Dün, sabah erken saatleri…
Hastanede koridorda beklerken 80-85 yaşlarında, sakalları ağarmış, halim selim, tatlı mı tatlı bir yaşlı amca geldi, önümde durdu. Bana gülümseyerek, tebessüm ederek bakmaya başladı. Bir yandan da kan alınan kolundaki pamuğu tutuyordu. Ben de ayağa kalktım…
- “Sen Adnan Öksüz Bey değil misin?” dedi. Evet dedim, kucaklaştık.
Erkan Kaya amcamız, başından bu yana Millî Gazete abonesi. Bir Millî Görüşçü... Erbakan Hoca ve Millî Görüş sevdalısı.
* 87 yaşında ve Bağ-Kur emeklisi Erkan Kaya amcamız, aslen Giresun/Bulancaklı... Fatih/İstanbul'da oturuyor.
* Damadı ile gelmiş hastaneye. Damadı, Erkan amcamızın paltosunun cebini gösterdi; Millî Gazete vardı.
* Tam da Millî Gazetemizin kuruluş yıl dönümü tarihine (12 Ocak 1973) doğru yaklaşırken, yarım asrı deviren Millî Gazete sevdalıları dimdik ayakta.
Erkan Kaya amcamızın hastanede bile Millî Gazetesi cebinde…
Mahmut Apaydın abimizin Kâbe’yi ve kutsal toprakları ziyaretinde, umrede bile Millî Gazetesi hemen yanında… Elhamdülillah…
***
Bir not daha…
4-5 sene önceydi...
Telefonum çaldı.
Arayan Erkan Kaya amcamızdı. Dertli mi dertliydi;
* “Adnan Bey, ben 82 yaşında bir emekliyim. Malum bu koronavirüs günleri dolayısıyla dışarı çıkmamız yasak. Kanunlara, yasalara her zaman saygımız var, elbette uyacağız. Ama devlet bize dedi ki, 'Siz sakın dışarı çıkmayın. Emekli maaşınızı evinize biz getireceğiz.' Eyvallah. Güzel bir hizmet.”
* “Bu hizmetten istifade etmek için belki 20 belki 30 yeri aradım. Emekli maaşımı getirmediler. Hatta telefona bakan bir yetkili, 'Amca sesin gelmiyor!' diyerek telefonu yüzüme kapattı. Sesimi alamıyorsan niye cevaben aramıyorsun? Ödemelerimiz var. Paraya ihtiyacımız var.”
* “Ne yaptıysam nereyi aradıysam da emekli maaşımı eve getirtemedim. Bunu okuyan yetkililer derdimize çare bulsunlar. 65 yaş üzeri emeklinin maaşı evine gelecek diyorlar ama işte yaşadıklarım eve maaş geldiği falan yok...”
***
5 sene önce bunları anlatmıştı, Erkan Kaya amcamız.
Hülasa, 5 sene önce telefonda konuştuğumuz Erkan Kaya amcamızla dün yüz yüze görüşme imkânını bulduk…
Korona günlerinde başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere elbette devletin iyi çalışan kurumları oldu. Tümüne şükranlarımızı sunuyoruz.
Ama Erkan Kaya gibi yaşlılarımızın yaşadıkları da ortada.
Merak ettim; yaşlılarımızın emekli maaşları an itibarı ile evlerinde teslim ediliyor mu acaba?
***
Rabbim, Erkan Kaya amcamıza, Mahmut Apaydın abimize ve tüm Millî Gazete çınarlarına sağlıklı, hayırlı, uzun ömürler versin. Amin.
MESAJ PANOSU
* “Sayın Adnan Bey, ülkemizin sağlık, eğitim, güvenlik, toplumsal sıkıntılarını görüp yazmış olmanız gerçek gazetecilik. Sağ olun, var olun. Bazı köşe yazarlarını anlamak için felsefe sözlüğü kullanmak gerekli. Yani, halkımız onları anlayamıyor ve okumuyor. Kuşkusuz birikimlerine saygımız var ancak “sanat için sanat değil, halk için sanat” olsun. Bunu size yazmaktaki amacım şu; uygun ortam ve şartlarda hayatın gerçekleriyle ilgili konuları dillendirebilirseniz seviniriz. Selamlar, saygılar.” (S. Yavuz)
I AM GOING TO SCHOOL! PEKİ YA ARAPÇASI!
