Erbakan’ca; tek çare Adil Dünya Düzeni derim

Abone Ol

AB… ABD…

BM… NATO…

SSCB… Ve ÇİN…

Türkİye… Ve İRAN…

ARAPLAR… Ve ACEMLER…

KUDÜS… İSRAİL… YAHUDİLER…

ORTADOĞU… AFRİKA… Ve tüm KITALAR…

Bunlar ve bunlara benzer nice meselelerle boğuşan DÜNYA…

Evet, çağımız dünyasının bu meselelerini, bu kangrenleşmiş sorunlarını çözebilecek bir potansiyeli nerede gördüğünüzü sorsam; ne cevap verirsiniz?

Erbakan’ca cevap isterim!

***

Bu yazının yazıldığı bugün, AB ülkesi Fransa’ya yapmakta olduğu ziyaret vesilesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransız basınına konuştu ve “Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği açısından yeni bir döneme girdik” dedi… Almanya ve Fransa AB için çok önemli ülkeler; Almanya şu sıralar sıkıntıda, Fransa AB’de başı çekiyor; İngiltere başka âlemlerde…

Türkiye, yarım yüzyıldır ne durumda olduğu, ne olacağı, ne zamana kadar devam edebileceği ya da özellikle son zamanlarda ne zaman dağılacağı konuşulan bu AB peşinde…

Hâlâ bu AB’nin kuyruğuna takılmaya devam edecek miyiz desem; ne dersiniz?

Erbakan’ca cevap isterim!

ABD, özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında, Sermaye ile birlikte bütün dünyayı sömürmeye devam ediyor ve bu durum artık sürdürülebilir durumda değil…

Dün, “Eski senatörden bomba iddia! ‘ABD’nin sonu geliyor’” başlıklı bir haber dikkatimi çekti. ABD’nin tanınmış Cumhuriyetçilerinden, eski başkan adayı ve eski Teksas Senatörü Ron Paul, ABD’nin ani ve dehşet verici bir sona doğru sürüklendiğini söylemiş... “ABD’nin umursanmadan büyüyen borçlarıyla askeri harcamaları, eninde sonunda sistemin çökmesine ve Sovyetler Birliği’nin son günlerindeki gibi yanıp kül olmasına yol açacak” değerlendirmesini yapmış... Şu hatırlatmaları da önemli; Faşizm, sosyalizm, komünizm, hatta Keynescilik’in yaşayabilir sistemler olmadığı ve kaçınılmaz olarak çökeceği, aynı durumun ABD için de geçerli olabileceği yorumunu yapan Paul, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sovyet sisteminde olduğu gibi ani ve dehşet verici sona doğru gidiyoruz. Benzer bir süreç olmayacak, zira orada bazı ülkeler Sovyet sisteminden ayrılmıştı. Bizim eyaletlerimiz ayrılmayacak, ancak dünya genelinde imparatorluğumuzu daha fazla finanse edemeyeceğimize samimi olarak inanıyorum. Bize ait olduğunu iddia etmesek de, imparatorluğumuz büyük miktarda para ve nüfuz gerektiriyor ve biz imparatorluğu bir arada tutmak için silahla tehdit edip yaptırımları kullanıyoruz. Artık sona yaklaştığımızı düşünüyorum...” Bu kadar!

Türkiye, işte bu ABD ile birçok ana konuda ‘stratejik ortak’ ve özellikle DP döneminden beri hep ABD ile Sermaye (ve AB) merkezli ana politikalarla yönetiliyor…

Erbakan’ca; ‘Bana ne Amerika’dan! Bana ne Amerika’dan!’ der misiniz?

SSCB ve bugünkü RUSYA desem…

Komünist ÇİN ve bugün ne olduğu belli olmayan ÇİN desem…

Hindistan, Pakistan, Bangladeş…

Endonezya, Malezya ve bölgedeki diğer ülkeleri desem…

AFRİKA ve Brezilya başta olmak üzere Güney AMERİKA ülkeleri desem…

‘Türkİye… Ve İRAN…’ / ‘ARAPLAR… Ve ACEMLER…’ / ‘KUDÜS… İSRAİL… YAHUDİLER…’ Ve benzeri daha nice meselelerin çözümü için “Erbakan’ca; tek çare Adil Dünya Düzeni derim…” Nitekim bundan önceki “Yeni yıl, yeni yüzyıl, yeni binyıl düzeni nasıl olacak?” ve “Adil Düzen bütün sorunları çözüme kavuşturur” başlıklı yazılarımda demek istediğim de buydu; akleden düşünenlere… Ve’s-SELAM mea’d-DUA…