yangından mal kaçırırcasına çıkan bu erken seçim her şeyden önce anayasaya, siyasi partiler yasası ve seçim kanununa aykırıdır. Hukuksuzluğun hukuki hale dönüştürmeye çalışanlar unutmasınlar ki pusu kuranlar, pusuya da düşer. Her şeye rağmen Türkiye’nin bir buçuk yıl kaybetmeden kurtulacağına seviniyoruz. Eskiler boşuna söylememiş ‘Ava giden avlanır’ diye...”

Oğuz Demiralp: SEÇİM. Yazının Sonu: “Seçime OHAL koşullarında gidiliyor. Bunu demokrasiyle nasıl bağdaştırabiliyorlar? Herhalde, ‘Bizim halka bu kadar demokrasi yeter’ diye düşünüyorlar. Seçimlere o yeni sistemin uyum yasaları da çıkarılmadan gidiliyor, Bunu nasıl açıklayabiliyorlar? Herhalde, ‘Bizim halk bunları zaten anlamaz’ diye düşünüyorlar. Üniversite sınavlarının yapılacağı tarihi seçim tarihi diye açıklıyorlar. Bu, çocuklarımıza, ailelerine saygısızlık değil mi? Herhalde, gene, ‘Bizim insanımız aldırmaz’ diye düşünüyorlar. Herhalde, ‘Halkın Ramazan’da karnını doyururuz, cebine bir kaç kuruş koruz, bir kaç da dinsel lâf eder, seçimleri götürürüz’ diye düşünüyorlar. / Baskın seçim yaptıklarına göre, demek ki, seçimleri daha ilerde yapsalardı kaybetme ihtimalleri önemli olacaktı. Kaybetme ihtimalini azaltmak için seçim tarihini öne aldılar. Demek ki, seçimleri kaybetme ihtimalleri cidden var. Muhalefetin birbirine düşmeden, akıllı bir şekilde, hatta sessizce görev bölüşümü yaparak, birbirinin ayağına basmadan seçim kampanyası yürütmesi halinde halkımızın kolay kolay kandırılamayacağını belki görebiliriz.” Seçim… Erken Seçim… Baskın Seçim… SEÇİM!!!