Erbakan?a Göre Kredi İle İlgili Esaslar

Abone Ol

ERBAKAN HAFTASI ve ERBAKAN I ANMAK, ANLAMAK VE ERBAKAN

GİBİ YAPMAK vesilesiyle; İSLAM EKONOMİSİ ÇERÇEVESİNDE NECMETTİN ERBAKAN IN

ADİL DÜZEN SÖYLEMİ (İrfan Ersin ve Cengizhan Yıldırım ın çalışması) akademik

çalışmasını değerlendirmeye devam ediyoruz Çalışma NECMETTİN ERBAKAN IN

EKONOMİK SÖYLEM VE UYGULAMALARI adlı YÜKSEK LİSANS TEZİ nden türetilmiş.

Bugün de, ERBAKAN A GÖRE KREDİ İLE İLGİLİ ESASLAR konusu üzerinde duralım...

Hakkı Müktesep Karşılığı Kredi: Bu sistemde bir kişi

tasarruflarını bankada tuttuğu sürede kredi kullanma hakkı elde eder. Bu,

Bankaya yatırılan para x bankada kaldığı süre = Hakkı Müktesep Kredi Hacmi

formülü ile belirlenmektedir. Böyle bir sistemin olması bireylerin

tasarruflarının finans kuruluşlarında toplanmasını ve ekonomiye

kazandırılmasını sağlayacaktır (Erbakan 2010). Erbakan a göre, Adil Düzen de

banka hizmetini genel olarak vakıf kültürüyle devlet yapar. Ancak özel

şahısların banka kurmaları ve faizsiz olarak çalışıp mudilerine kâr temin

etmeleri de mümkündür. Bankalar devlet destekli olacağı için banka sağlamdır ve

batması söz konusu değildir. Bu sistemde hem tasarruflarından gelir

sağlayacağından mudiler, hem de ihtiyacı olanlar bu tasarrufu kullanma hakkına

sahip olduğu için her iki tarafa da fayda sağlayacaktır. Sonuç olarak üretim ve

gelir artacağından tüm ekonomi de bu durumdan fayda sağlayacaktır (Erbakan

2010).

Emek Karşılığı Kredi: Erbakan bu kredi sistemini bir

örnekle açıklamaktadır. Erbakan a göre, mesela benim bir konfeksiyon atölyem

var, burada 20 tane dikiş makinem var, işçilerimi tutup çalıştırırsam

konfeksiyon üretebiliyorum ve kârlı iş yapabiliyorum. Piyasada şartlar müsait

ancak ne var ki işletme sermayem yok. Adil Düzen de bu bir problem değildir.

Atölye sahibi olduğum vesikamı ortaya koyarım, dürüst bir insan olduğuma dair

mensup olduğum Ahlâk topluluğu nun bana verdiği Tezkiye belgesini ortaya

koyarım giderim makinelerimin ve atölyemin gerektirdiği usta ve işçileri arar

bulurum. Atölyemin kaç usta ve işçiyle üretim yapacağı Meslek kuruluşum,

loncam tarafından belirlenmiştir. Bu şartlara uygun olarak usta ve işçilerin

de çalıştıkları zaman ne kadar ücret almaya layık oldukları tahsil, tecrübe,

ehliyet ve kabiliyetlerine göre kendi meslek kuruluşları tarafından

belirlenmiştir. Diyelim ki Adil Düzen de bir dikiş makinesi ustası 1 ay

çalıştığı zaman 5 bin TL alacaktır. Bu kimseleri alır getirir işe başlatırım.

Bunların ücretlerini banka yani devlet öder, ben müteşebbis olarak, atölye

sahibi olarak borçlanırım. Bilahare ürettiğim konfeksiyonu satar borcumu

öderim. İşte üretim için çalışanlara ödenen bu kredinin adı Emek Kredisi dir

(Erbakan 2010). Karagülle ye göre bu emek karşılığı kredi emeğe değil işyerine

verilir (Karagülle 1993).

Rehin Karşılığı Kredi: Erbakan bu sistemi de bir örnekle

açıklamaktadır: Üretici cari fiyatlarla 1000 lira değerinde buğdayımı ambara

verir. Buğdayın bugünkü değerinden hesapla %80 inin yani 800 lirasını kredi

olarak alır. Burada beklenti gelecekte buğdayın fiyatının artacağı şeklindedir.

Üç ay sonra tüketicinin 1000 liralık buğdayı 1200 TL değerine yükseldiğinde

rehin olarak bıraktığı yani satmadığı buğdayını 1200 TL ye vakfa satar.

Dolayısıyla herkes bu örneğe binaen rehin karşılığı kredi alma hakkına sahi

olabilir (Erbakan 2010).

Ödenmiş Vergi Karşılığı Kredi: Adil Düzen de vergi sadece

üretim üzerinden alınır. Erbakan a göre, Sadece devletin üretim yaptığı katkı

ve hizmetleri karşısında kendi hakkını alması söz konusudur. Bu sebepten dolayı

ödenmiş vergi karşılığı kredi den maksat bir kimse, ortaklık veya kuruluşun

devletin gelir teminine vesile olması münasebetiyle kazanmış olduğu bir kredi

imkânıdır. Kim devletin gelir teminine vesile olursa, bu vesile olduğu gelire

bağlı olarak belli kriterler uyarınca ayrıca devletten belli şartlarla kredi

alabilir, işte bu kredinin adı ödenmiş vergi karşılığı kredi dir (Erbakan

2010).

Yatırım Karşılığı Kredi: Adil Düzen de ehil kimselere

hangi konuda ne miktar taahhüt işi yapabilecekleri meslek kuruluşları

tarafından kendilerine teminatlı ehliyetler olarak verilmektedir. Aynı zamanda

herkes mensup olduğu ahlâk topluluğundan da dürüst bir kimse olduğuna dair

teminatlı tezkiye belgesi alabilmektedir. Dolayısıyla tezkiye belgesini alan

girişimci devletin hazırlatmış olacağı makro planlarını ve yatırım projelerini

bu kredi sistemiyle hayata geçirmesi mümkün olacaktır. Böylelikle üretim artış

gösterecektir (Erbakan 2010).