Sayın Adnan Öksüz Beyefendiye; Ben Uludağ Üniversitesi, Mimarlık Bölümü talebesiyim. Bölüm binamızın hemen karşısında "Faik Çelik Otomotiv Mühendisliği Bölümü" binası inşa edildi. Mimarlık bölümünde eğitim gördüğüm için hem yeni yapılmış bir eğitim yapısına göz atmak hem de otomotiv mühendisliği adı altında kurulan bölümün içerisinde neler var, biz de yerli otomobilimizi üreteceğiz mi sonunda gibi sorular, düşünceler ile yapıyı gezdim. Yapının girişini karşılayan avlunun solunda yer alan koridorda büyükçe ve göz alıcı bir renkte (turuncu) yerleştirilmiş olan bir panoda Devrim Otomobilinin resmini gördüm.
Panoda otomobilin güzel bir resmi, hemen altında teknik özellikleri yer alıyor. Bunların yanında da otomobilin tasarımında görev alan mühendislerin adı geçiyor. Bir kaç defa isimleri okudum. Gördüm ki Prof. Dr. Necmettin Erbakanın adı listede yok.
Adnan Bey, keşke Necmettin Erbakan ismi de o panoda yazsa, "Bu memleketten bilim dünyası literatüründe adı okunan bir başbakan" geçmiş diye düşünecek öğrencilerin önü açılsa..
Elbette mevzu isim, şahıs değil ama bunu belirtmek gerektiğini de düşünüyorum. Affınıza sığınarak, bu konuyu gündeme getirebileceğinizi ümit ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Saygılarımla... (ALAADDİN SADIKOĞLU)
Bu bayram çok rahat ettim, çünkü...
*Çünkü, Milli Gazetenin çıkmadığı 3 gün boyunca hiçbir gazeteyi elime almadım, hiçbir köşe yazarını okumadım.
*Çünkü, mecbur kalmadıkça bilgisayarımı da açmadım. Her yönden gelen ve baş döndüren twitlere takılmadım, kimin hangi konuda ne dediğini takip etmedim, umursamadım.
*Çünkü, Kurban Bayramında gelen ve benim öteden beri gıcık olduğum soğuk ve manasız sms tebrik mesajlarının hiçbirine cevap vermedim.
*Ne diyeyim; darısı diğer meslektaşlarımın başına...
Uzun hikaye notları...
"Uzun Hikaye", edebiyat dünyasının usta kalemlerinden Mustafa Kutlunun aynı adlı eserinden, son yılların öne çıkan önemli senaristlerinden Yiğit Güralp tarafından senaryolaştırıldı.
Fırsat bu fırsat, filme gittim. İşte izlenimlerim;
*Biraz Ferdi Tayfur, biraz Orhan Baba, biraz Deli Yürek, kısmen de Öyle Bir Geçer Zaman Ki...
*Türk filmlerinin vazgeçilmez repliklerinden biri olan başladığı yere dönme bu filmde de yerini almış. O son sahne olmasa daha mı iyi olurdu
*İstasyon sahneleri çekimleri tek kelimeyle harikulade.. Kara Tren Gecikir...de bile böyle mükemmellik görmedim. Bravo Osman Sınav.
*Remington marka daktilo muhabbeti nedense Bülent Ecevitin Erikasını hatırlattı bana. Daktilodan L harfinin düşmesi ve Nevzat Tandoğan versiyonu okul müdürünün, "Sen bu daktilo ile sosyalist, Lenin kelimelerini yazamazsın nasıl olsa! Peki ama kendi adın da Ai mi olacak " sözleri hoş ama abartılı idi...
*Alınteri, hak, dürüstlük, eşitlik ve eşit vatandaşlık kavramları filmin geneline hakimdi.
*Hem sosyalist, hem namaz kılıyor hem de akşamcı! Sadece sosyalistler mi öyle Yıllarca merkez sağa yol/yön veren sağın morrisonlarının genel hayat düsturu da bu değil miydi, sahi
*Filmin müziğini de müsaade ederseniz övmek istiyorum. Ulaş Özdemirin hazırladığı müzikler film atmosferine mükemmel bir uyum sergilemiş. Filmde tek sözlü yer alan ve Oya İşboğanın seslendirdiği "Ah Bu Gönül Şarkıları" adlı eser de doğrusu iyi geldi...
*Film, Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar özdeyişinin bir özeti gibi...
*Filmin son çeyreğinde bir durağanlığı siz de fark ettiniz mi
*Bol istasyon, tren ve kompartıman sahnelerinin önümüzdeki yerel seçimlerle bir ilgisi olabilir mi Trenden sorumlu Bakanın gelecek siyasi hesaplarında bu filmin bir yeri ve katkısı var mıdır, acep Biran için, yakında gösterilecek olan ve fragmanları büyük ses getiren, seçim öncesi Obamaya destek olarak değerlendirilen "Zero Dark Thirty" filmi aklıma geldi de...
*Boşverin gitsin; benimki Uzun Hikaye...
Türk Telekoma acil çağrı...
*1 yılda 1 milyon 210 bin kişi sabit telefon aboneliğini iptal ettirdi.
*100 kişiden 89u cep telefonu kullanırken, sabit telefon kullanan kişi sayısı yüzde 19a geriledi.
*Cep telefonu abone sayısı 1 milyon 700 bin artışla 67 milyona ulaştı. Evinde internet olan hane sayısı ise yüzde 47ye yükseldi.
Son rakamlar bunlar...
Buradan çıkan sonuç ise şu;
Kimse artık evinde sabit hat istemiyor..
Ey Türk Telekom!
Bil ki, birinci vazifen, hangi şerait ve hal içinde olursan ol, sabit telefon hatlarının sabit ücretlerini mümkün olan en aza çekmektir!
Hiç kullanılmayan, üzeri bir karış toz kaplamış telefon hatlarından ayda 25-30 TL sabit ücret almaya devam edersen batman haktır...
Sabit hatlardan al 5 TL, bilemedin kes 7-8 TL..
O vakit göreceksin ki, altından kaymakta olan zemin, yerini bir anda güllük gülistanlık bir sahaya bırakacaktır...
Demedi deme İbrahim!
BAŞSAĞLIĞI: Genel Yayın Yönetmenimiz Mustafa Kurdaşın annesi Penpe hanımefendi dün sabah Hakkın rahmetine kavuştu. Merhumeye Allahtan (cc) rahmet diliyorum.
Kurdaş ailesine de başsağlığı dileklerimi iletiyorum. (A.Ö.)
NOT : Bugün 29 Ekim 2012 Pazartesi... Uyan da balığa gidelim... İktidarın 2012 yılında yeni Anayasa vaadini sıcak tutmak adına... 2012den 9 ay 29 gün daha eksildi. Yeni sivil anayasanın yazımına başlandı, ilk cümleler ortaya çıktı... Ama bugünlerde tık yok... Siviller, bu kez başarabilecek mi Takipçisiyiz...