Erbakan Hoca ve İttihatçılığın Çöküşü -II-

Abone Ol

Millî Görüş, MNP ile hayata girdi, uzun ömürlü olamadı,

kapatılmış olsa da etkileri görüldü. Artık toprağa tohum atılmıştı. MSP nin

kuruluşu daha büyük bir ses getirdi. Bu İttihatçı geleneği tedirgin etti.

Partiyi içten kuşatma girişimleri MNP zamanında başlamıştı, fakat bunda başarılı

olunamamıştı. MSP döneminde yeni gelişmeler oldu. Önceki dönemi bir

anımsayalım.

1950 yılından sonra İttihatçı gelenek DP merkezli yürüdü.

1960 darbesinde Menderes ile iki arkadaşı idam edilince yerine kurulan partinin

başına Gümüşpala getirildi. Fakat bir operasyonla, Mason Süleyman Demirel

getirildi. Onun egemenliği 1973 yılına kadar sürdü. Bu arada Demirel toplum

katında ciddî olarak yıprandı. Yolsuzluklar, ikiyüzlülük, güvensizlik duygusu

getirdi. Kimi cemaatler Nurlu Süleyman sloganıyla koşulsuz desteklese de

Milli Görüş ciddi anlamda yer edindi. Bu arada İttihatçı geleneğin bir diğer

partisi olan CHP Ecevit ile bir çıkış yakaladı. CHP-MSP iktidarı bütün

dengeleri ters yüz etti. Sanayileşme çabası, Kıbrıs Barış Harekâtı önemli

çıkışlardı. Milli Görüş tam anlamıyla toplum katında karşılık buldu. Fakat bu

iktidar uzun ömürlü olamadı. Demirel in entrikaları, ittihatçıların ve

Masonların telâşı sonucu yeni dönemler başladı. Demirel, meydanı kaptırmak

istemediğinden her şeyi göze aldı MSP ile koalisyonlara girdi. Bunda da Milli

Görüş yapmak istediklerini sürdürdü. Ardından yeni darbeler, yeni atraksiyonlar

başladı. MSP kapatıldı.

Demirel zamanı tamamlamış göründü, bu yeni süreçte Milli

Görüş geleneğine daha yakın biri iktidara taşındı, ANAP. ANAP da bir muvazaa

partisiydi. İçeriden masonlar tarafından kuşatıldı. Özal ın kendi ifadesiyle

partiyi kurarken bazı isimlerin mutlaka partiye alınması koşulu getirilmişti.

Bunlar Mesut Yılmaz başta olmak üzere birçok mason kendisine zorunlu kılındı.

Zaman içinde de parti Mesut Yılmaz a teslim edildi. Fakat Mesut Yılmaz Süleyman

Demirel in boşluğunu dolduramadı. O vizyona da sahip değildi. DYP nin başına da

Tansu Çiller getirildi, o da isteneni gerçekleştiremedi.

Milli Görüş ün yolu kapatıldıkça çıkışı daha güçlü oldu.

RP ile büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanması, belediyedeki başarıları,

iktidar ortaklıklarındaki başarısı İttihatçı geleneği iyice zorda bıraktı.

Sadece siyasa adamları değil, asker, medya, masonik

kuruluşlar, ittihatçı geleneğin sivil toplum örgütleri TÜSİAD, işçi

sendikaları, memur sendikaları ve daha niceleri el birliği yaptılar. 28 Şubat

sonrasında RP nin kapatılması sonrasında ittihatçı geleneğin bütün partileri

bir araya geldi, iktidar ortaklığı sağlandı. CHP, ANAP, MHP bu üç parti de

ittihatçı geleneğin despotizmlerini ortaya koymalarına karşın giderek

küçüldüler. Bu, sonun başlangıcıydı. Bu dönem çok ağır geçti. Toplum büyük bir

travma geçirdi.

Kürt kavmiyetçiliğinin de bu döneme denk gelmesi bir

rastlantı olmasa gerek.

Nedeni sahih Müslümanların başında olduğu hareketin

sadece Türkiye yi değil bölgeyi ve İslâm dünyasını da kuşatmış olmasıydı. 28

Şubat sadece Türkiye yaşanmadı. D 8 ler içinde yer alan hemen bütün ülkelerde

de benzer durumlar yaşandı. Bu dönemde yeni bir süreç başladı. FP kapatıldı,

Milli Görüş ilk kez parçalandı. Asıl çizgisinden uzaklaştırılan bu kadro ezici

bir çoğunlukla iktidara geldi. Belki İttihatçı geleneğin tam izleğinde değiller

ama Batı ve egemenlerle ilişkilerinde, uygulamalarında İttihatçı partilerden

farkları olmadı. Milli Görüş geleneği döneminde kurulan sendikalar, sivil

toplum örgütleri büyük çoğunlukla iktidarın güdümüne girdiler. Özlerini

yitirdiler.

Milli Görüş, bütün olumsuzluklara karşın asıl nüvesini

koruyor. Burada büyük bir çaba ve emek gerekiyor. Tabii ki tek şansızlık

Erbakan Hoca gibi bir liderin eksikliği. Fakat diğer taraftan genç ve dinamik

bir kadro bulunuyor.

Şu son zamanlarda milliyetçilik ve kavmi çekişmelerin

temelinde yatan şey İttihatçı geleneğin direniş çaba ve çırpınışlarıdır.

Bugün Milli Görüş geleneğinden gelenlerin iktidar olması

Erbakan Hoca nın siyasal mücadelede İttihatçı geleneği ve yapıyı çökertmesi

başarısıdır. Bunun başka bir izahı yoktur.