1923’de Adıyaman Besni’de dünyaya geldi.
Şair, siyasetçi ve devlet adamı…
Hayatı anekdotlarla dolu...
Bir seçim sonrası Refah Partisi’nden milletvekili olarak Meclise giren Emre’yi, bu sefer yaşının büyük olması dolayısıyla Meclis Başkanlığı görevi beklemektedir.
Yasin Hatipoğlu bu olayı şöyle anlatır:
“Türkiye’de seçimler yenilenmişti. Her genel seçimden sonra Meclis başkanlık divanı yeniden oluşur. Usül, iç tüzüğüne göre en yaşlı üye, divan oluşuncaya kadar Meclise başkanlık eder. Bu konuda kılık kıyafet mecburiyeti var. Meclis başkanının frak giymesi gerekiyor. Arif Emre, ‘Nereden bulacağız, terzilere sordum çok pahalıymış, iki gün için bu parayı vermek uygun değil!’ der. ‘Merak etme abi, bir çözüm buluruz. Benim frak sana olursa emanet veririm. Nasılsa aynı anda giymeyeceğiz’ demiştim. Çok sevindi. Sonrasında aramızda bu konu üzerine şakalaşmalar başladı...”
Hatipoğlu, Emre için, “İyi bir şairdi, aruzla yazıyordu. Güzel şiirleri vardı, TV’lerde, radyolarda okunan nat-ı şerifleri vardı” derken, kendisinin de onun rübâisine yazdığı nazîreleri olduğunu söyler.
Süleyman Arif Emre’nin 90’lı yıllarında geçirdiği bir rahatsızlığında Yasin Hatiboğlu'nun kaleme aldığı şiirden birkaç mısra ise şu şekildedir:
“İşittim hasta olmuşsun; üzüldüm, yandım üstâdım.
Perîşânım teessürden, ‘yıkıldım’ sandım üstâdım.
Geciktim gâlibâ, eyvâh! Sorulmaz mı ‘ne hâlin var?’
Kapıldım fendine dehrin, nasıl da kandım üstâdım.”
***
Devlet adamlığının yanı sıra iyi bir şair olan Süleyman Arif Emre’nin şiirleri, 28 Şubat döneminin gençliğine ilham olan ezgilere dönüştü.
Mehmet Emin Ay’ın seslendirdiği “Kan Tutar” şiiri bunlardan en akılda kalanıdır.
"Leblerimle emrine âmâdedir cânım benim
Al da bir bûseyle öldür haydi cânânım benim
Lâl olur birden dilim bilmem neden görsem seni
Görmesem kalmaz karârım dinmez efgânım benim
Hasta gönlüm çok zamandır iftirâkından harâb
Olmadım bir lahza rahat geçti devrânım benim
Mübtelâyım bir ümitsiz gizli derdin zehrine
Bu sebepten her geçen gün düştü dermânım benim
Yok teselliden nasîbim vermeyin zahmet bana
Etmeyin bunca eziyet az mı hicrânım benim
Kantutar sen her bakışta kastedersen cânıma
Yâremi sar melhem ol da akmasın kânım benim
Arif Emre her ne etse râzıdır fermânına
Sahibimsin hem efendim hem de sultânım benim."
SÜLEYMAN ARİF EMRE KİMDİR?
Liseyi Ankara'da Gazi Lisesi'nde okudu. 1944 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu.
İki dönem Adıyaman ve 4 dönem İstanbul milletvekilliği ile devlet bakanlığı yaptı.
Millî Selâmet Partisi'nin kurucu genel başkanı, Milli Nizam Partisi'nin kurucu üyesiydi. Evli ve 4 çocuk babasıydı.
Türkiye siyasi hayatının yaklaşık son elli yılına tanıklık eden, 1956 yılında Hürriyet Partisi'nde siyasete başlayıp 1961'de Yeni Türkiye Partisi'nde devam eden Ârif Emre, asıl çalışmasını Milli Görüş hareketinin temellerini atmakla yaptı.
12 Eylül 1980'den sonra tutuklanıp Mamak Sıkıyönetim Mahkemesi'nce yargılandı. Beraat etti.
Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan liderliğinde kurulan Millî Nizam Partisi'nin programını hazırlayan, bu partinin kapatılmasından sonra Millî Selâmet Partisi'ni kurup başkanlığını deruhte eden, daha sonra sırasıyla Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Saadet Partisi yönetiminde görev alan, beş dönem milletvekilliği yapan Süleyman Ârif Emre, Siyasette Otuzbeş Yıl başlıklı kitabıyla, hatıralarını belgeleyip yayımladı.
Tüm şiirlerini Suların Şarkısı başlıklı kitabında toplamıştır.
Diğer bir kitabı da Namazın Hayati Özellikleri başlığını taşıyor.
Millî Gazete'de günlük yazıları yayımlandı.
Süleyman Ârif Emre 21 Temmuz 2019'da İstanbul'da 96 rahmeti rahmana kavuştu.
Allah rahmet eylesin.
Mekanı cennet, makamı ali, menzili mübarek olsun.