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ÖNDER İmam Hatipliler Derneği ve İmam Hatip Araştırmaları Merkezi (İHAMER) iş birliğinde düzenlenen “İmam Hatip Okullarında Arapça Öğretimi Çalıştayı”…
Bu ehemmiyetli Çalıştay, Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde gerçekleştirildi.
Akademisyenler, alanında uzman hocalar ve eğitimcilerin katılımıyla…
***
Yıllardan bu yana beni şahsen rahatsız eden bir konudur; imam hatip okullarında Arapça öğretimi! Nedeni de şu;
* Yedi (7) sene İmam Hatip Lisesi’nde okudum. İmam Hatip Lisesi mezunuyum.
* İmam Hatip Lisesi’nden mezun olmaktan dolayı gurur duyuyorum.
* İyi ki İmam Hatip okulunda okumuşum, iyi ki İmam Hatip okulundaki öğretmenlerden dersler almışım. İyi ki İmam Hatip Okulunda can arkadaşlarımla tanışmışım, dost olmuşum. Halen büyük kısmıyla yakından görüşürüz, sohbet muhabbet ederiz.
* Kısacası iyi ki İmam Hatipliyim!
* Ama şu soruların cevabını da yıllardan bu yana veremiyorum; Arapça, İmam Hatip Okullarında en ağırlıklı ve de temel ders olmasına rağmen 7 sene zarfında neden bizler Arapça öğrenemedik? Neden gereksiz ayrıntılara boğuldu Arapça dersleri? Neden “I am going to school - Okula gidiyorum!” diyecek kadar Arapça öğretmediler, öğretemediler bize? Üstelik de dediğim gibi 7 yıl içinde…
* Bu tespiti yaparken, İmam Hatip Okulunda Arapça dersimize gelen meslek dersleri öğretmenlerimize hiçbir biçimde olumsuz bir tavır takınmak istemem! Katiyen böyle bir niyetim olamaz! Bütün meslek dersleri öğretmenlerimiz samimi, ihlaslı, babacan ve fedakârdı! Ama işte metot, uygulama, araçlar vb. bir hata vardı… Öğrenemedik Arapçayı! Hatta sadece Arapça değil yanı sıra Osmanlıcayı da öğretmeleri gerekirdi; olmadı, olamadı nedense!
***
İnşallah, “İmam Hatip Okullarında Arapça Öğretimi Çalıştayı” bu soruna neşter atar! Temennim ve dileğim budur! Hayırlara vesile olsun…
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
* Türkiye Maarif Vakfı (TMV) ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından hazırlanan ve Türklerin tarihteki eğitim birikimini yansıtan, altı ciltlik Türk Maarif Ansiklopedisi Tanıtım Toplantısı’nın 8 Ocak 2025 Çarşamba günü (bugün) yapılacağını, toplantının TMV Konferans Salonu/Üsküdar’da saat 14.30’da gerçekleştirileceğini, programa Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün ve TÜBA Başkanı Muzaffer Şeker’in de iştirak edeceğini, biliyor musunuz?
GEL BİRLİKTE YÜRÜYELİM!
Ey milletim uyan artık
Hak rengiyle boyan artık
Ol doğruyu duyan artık
Gel birlikte yürüyelim
***
Zulme destek olmaz isen
Mazlum boynu vurmaz isen
Hakk'a karşı durmaz isen
Gel birlikte yürüyelim
***
Kan gölünde boğulmadan
Vatanından kovulmadan
Can evinden vurulmadan
Gel birlikte yürüyelim
***
İnsanlara tuzak kurma
Kardeşini sırttan vurma
Zulüm olan yerde durma
Gel birlikte yürüyelim
***
Gönlün olsun Rabb'e yakın
Dön İslam'a olma sapkın
Saadet istemek hakkın
Gel birlikte yürüyelim
***
Yolsuzluğa karşı isen
Hakkını almak istersen
Son bulsun bu zulüm dersen
Gel birlikte yürüyelim
***
Yakın durma zalimlere
Kulağın ver âlimlere
Dost isen sen salimlere
Gel birlikte yürüyelim
***
Şu dağları aşmak için
Kanatlanıp uçmak için
Heyecanla coşmak için
Gel birlikte yürüyelim
(Yavuz Mercan)